content
06 Haz

Çırpınan Dalgaların Haykırışları!

Canımız bazen o kadar sıkılır ki yaşamımızı renklendirmek için içimizden gelen hislere kulak veririz ama nafile… Evet nafile duygular bizi bazen alır götürür diyarların hayal içinde esen rüzgarlarına… Bazen kaptırırız kendimizi o diyarlardaki en güzel duygular olan yardımlaşma, sevgi, paylaşma, anlayış içersinde gezen gezgin çırpınışlara…  Bu gezgin duygular, hayatta hep çırpınmış, çırpınışın güzelliğini de kendi yüreğinde, kendi yaşamış durmuştur. Ama yalnız başına, bazen de arkadaşça, dostça duyguların içinde gezen sevgilerin sahte oluşları ile gezgin haline aldanmıştır. Bu yalnızlık bazen o çırpınışları dalgalandırıp kabartmış, hasret içersinde hasret bırakmış dostluklara…

Toplumun en güzel çırpınışlarını gözlemlerken son ayların en güzel zamanları olan haziran hazanları olmuş kırsallar da… Bakıyorum o hazanlar, içimi o kadar acıtıyor ki bazen düşünüyorum o hazanların içersinde ben de boğulur muyum diye… Yok yok bunlara izin vermeyeceğim yüreğimde… Çünkü boğulmak, hazanların hazanını yaşatıp, sevgileri yok edip haziranın sıcaklığını sağanaktan meltemlerin en güzel anı yapmak ise o hazan vaktine hiç özlem duymuyorum… Yaşamasın hiçbir dostum…

Bugün hazanların en kötü anını yaşadım ve o kadar üzüldüm o kadar üzüldüm ki sanki içimde, ırmakların ilk doğduğu daha şiddetini göstermediği kaynağına inmek geldi duru duygularla… Ve sonun da anladım ki ben gerçekten nafile duygularla gezgin halde dolaşıyorum, maneviyatları bilmeyenlerin iç dünyalarında… Ne oldu ki benim bu çırpınışlarımı görmeyip inat duyguları,  benim karşımda inatlaşarak haykırtan olay.

Çok üzüldüm demiştim çünkü içlerimizde biten yardımlaşmanın önemsiz olduğunu savunup aklımıza gelmez diyen ve öğrencilerime öğretmek için çırpındığım. Bir buçuk saat beni haykırtan ama velilerimin o boş düşünceleri… Evet boş olup toplumda unutulmuş maneviyatların, manevi halleri uğruna mücadele ettiğim o zamanların bitmesi çok hoş geldi ruhuma. Velilerim dedim ama velilik önce bilinçli olmakla başlar, diye düşünsem de gerçekten boşmuş. Çünkü o kadar insanlık, yardımlaşma, diye bahsettikleri hisleri unutmuş büyükler, unutulmuş minik eller en kırsallıklar da yani köylerde…

Diyordu bir ses hocam bitti bizim köyde yardımlaşma, hiç uğraşma siz atarsınız filizlerin çırpınışlarını biz kırarız o filizlerdeki tohumların kabuklarını ama boş duygularla… Demiştim çocuğuma (öğrencime) mirasların en güzeli, senin yüreğine attığım en fidansı- yetişesi yardım etme hissi geleceğe bırakacağın, sularsan; seni o sağanaklara hasret bırakmaz. Diyordu ki veliler hayır atamazsın sen çünkü buna izin verecek bir zaman varsa o da bizimle çocuğumuzun geçireceği o zamanı bize göre değerlendirmektir. Ne demek ki bize göre değerlendirmek?  

Evet ben çırpınırken o yardımlaşmayan yüreklerin içinde, dalgaların içinde kime sesleneceğimi düşündüm safça… Baktım ki yüreklerine taş taş diye seslensem de kabul etmezler ki, hayır biz yardım ediyoruz kiii, size öyle geliyor dercesine… Nasıl yaparsınız bunu dediğimiz de hocam para pul vermek en güzeli, olarak bilseler de yardımı… Bir kova suya hasret bırakırlar ağaçları, fidanları… Hocam aklımıza gelmez diyorlardı ama bence bahaneydi her şey… Kırsallar da biten yardımlaşma, kentlerdeki yardımlaşma ile dans ediyordu cilveleşiyordu birbirlerini idare edercesine… Yalanlayın içinizdeki sizleri, kandırın kendinizi, yapmayın sulamayın ağaçları(fidanları) mutlu etmeyin çünkü onlar filizlenmek için saf duygulara ihtiyaç duyarlar, riyakar duygulara değil…

Fidan, sevginin deseni ise, ağaçlar sizin yetiştireceğiniz nesillerin, kilim desenleri gibi, gelişirken çizgiye dönüşür eller de… Bunu da yardımlaşma duygusunu bir bardak suya atıp karıştırdığınızda, tadını ve rengini siz belirlemek istercesine, bir tabak meyvenin çeşnisine, çocukların saf sevgisine, dönüştürürseniz yüreklerimizdeki hoşgörünün en güzel anı ile dans edip raks edersiniz... Köyler bizimdir, şehirler bizimdir, insanlar bizimdir, hoşgörü ise maneviyatın en güzel çocuklaşmış anını yakalamaktır duru, arı olarak…

Çırpınıyor yardımlaşan dalgalar, köylerde ama nafile hislerle… Bitmiş sevgiler, katılaşmış yürekler, paslanmış aynalar misali… Köylerimizde parlatırız birlikte çocuk yüreklerinde yardımlaşmayı… Sevgi ile kalınız ama asla sevgisiz yardımlaşmasız değil.

 

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

2 Kere Cevaplanmış to “Çırpınan Dalgaların Haykırışları!”

  1. 1
    bengu Says:

    merhabalar sevgili dostum zaman buldukca iyice okuyorum bir iki yorumda ben yapayim dedim sevgi uzerine kimi sevgiyi cok verir almasini bilemezler kimisi vermez cok alir neden hep tesi olur bilmem herzaman hosgoru tek tarafta olmaz ama oluyomus yasadiklarimdan yaziyorum gayet rahat hosgoruluyum ama sabir kalmiyo sevgim bitip sabira donusuyo ayni agaclarin suya ihtiyaclari oldugu gibi insan oglununda sevgiye ihtiyacivar ............

    ben boslugunda sigina bilecegim liman degil
    her nefes alisinda yasam sebebim olmaliyim
    aklina geldiginde bir merhaba diyenin degil
    yureginin her atisinda carpan damarin olmaliyim
    gozlerinden akan bir damla yas degil
    gulerken yuzunun solmayan isigi olmaliyim
    seni seviyorum guzel dostum mutluluk yagmuru altinda semsiyesiz kalman dileyiyle hoscakal sevgili dostum senin yazin kadar harika degil ama senin yazilani okuyunca ruyalara daliyorum hoscakal dostum yeni yazilarii bekliyoruz

  2. 2
    furkan Says:

    çok güzel



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank