content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

14 Mar

Yitik Parçam

Göl Kitap Yayınlarından 10.Mart. 2012 tarihinden itibaren yayınlanmış olan  “Yitik Parçam” isimli kitabım ile Roman dünyasına adım atmış bulunuyorum. Çocukluğumdan beri zaman zaman hayal ettiğim bir şeydi ve Allah nasip etti sonunda. Bir yıllık yoğun bir çalışma sonucunda “benim de bir romanım var” diyebiliyorum artık…Kapak resminin de kendi fırçamdan çıkması ayrı bir zevk verdi bana...klavye başına geçtiğim an hayallerime doluşan anlık kurgular, bazı yaşanmışlıklardan alınan küçük motifler  ve benim kişisel dünya görüşümün eğrileri ve doğrularıyla harmanlanan bir roman oldu. Dilerim  siz okuyucularımı memnun edici düşünce ve kurgulara çaba harcamışımdır…

 

“İnsan, aklın sınırlarını zorlamadıkça hiç bir şeye erişemez”

diyen Einstein vardı aklında... İğne deliğinden bedenini sokmaya

çalışmak gibi bir şeydi belki; aklın sınırlarını zorlamak.

Oldum olası efkâr ve tefekkür seanslarına vakit ayıramayınca,

içinde bir şeylerin eksildiğini hissederdi. Üç boyutlu hayatına bir

de dördüncü boyut ekleyerek oraya yolculuk yapmak, aklın sınırlarını

aşmak, onun için lüks değil bir ihtiyaçtı, delilik olarak değerlendirilmesine

rağmen. İçinde yoğunlaşan duygularının

yükünü azaltmak için bir tür kafa dağıtmak için… ‘Feylesof Kılıklı’ydı

zaten annesinin ona yakıştırdığı isim... Zaman zaman aklının

sınırlarını zorlayarak bir yerlere varma mücadelesini

günlüğüne aktarırdı öğrencilik dönemlerinde… Rahime Hanım,

onları okuyunca kızının aklını taşıyamadığını iddia ederdi. “Niçin

akranların gibi olmuyorsun? Bu sıra dışılıkta ne? Bostandan ayrı

kabak mısın?” diye söylenirdi sürekli…

 

“Einstein aklını zorlayarak dünyanın sonunu getirebilecek

güçte silaha erişti; sen neye erişeceksin bakalım güzel kızım?”

diye gülen ve onun bu halini dert etmeyen babasına:

“Ben de dünyayı hizaya sokabilecek sevgi formülleri bulacağım”

diyerek dalgasını geçtiğinde henüz lise çağındaydı...

 

“Düşüncelerin iklimine Sükûnet ile girince, soyut somut

ile, eşya tabiat ile, iyiler kötüler ile dans ederdi. Din, dil, ırk, cinsiyet,
milliyet, biz ve ötekiler diye kimlik soranlar yoktu burada...
Kriteri insanlık olan öbür yarımıyla yoklar var oluyor,
varlar anlam buluyordu.. Hırçın dalgalar çekiliyor; şeytanın
dürtüklemesi duruyor; iklim, öfkeden hoşgörüye terfi etmiş oluyordu
bu visal anlarında.”
 
not:

 

Kitaba ulaşmak isteyenler tüm d&r mağazalarından ve “kitapyurdu” internet adresinden temin edebildikleri gibi ( soydanasu59@windowslive.com) adresinden bana da ulaşablirler…

 

Tüm okuyucularıma en içten saygılarımı sunuyorum.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank