AKP Lideri Türk Bayrağını Orta Doğuda Dalgalandırdı
“Hayırda hayır var" bir kural değil. Hele bunu CHP diyorsa orda hiç hayır olmaz. Bu adamların memlekete hiç hayırları dokunmadı ki. Bu hayırları dokunsun. Ayrıca; Nerde hayır var nerde şer var Allah bilir. Bizimki siyasi tercih. Sen öyle hayırlı görüyorsun, bende böyle hayırlı olduğunu düşünüyorum. Eğer ele avuca sığar bir iddia varsa ortaya koyalım bizde bilgilenelim. Kuru iftiraya gerek yok.
*****
Ben partiler üzeri düşünen biriyim. Çevremde herkes bilir bunu. Bu sebeple ülkücü kardeşlerim bile beni eleştirdiğimden dolayı dışladılar. Yıllardır siyaseti yakından takip eden bir vatandaş olarak şunu söylemeden geçmek istemem; Sayın Recep Tayip Erdoğan bu ülkenin başbakanıdır. İster oy verelim, ister vermeyelim Türkiye cumhuriyetinin başbakanına hakaret etmek doğru değildir. Eleştirebiliriz. Yanlış gördüğümüz yeri açıkça göstermek şartı ile dikkatlere sunarız. Ama iftira ile çamur atarak bir yere varılmaz. Sayın başbakan ikiyüzlü bir karaktere sahip değildir. Ben şahsen Satın Başbakanımızın Davos ’ta ki tavrı da samimi ve duygusal buluyorum Geçtiğimiz günlerde meclis gurup toplantısında 1980 idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu rahmetliden bahsederken akıttığı gözyaşlarında da samimi ve duygusal olduğuna inanıyorum. Bu ülkede Demirel gibi yıllarca Amerika ya uşaklığı yapan birini gören ben Recep başbakanın Amerikan uşağı olmadığına kalıbımı basarım. Ama Amerikan ile iş birliği konusu ayrı bir konu. Biz uşakları çok iyi biliyoruz. Uşak nasıl olur onu da biliyoruz.
Ortadoğu da böyle bir duruş sergilemek her babayiğidin harcı değil. Sayın başbakan Türk milletinin seksen seneden beri kaybettiği Ortadoğu üzerindeki itibarını tekrar kazandırdı. Benim al bayrağım Arap ülkelerinde halkın gönlünde ve elinde dalgalandı Benim bayrağım Ezilen Filistin deki insanlar için umut oldu benim bayrağım.. Bu duruma hayalleri bile yetmeyenler burada başbakanı samimiyetsizlikle, timsah gözyaşları yaftaları ile rencide etmeye çalışıyorlar. Diğer taraftan Türk dünyası ile yaptığı görüşmeler iş birliği anlaşmalar ile de nasıl bir milliyetçi olduğunu ortaya koymuyor mu? Siyaseti iyi bilmek gerek. Özellikle bu ülkede siyaset yapanlar ya bu işi iyi yaparlar ya da başkalarının dümen suyunda hareket ederler. İki yüzlülük asıl budur.
Referanduma “ EVET “ diyorum. Asker karşısında düğme ilikleyen siyasilere inat EVET, diyorum. Askerden bilgilendirme alan Yüksek yargıçlara inat EVET diyorum. Müslüman’ı mürteci, PKK’yı yandaşı gören sivil asker tüm bürokratlara inat Evet diyorum. Rahmetli Pehlivan oğlunun suçsuzluğunu bilerek onu idam sehpasına götüren satılmış hukuk anlayışına inat EVET diyorum.
Dün düşüncelerinizi kaleme alıp okuyucuyla paylaştığınız bu konu hakkında ilk okuduğum an birçok düşüncem vardı sizin EVET'inize karşı benim HAYIR demem ve SAĞ duyu sahibi vatandaşlarında neden HAYIR demeleri gerektiğini bilmelerini istiyordum ve HAYIR demelerini sağlamak istiyorum...
Temmuz 25th, 2010 at 03:10Şimdi size gelelim inanın bana siz neye EVET DİYECEĞİNİZİDE BİLMİYORSUNUZ... Şu yaptığınız örneklemelere siz inanıyormusunuz?
Özellikle son bölümde ele aldığınız örneklemeler...
Düğme ilikleme saygı gereğidir aynen bir görüşme sonrası odadan çıkarken ardına dönüp çıkmamak gibi...
Artık timsah gözyaşlarını kaldıracak konumda değiliz onun için Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda HAYIR dememiz gerekiyor ...
Sonuç: Hayırlısı olsun...
sayın Yaylaz,ben asker karşısında düğme iliklememeselsini nezakettend eğil korkudan olduğunu düşünüyorum ayrıca hukukçuların askerden brfing almasıda nezaket değil herhalde. Ayrıca biz zahire hükmederiz. YAni bir insanın kafasının içini bilemeyiz. Bilseydik bu zaman kadar Demirel gibilerine kırk yıl aldanmazdık. sayın başbakanın duygusal halini, dışa akseden mimiklerinden, sesindeki titremeden ve sonuçta gözlerinden akan yaşlardan anladım. ama siz timsah gözyaşı olduğunu nerden anladınız anlamadım doğrusu. Ayrıca al bayrağımızın arap ülkelerinde halkın elinde gezdiğini haberlerde gördüm ben. Gördüklerim hayal değilse bu gurur verici bir olaydır. Neticede siz atatürk ilke ve inkılaplarından bahsediyorsunuz. Farkındaysanız 2010 yılındayız. 1920 lerde nostalji yaşamanın anlamı yok. KAldıki atatürk sağolsaydı eminim ilke ve inkilaplaını tekrar gözden geçirirdi ve çağın şarlarına göre yeniden ayar verirdi.
Temmuz 26th, 2010 at 23:35