content
03 Şub

Avrasyacılık Nedir? (I)

Avrasyacılık Düşüncesi Nasıl Oluşmuştur?

Raporun konusu olan Avrasyacılık düşüncesi ilk olarak Nursultan Nazarbayev'in Kazakistan için 10 yıllık planını halkı ile paylaştığı 3 Haziran 1994'te bölge gündemine oturmuştur. Kökenine indiğimizde ise aslında daha uzun yılara ve farklı yapılanma çabalarına dayandığını görüyoruz. Avrasyacılık düşüncesine, başlangıcındaki ve gelişme sürecindeki eylemleri veya varılmak istenen sonuçları temel alarak baktığımızda, karşımıza çok karışık bir denklem çıkıyor.

Öncelikle ülke halklarında Avrasya'nın değerine bakmak gerekiyor. Örnek olarak Rusya Avrasyacılığa başta bölge ülkelerini kontrol altında tutma çabası ve Süper Güç ortaklığı olarak iki farklı ama yakın açıdan bakarken, Kazakistan bu projeye kurtarıcı ve mutlak şart olarak bakıyor. İçinde olmasa da Çin bu birliği ABD etkilerini azaltmasından dolayı olumlu şekilde izlerken, Azerbaycan Avrasya içinde yer almaya sıcak bakmasa da ipleri de koparmamaktan yana.

Avrasyacılık düşüncesi nedir?

Avrasya Birliği, Nursultan Nazarbayev'in bölge ülkelerini dayanışma içinde tutmak suretiyle, küçük parçacıklar haline gelip büyük ülkelere yem olmasını engellemek ve daha sosyalist bir bakışla yeni bir güç doğurmak için yola çıktığı bir projedir Avrasyacılık. Ülkeleri ne tek bayrak altında toplamak gibi bir hedefi vardır, ne de ortak bir ekonomi veya yönetim oluşturmak istemektedir. Bu açıdan şunu kesin olarak söyleyebiliriz ki Avrasyacılık düşüncesinin tam anlamıyla bir birleşme hedefi yoktur.  Sovyetlerin dağılmasından sonra emperyalist ABD politikalarının gözünü bölgeye dikmesinin yarattığı tedirginliği Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ile gidermeye çalışan ülkelerden bazıları, bu anlaşmalı ayrılık hamlesinin miladını tamamlamasından sonra yeni bir arayış içine girme gereksinimi duydular.

Çünkü BDT içinde artık Rusya merkezlilikten kurtulmak isteyen ülkeler baş göstermeye başladı.

BDT'nin işlevini iyice yitirmesinin ve kopmaların gerçekleşmesinin ardından, eski Sovyet ülkelerinde bir boşluk oluştu. Bu boşluğun oluşmasını iyi değerlendiren ABD ise, geçmiş yıllarda yaşadığımız Turuncu devrimlerle son bulması öngörülen sızma eylemlerine girişerek, eski Sovyet sahasında söz sahibi olmaya başladı. ABD'nin bu bölgeye neden girmek istediğini de söylemek gerekiyor. Türkmenistan ve Kazakistan dünyanın en büyük doğalgaz ve petrol üreticilerinden ikisi. Ayrıca Azerbaycan ve Özbekistan'da da azımsanmayacak kadar büyük yataklar var. Bir başka sebebi de bu bölge ABD'nin halihazırda girememiş olduğu, kendisi için el değmemiş bir pazar olması.  Azerbaycan gibi Sovyet Rusya'nın tüm kötülüklerini yaşamış bir ülke ile arası iyi olan, yani Avrasya'ya açılan tek anahtarı elinde tutan ABD için bu pazar, girilmesi en kolay gibi gözüken ve bununla beraber büyümeye elverişli bir pazardır. İki rakibi Rusya ve Çin'in yanı başında bulunması da ABD için bulunmaz bir nimettir.

Bu açıdan baktığımızda, Rusya'nın Avrasya havzasını kaybetmesinin kendi açısından yaratacağı götürülerinin boyutunu gözler önüne seriyor. Eğer Rusya bugün bir enerji devi olma arzusundaysa ve AB'yi enerji kozu ile kontrol altında alma hedefindeyse, petrolün kaynağını ve geçiş güzergahlarını da elinde tutmak zorundadır. Özellikle NABUCCO projesini ya etkisiz kılmalı ya da Batıya açılan kendi enerji yollarını çok daha zalim ve etkin kullanmalı. Gelelim bölgenin küçük ülkelerinin Avrasyacılığa bakışına.

Sovyetlerin dağılması, Rusya dışındaki ülkelerin de tepeden inme de olsa, demokrasi, özgürlük ve egemenlik ısrarlarına sebep oldu. Rusya'ya olan kırgınlıkları dolayısıyla BDT'ye bakışları da pek güven arz etmiyordu. Bölge olarak bakarsak, Orta Asya ülkeleri ve Ukrayna, Rusya’nın yanında yer alırken, diğer ülkeler kendi egemenliklerinin peşindeydi. Bunun sonucu olarak batıya yakınlaştıklarını görüyoruz.  Bu şartlar altında bölge, Batı ve Rusya arasında kalan ülkeler üzerindeki hesaplaşmalar sonucu yeni bir soğuk savaşa sürüklenebilirdi. Bu da otoriter devlet başkanları için ülkelerinde istikrarsızlık demekti. Bunun engellenmesi için, bölgesel bir güç olmaktan çok, birliktelik sonucu istikrarı koruma amacında olan Nazarbayev 1994 yılında Avrasyacılık fikrini ortaya attı. Bu noktada Nazarbayev'in buna neden gereksinim duyduğu hakkında aklımıza 4 sebep gelebilir.

A) Sovyetlerin dağılması sonrası ABD'nin kendi ülkesine göz dikme ihtimali ve Rusya'ya yakınlaşarak (ki en son bağımsızlığını ilan eden ülke Kazakistan'dır) otoritesini koruma isteği.

B) Gelişmekte olan bir ülke olan Kazakistan'ın bölgede aktif rol oynaması.

C) Eski Sovyetlerin tekrardan bir araya gelebileceği rüyası.

D) Bölge ülkelerinin birlik kurarak daha hızlı bir gelişme sağlaması ve bağımsızlıklarını daha hızlı ve güçlü şekilde korumaları, hızlı kalkınmayı sağlayabilmek.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank