content
29 Eki

Aramıza Dolar-Euro Girdi

Başbakanın şu günlerde yurt dışı ziyaretlerinde bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Bu ziyaretler Pakistan-İran güzergâhında devam ederken Türk-İran iş forumunda Başbakanın yapmış olduğu ama herkesin gözden kaçırdığı bir ayrıntıyı dile getirmek istiyorum.

Biliyorsunuz ki yapılan devlet anlaşmalarında seçilen para birimi genelde Dolar ve Euro olur.

2009 yılı mart ayında sessiz sedasız bakanlar kurulunun aldığı bir kararla 32 sayılı Türk parasını koruma kanunu üzerinde değişiklik yapılarak artık TL’ye geçiş yapmış olduk.

Bunun ilk somut örneklerini bundan sonra İran ile yapacağımız anlaşmalarda TL-Riyal olarak para birimi kullanmamız olacaktır.

Peki ya bu döviz kullanımı bize ne fayda verecek?

Şöyle ki, dünya üzerindeki dalgalanmalardan etkilenen Dolar-Euro paritesi sizin anlaşma yaptığınız ülkeyle birlikte zarar etmenize neden oluyor. Bu her iki ülkeye de karşılıklı fiyat farkı ödetmek mecburiyetinde bırakıyor. Bundan her iki ülke de zarar görürken konuyla hiç alakası olmayan dış kaynaklar bu konudan ister istemez nemalanıyor.

Yani ne alan memnun ne satan. Yapılan ilgili düzenlemelerle artık alıcı-satıcı arasında yabancı para birimi sokulmayacak sadece o ülkelerin para birimleri kullanılacak şekilde düzenlendi.

İran ziyaretiyle de bu konuda ilgili anlaşmaların imzalandığını medyadan takip ediyoruz. Sanıyorum ki bundan sonra Rusya , Çin, Azerbaycan gibi ülkelerde sırasıyla bu konuda bizimle anlaşma imzalayacak.

Bildiğimiz kadarıyla yukarıda saydığımız hiçbir ülkenin para birimi Dolar veya Euro değil. Ama yapılan anlaşmalarda seçilen para birimleri Dolar ve Euro olarak belirleniyor. Dünya üzerindeki döviz fiyat değişimlerinden kaynaklı fiyat farkları da her iki taraf içinde sıkıntıya neden oluyor elbette ki.

Nitekim son günlerde Azerbaycan’ın sürekli “size ucuz gaz veriyoruz” söylemleri de bunun en somut örneğidir. 2001 yılı petrol fiyatlarındaki hızlı yükseliş nedeniyle aralarda kur farkları meydana geldi. Bu farklar yüzünden de Azerbaycan yapılan anlaşmalarda zarar ettiğini söylemekten çekinmiyor tabi ki de.

Gecikilmiş bir eylem olsa da bu çalışmalarından dolayı hükümetin hakkını yememek lazım. Ama 2001 yılından sonra 2009 yılı ilk altı ayına kadar sürekli yukarı ivme gösteren petrol fiyatlarından ve aralardaki kur farklarının verdiği zararlardan neden şimdi aklımız başımıza geldiği de ayrı bir gerçek.

Bunun önlemini almak bu kadar uzun sürmek zorunda mıydı?

Neden kendi paramızı bir kenara bırakıp dışarıdan para ihraç eder olduk. Biz ödemeleri yaparken o paraları alıp o paralara prim vermiş olmuyor muyuz?

Neden aramıza kara kedi sokuyoruz?

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank