- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Uzun Yaşamak İsteyen Sevgi ve Barıştan Yana Olsun

Akıl ile kalbini birlikte büyütenler, hayatlarının her evresinde daha sevecen, daha hoşgörülü ve mutlu olurlar.

Yeryüzündeki insanların hal ve hareketlerine yönelik her türlü oluşumun kaynağını akıl ile kalp oluturur. Ancak akıl, insanınyaşayacağı mekânı mamur edip daha güzel bir hayat sürdürebilmek için öğrenip bilip işi kolaylaştır. Kalp ise mamur edilip güzelleştirilmiş mekânda yaşayıp varlığını sürdüren benliğin huzur ve mutluluk kaynağı olduğundan sevgi ve barışın kaynağı da kalptir.

Kalp huzurluysa insan güleryüzlü sevecen olur. İnsan pozitif enerji yüküyle yüklü olur. Akıl mutmain olur. İnsan benliği sevinç içinde huzur bulup mutlu yaşar. Mutluluk kalbi güçlendirir. Aklı parlatır. Parlayan aklın zekâ seviyesi yükselir. Düşünce üretecek olan merkezin ışığı artar. Parıltısı çoğalır. Tıpkı karanlıkta gökyüzünde yanıp parlayan yıldızların ışıklarının çoğalıp palaklıklarının artması gibi. İnsanda da oluşan bu enerjiyle düşünce zenginliği çoğalıp artar.

Çoğalıp artan bu düşünce zenginliği insana güven verir. Güven insanı motife eder güçlü kılar. Demek ki, akıl ile kalp uyumlu olup birbirini destekleyerek birlikte gelişip büyümeleri insan benliğini daha çok güçlendirir. Hayata ve hayatın getirdiği tüm olumsuzluklarına karşı meydan okuyup insanın hayatta kalıp yaşamasına yönelik direnci artırır. Azmini çoğaltır. İnsanı şartlara göre hazırlayıp güçlü kılar.

Dünya yaşamında akıl güçünü yürekten, yürek güçünü akıldan alır. O nedenle de akılsız yürek, yüreksiz akıl bir hiçtir. Akıl ile yüreğini birlikte büyütüp güçlendiren insanlar bu dünyanın yönlendiricisi ve özgür yaşayan efendileri olurlar.

Akıllı ve güçlü insanlar, şayet kişilik sahibi iseler dünya huzuru için çalışıp çabalarlar. Böyle insanların kalbi sürekli pozitif enerjiyle yüklü olduğundan beyne de sürekli bu pozitif enerji pampalanır. Kan dolaşımı artar. Pozitif enerjiyle beslenen beyin içindeki us merkezi yani akıl, her şeye çözüm üretme yönünde olumlu bakar. Güzel düşünceler üretir. Ürettiği düşünceleri zaman içinde geliştirip büyüterek her şeyi güzelleştirir.

Hayatın içindeki her güzellikte sevinç, başarı, huzur ve mutluluk vardır. Hayattan hoşlanıp severek yaşamak vardır.

Bu azimle yaşayan insanlar sürekli hayatı ve hayat içindeki yaşamı kolaylaştırıp güzelleştirirler. Dünyayı daha çok mamur edip daha güzel yaşanır hale getirirler. İnsanlık gelişir. Olgunluk kazanır. Böyle bir yüreğe sahip olan akıl sahibi hiç bir zaman art niyetli kötü düşünceli olmaz. Olsa da o, olumsuzluklarda insan akıl ve yüreğinin zaman içinde büyüyüp güçlenmesini sağlar. Güçlenen akıl ve yürek daha güzel düşünceler üretir. Gelişen düşünce insana cesaret verir. Eylem güçünü artır

Üretilen her güzel düşünce insanı, insan yapar. Bu şekildeki bir insanın da artık tüm duygu, his ve sezgileri gelişip olgunlaşır. Farkındalığı artar. İnsanlık adına duyarlı bir hale gelir. Nezaketi, zarafeti, kibarlığı efendiliği çoğalır. Bu saatten sonra artık insancıl yönü gelişip artar ve her yerde ağır basar. Daha güzel bir hayat yaşamanın yollarını arar bulur ve yaşar.

Bunun içinde her şeyden önce her yerdeki her yürekte sevgi, her beyindeki her akılda, her düşüncede barış olmalı. O da büyüyüp gelişip serpilmeli ki, insanlık bir an önce bu seviyeye çıkabilsin. Yoksa dünyada daha çok sevgisizlik yaşanır. Nefret artar. Kavga dövüş asla bitmez.

İnsanların arzu ve istekleri gerine gelmez, çoğalır. İnsan elde edemediği ihtiyaç, arzu ve isteklerinden dolayı iyice sıkılıp boğulmaya başlar. Her geçen gün sinirleri gerilip hırçınlaşır. Sonunda da saldırgan ve kavgacı olur.

İşte o zaman insan denilen varlık, akla gelir gelmez her şeyle uğraşır. Her kötülüğü yapmaya meyilli hale gelir. Hiçbir şeye iyi gözle bakmaz. Dolu boş demez, her şeye konuşur. Oluşan stresle de önce kendi huzurunu kaçırıp kendine zarar verir. Sonra da en yakınından en uzak çevresinde yaşayan herkese hayatı zehir edip zarar verir.

Sonunda da huzur bulup mutlu yaşamadan, dünyanın tadına varıp insan olmadan, pişmanlıklarla dolu kötü bir hayatı yaşayıp göçüp gider.
İnsan hayatı doğru okuyup doğru anlamalı. Yoksa okuyup anlamadığı bir hayata dair düşünüp oluşturduğu uçuk hayalleri insanı peşi sıra koşturur ama huzur verip mutlu etmez.
Onun için insan düşleyip umut ettiği hayatın hayalini değil, gerçekci olup yaşayabileceği hayata dair hayalinde güzel bir hayat düşlemeli, onu da gerçekleştirmek için hoşgörü içinde sabır, sebat, tahammül göstererek sevgi ve barışla süsleyip yaşamaya çalışmalı ki, uzun ömürlü olabilsin… 02.02.2013
Cahit KARAÇ