content İstanbul’da doğdu. Aslen Düzceli'dir.İlk, orta ve lise tahsilini, İstanbul’da tamamladıktan sonra, 1991 yılında girdiği Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 1995’te mezun oldu. Aynı yıl Mardin Derik Lisesi edebiyat öğretmeni olarak atandı. 1997 yılında Ankara – Gölbaşı Anadolu Lisesi edebiyat öğretmeni olarak geldiği okulda mesleğine devam etmektedir. Lise yıllarında başlayan şiirle ilgisi, üniversite öğrenimi içersinde heves olmaktan çıkmış ve branşı gereği sanatın bu dalıyla ciddi olarak ilgilenmeye başlamıştır. Şiir üzerine yazdığı makaleleri ve şiirleri “İlk Yaz, Erciyes, Sarmaşık, Gülpınar, Simav Anadolu, Maki, Hisler Bulvarı, Kümbet, Karınca, Bizim Ece, Size, Çağrı,Bizim Külliye, Berceste, Türk Dili vb... birçok dergide yayınlanmıştır. Son beş yıl içinde, Milli Eğitim Bakanlığı adına, Başkent Öğretmenevi ve Milli Eğitim Şura salonunda, öğretmen şairlerin katıldığı toplam altı şiir dinletisi organizasyonu gerçekleştirmiş, birçok Devlet töreninde de sunuculuk görevinde bulunmuştur. 2006 yılında yapılan seçimde İLESAM Yönetim Kurulu üyesi olarak seçildi ve 2008 Ocak ayına kadar İLESAM'ın Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. Birçok dinleti ve toplantı da, “Şiir Estetiğimiz ve Şiirde Olması Gerekenler” konulu bildiri sunmuş ve konferans vermiştir. Türk edebiyatı ve şiirine yaptığı katkılardan dolayı, Antalya ve Simav'da (Kütahya) düzenlenen şiir organizasyonlarında "Türk Şiirine ve Kültürüne Hizmet Ödülü"ne layık görülmüştür. 2006’nın Ekim ayından itibaren Polis Radyosu’nda “Gönül Köprüsü” adlı bir şiir-edebiyat ve sanat programı yapmıştır. 2007’nin Ekim ayından itibaren ise, yine Polis radyosunda, her Perşembe günü saat 21’de yayınlanan “İmbikten Damlalar” adlı şiir-edebiyat ve sanat programını yapmaktadır. “Mektuplarıyla Cahit Sıtkı” adlı inceleme, "Mogan Şiir Akşamları", "Mogan Şiir Akşamları (2008)" ve "Anne Konulu Şiirlerden Seçmeler" adlı üç antoloji eseri bulunmaktadır. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Halk Edebiyatı alanında “Âşık Edebiyatında Ağıt Konulu Destanlar”adlı tez çalışmasıyla master yapmıştır.
18 Eyl

Yazar Eserine Sahip Çıkmalı

İLESAM üyelerinden Mehmet Nuri Yardım'ın İLESAM’ın Başkan Yardımcısı Mehmet Nuri Parmaksız ile "Telif Hakları" konusunda yaptığı Röportaj Metni

Yazarımız ve kısa adı İLESAM olan Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği Başkan Yardımcısı Mehmet Nuri Parmaksız ile yazar ve şairlerin temel meseleleri, yaşadıkları problemler, telif hakları, yayın dünyasında karşılaşılan zorlukları konuştuk. Mehmet Nuri Bey, bu konuları Türkiye’de en iyi bilen kişilerdendir. Telif hakları uzmanıdır. Dolayısıyla sorularımıza en ayrıntılı biçimde cevaplar verdi. Bu konuşmanın yazarlarımıza faydalı olması en büyük dileğim. Ama yazar ve şairlerimiz, bu mülâkatın dışında çeşitli konuları merak edip sormak isterlerse, yazarımızın köşesinde e-posta adresi bulunuyor. Oraya yazabilirler. Biz bir bakıma Türkiye’nin her zaman tartışılagelen bir meselesini gündeme taşımak istedik. Umarım edebiyat ve sanat dünyamız bu konuşma ile aydınlanmış olur ve yıllardır yaşadığı sıkıntıları bir an önce çözer.

YARDIM: İLESAM Genel Başkan Yardımcısınız. Bize bu kuruluşu tanıtır mısınız? Bu kısaltmanın açılımı nedir? Ne zaman, kimler tarafından ve hangi amaçla kuruldu? Bugüne kadar hangi çalışmaları gerçekleştirdi?

PARMAKSIZ: İLESAM’ın açılımı “Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği”dir. Meslek Birliğimize bu ad 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile verilmiştir. İLESAM, bu kanunun 2936 sayılı kanunla değişik 42. maddesi ile, Fikir ve Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birlikleri ve Federasyon Hakkındaki Tüzük hükümleri uyarınca kurulmuştur. Birlik kuruluş statüsü Ankara Valiliği'nin 01.09.1986 gün ve 065.051/4979 sayılı yazıları ile onaylanmış ve Birlik Tüzel Kişilik kazanarak 12.01.1987 tarihinden itibaren faaliyete geçmiştir. Merkezi Ankara'dadır. Meslek Birliğimiz ilim ve edebiyat alanında faaliyet gösteren ilk ve (1300 civarında üyesi ile) en büyük meslek birliğidir. Alanında, adında “Türkiye” ibaresi bulundurma hakkına sahip tek meslek birliğidir.

İLESAM’ın kurucu üyeleri, Çoşkun Ertepınar, Yahya Akengin, Sadık Tural gibi edebiyatımızda ve sanatımızda önemli isimlerdir. Bugüne kadarki 9 yönetim Kurulu içerisinde kültür hayatımız içinde yer alan önemli isimler İlesam bünyesinde hizmetlerde bulunmuştur. İlesam’ın öncelikli olarak kuruluş amacı, ilim ve edebiyat eseri sahiplerinin telif haklarını korumaktır. Kuruluş amaçlarımızı maddeler halinde şöyle sıralayabilirim:
1. Üyelerin eserlerinin ticarî amaçla kullanılmasını kontrol etmek ve izinsiz kullananlar hakkında idarî ve yargı yoluna başvurmak.
2. Üyelerin telif ücretlerini ve tazminat haklarını tahsil etmek.
3. Sosyal tesisler açmak ve hizmetler yapmak.
4. Meslekî yayınları yapmak
5. Yurtiçinde ve yurtdışında ilgili kurum, kuruluş, kişi ve meslek birlikleri ile ilişkilerde bulunmak.
6. İlim adamlarının ve edebiyatçıların, alanları ile ilgili görüşlerini ilgili kurum ve kuruluşlara iletmek ve takip etmek.
7. Devlet-yazar ilişkisinin gelişmesinde yardımcı olmak.
8. İlmî ve edebî konularda millî ve milletlerarası toplantılar düzenlemek.
9. İlim adamlarına ve edebiyatçılara milletlerarası ilişkilerde destek olmak ve bu amaçla ilmî ve edebî çalışmalar düzenlemek.

Bu sene kuruluşunun 20. yılını kutlayan İLESAM bugüne kadar öncelikle telif hakları konusunda birçok çalışma yaptı. İlk defa 1951 yılında çıkan Telif Hakları yasanın güncelleştirilme çalışmalarına katıldı ve birçok yasa maddesinin neredeyse önerileriyle hazırlayıcısı oldu. Kültür-sanat-dil-edebiyat alanlarında yaptığımız çalışmalar ise(konferanslar, kurultaylar, sempozyumlar, toplantılar, paneller… vs.) burada sayılamayacak kadar çok. Bunların ne olduğunu merak edenler web sitemizdeki şu linki tıklayarak öğrenebilirler: http://www.ilesam.org.tr/sayfa1.asp?id=251 fakat şunu ifade etmeliyim ki, biz yaptığımız her çalışmayla-geçmişten bugüne- öncelikle kültürümüze ve sanatımıza hizmet etmeyi düşünüyoruz.

YARDIM: İLESAM’ın telif konularında kanunen yaptırım gücü var mı?

PARMAKSIZ: Olmaz olur mu? İlesam gücünü kanundan alan bir meslek kuruluşudur. Yalnız ne yazık ki, sırası gelmişken “telif hakkı” kavramının Türkiye’de tam olarak anlaşılmadığını da ifade etmeliyim. Bu konuda çalışmalarımız her zaman var ve birkaç gün önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verdiğimiz telif hakları ile ilgili bir proje kabul gördü. Önümüzdeki aylarda Ankara, İzmir, İstanbul gibi büyük şehirlerde, telif hakları konusunda uzmanlaşmış birkaç arkadaşımla beraber “telif haklarını ve eser sahiplerinin haklarını tanıtıcı” toplantılar düzenleyeceğiz.

YARDIM: ilesam’ı geniş çevreler, edebiyat sanat dünyasının mensupları “yazarların haklarını koruyan” bir kuruluş olarak biliyor. Ne gibi haklar bunlar… Bu konuda örnekli bilgi verebilir misiniz?

PARMAKSIZ: Dediğiniz çok doğru. Hakikaten biz telif hakları ve bunların korunması adına çok önemli çalışmalara imza atıyoruz. Geçmişte İLESAM belki yaptığı çalışmalarla bir kültür derneği niteliğindeydi ama artık bu çalışmaların yanında Telif hakları konusunda da sesimizi duyurmaya başladık.

Eser sahibinin haklarına gelince, aslında bunlar tahmin ettiğinizden o kadar çok ki. Bunlar kanunda, “manevi” ve “mali” haklar olarak ikiye ayrılıyor. Kısacası eser sahibinin izni olmadan hiçbir şey yapılamıyor. İsterseniz bu hakları 5846 sayılı Telif Haklarında Kanundan yararlanarak, başlıklar halinde kısaca açıklayayım:

A- Manevi Haklar
1) Umuma Arz Salahiyeti: Madde 14- “Bir eserin umuma arz edilip edilmemesini yayımlanma zamanını ve tarzını münhasıran eser sahibi tayin eder.”
2) Adın Belirtilmesi Salahiyeti: Madde 15- “Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arzetme veya yayımlama hususuna karar vermek salahiyeti münhasıran eser sahibine aittir.”
3) Eserde Değişiklik Yapılmasını Menetmek: Madde 16- “Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz.”
4) Eser Sahibinin Zilyed ve Malike Karşı Hakları: Madde 17- Eser sahibi, gerekli durumlarda, aslın maliki ve zilyedinden, koruma şartlarını yerine getirme şartlarını anlatır. “Aslın maliki, eser sahibi ile yapmış olduğu sözleşme şartlarına göre eser üzerinde tasarruf edebilir. Ancak eseri bozamaz ve yok edemez ve eser sahibinin haklarına zarar veremez.”
B- Mali Haklar
1) İşleme Hakkı: Madde 21- “Bir eserden, onu işleme suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.”
2) Çoğaltma Hakkı: Madde 22- “Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.”
3) Yayma Hakkı: Madde 23- “Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtmak hakkı münhasıran eser sahibine aittir.”
4) Temsil Hakkı: Madde 24- “Bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.”
5) İşaret, Ses ve/veya Görüntü Nakline Yarayan Araçlarla Umuma İletim Hakkı: Madde 25- “Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi hakkı münhasıran eser sahibine aittir.”

Bu hakların hepsi eser sahibine aittir ve bize üye olanlar, İlesam’a bu haklarının takibi konusunda bir “yetki belgesi” verirler. Bizde bu belgeye dayanarak üyemiz için her türlü davayı açmaya yetkiliyizdir. Şunu da ifade edeyim, hakların ihlali hususunda en son 2004’te güncellenen 5846 sayılı Telif hakları kanunu çok ağır cezalar içermektedir. Bu konuda size sadece bir örnek vereyim:
Hak sahibinin izni olmaksızın; bir eseri topluma açık yerlerde gösteren veya temsil eden, bu gösterimi düzenleyen veya dijital iletim de dahil olmak üzere her nevi işaret, ses ve/veya görüntü iletimine yarayan araçlarla yayan veya yayımına aracılık eden kişiler hakkındaki ceza şudur: “2 yıldan 4 yıla kadar hapis veya 50.000 YTL’den 150.000 YTL’ye kadar ağır para cezası veya zararın ağırlığı dikkate alınarak kişi ya da kurumdaki yetkililer her iki cezaya birden çarptırılabilir.”

YARDIM: Te’lif meseleleri Türkiye’de pek önemsenmeyen, ne yazık ki yazar, şair ve sanatkârların da pek üstünde durmadığı bir mesele. Tabi sanırım kanunların bu kadar ağır olduğu bilinmiyor. Te’lif konusunun çözümü için ne gibi teşebbüsleriniz var? Yazarların hakları tam olarak ne zaman korunabilecek?

PARMAKSIZ: İlk önce şunu belirteyim: Biz bu meselenin çözümünü sadece kanunlarla olmayacağının bilincindeyiz. Tabi kanunlar-bilenler açısından- bu konuda caydırıcı oluyor. Telif konusunun asıl çözümü, “toplumun ve eser sahiplerinin bilinçlendirilmesinde” yatıyor. Bu konuda hem bültenlerimizle hem de açıklamalarımızla insanlarımızı ve üyelerimizi bilinçlendirmeye çalışıyoruz.

Yeri gelmişken şunu da söylemeliyim ki, bilinç eksikliğinden dolayı eser sahibi yazarlar bize üye olmakta –herhalde kendilerine kazandıracaklarımızdan habersizler- tereddüt duyuyorlar. Bizi dernek olarak düşünenler var, biz bir dernek değiliz. Eser sahipleri, belki de, birçok derneğe üyeler ve dernekler onlara maddi anlamda bir şey kazandırmıyor. Fakat size şunu açıkça ifade edeyim ki, bir meslek birliğine üye olmakla ilk önce eserlerinizi intihallere karşı koruma altına almış oluyorsunuz. Eseriniz bir yerde sizden izinsiz kullanılırsa biz her türlü dava masrafını karşılayarak üyemizin haklarını koruyoruz. Sonra telif meselesi sadece biz yaşarken devam eden bir hak değil. Bizden sonra da 70 yıl devam eden bir hak. Yani dolayısıyla çocuklarımız ve torunlarımız da bu haktan yararlanıyor. Kısacası her eser sahibinin haklarının korunması adına alanıyla ilgili bir meslek birliğine üye olması şart. Ben bilinçlenen yazarlarımızla beraber, kanunlardaki eksikliklerinde giderilmesiyle 5 sene içinde taşların yerine oturacağı düşüncesindeyim. Bu arada, son bir buçuk yıl içinde, Kültür Bakanlığı bünyesindeki çalışma grupları içinde bütün arkadaşlarımız çalıştı ve Telif hakları kanunu yakın bir gelecekte yeniden güncellenecek; bu da taşların yerine oturmasında yararlı olacaktır kanaatindeyim.

YARDIM: Bir şairin herhangi bir radyoda şiiri okunduğu zaman, veya yazarların eserleri televizyon, gazete, dergi ve radyolarda kullanıldığı zaman söz konusu hakları nasıl korunacak? Bunun için ne gibi önlemler alınması lâzım?

PARMAKSIZ: Söylediğiniz meseleyi 5846 sayılı Telif hakları kanunu zaten koruyor. Nasıl mı? 08.06.2004 tarihinde (Resmi Gazete Sayısı: 25486) çıkan kanun şöyle diyor: Eser, icra, fonogram ve yapımların yayınlanmasına ve/veya iletilmesine ilişkin esaslar: Madde 43. – “Radyo-televizyon kuruluşları, uydu ve kablolu yayın kuruluşları ile mevcut veya ileride bulunacak teknik imkânlardan yararlanarak yayın ve/veya iletim yapacak kuruluşlar, yayınlarında yararlanacakları opera, bale, tiyatro ve benzeri sahneye konmuş eserlerle ilgili olarak hak sahiplerinden önceden izin almak zorundadırlar.
Bu konuda kanunun söylediği şu: “Bu kuruluşlar sahneye konmuş eserler dışında kalan eser, icra, fonogram ve yapımlar için ilgili alan meslek birlikleri ile 52 nci maddeye uygun sözleşme yaparak izin almak, söz konusu yayın ve/veya iletimlere ilişkin ödemeleri bu birliklere yapmak ve kullandıkları eser, icra, fonogram ve yapımlara ilişkin listeleri bu birliklere bildirmek zorundadırlar.”
Bu açıklamalarımdan da anlaşılacağı üzere biz ulusal ve yerel birçok radyo ve televizyon kanalıyla anlaşma yapmak üzere irtibata geçtik. Bu konudaki çalışmalarımız sürüyor. Birkaç ay içinde uzlaşamazsak sonrası Kültür Bakanlığında kurulacak “Uzlaşma Kurulları”na kalacak. Daha da olmazsa bu durum mahkemeler yoluyla çözülecek.

Tabi bu anlaşmaları yapmak o kadar kolay değil ama üyelerimizin yetki belgelerinden aldığımız gücü sonuna kadar kullanacağız. Bu konuda son dönemde açılan internet radyoları meselesiyle de ilgileniyoruz. Birkaç gün önce RTÜK başkanı ile görüştük ve bu konularda atılması gereken adımları değerlendirdik. İsteklerimizi de resmi yazı ile gerekli yerlere bildirdik. Şu an beklemedeyiz ama sanırım birkaç ay içinde telif hakları takibi konusunda olumlu sonuçlar alacağız. Kısacası İlesam’la,, üyelerinin eserlerini izne tabi şekilde kullanma anlaşma yapmayan yayıncı kuruluşlarla savaşımız, hem ikili görüşmelerle hem de kanunlar çerçevesinde devam ediyor.

YARDIM: Yazarların yurtdışındaki hakları ne olacak? Meselâ, Azerbaycan’da veya Almanya’da, herhangi bir yayın organında bir yazarın bir eseri kullanıldığında yazar bundan nasıl haberdar olabilecek, telif hakkını nasıl elde edebilecek?

PARMAKSIZ: Bu konu çok önemli. Türkiye’nin telif hakları konusunda altına imza attığı birçok anlaşma var. Bunlar zaten yazarlarımızın haklarını koruyacak nitelikte. Meselâ, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi. Burada yazılı olan “herkes yaratıcısı olduğu bilim, yazın ve sanat ürünlerinden doğan manevi ve maddi çıkarlarının korunması hakkına sahiptir.” cümleleriyle, eser sahibinin hakları her ülkede korunmakta. Ayrıca 1886 tarihli Edebiyat ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesi –ki bu sözleşmeye birçok ülke imza atmıştır- eser sahibinin haklarını uluslararası alanda korumaktadır. Bunlardan başka 1961 tarihli Roma Sözleşmesi de bu konuyu aydınlatıcı nitelikte açıklamalarla doludur.

Eser sahibinin üye olduğu meslek birliği, yazarın haklarını yurt dışında da takip edebilir. Ayrıca bu konuda meslek birlikleri dışında -özellikle yurt dışını konu alarak çalışan- son dönemde sayıları hızla artan “Telif Hakları Ajansları” kuruldu.

Yurt dışı yayınları ve eser sahibinin hakları konusunda kanunumuz şöyle diyor:
“Eser sahibinin izniyle yurt dışında çoğaltılmış nüshaların yurt içine getirilmesi ve bunlardan yayma yoluyla faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. Yurt dışında çoğaltılmış nüshalar her ne surette olursa olsun eser sahibinin ve/veya eser sahibinin iznini haiz yayma hakkı sahibinin izni olmaksızın ithal edilemez. Kiralama ve kamuya ödünç verme yetkisi eser sahibinde kalmak kaydıyla, belirli nüshaların hak sahibinin yayma hakkını kullanması sonucu mülkiyeti devredilerek ülke sınırları içinde ilk satışı veya dağıtımı yapıldıktan sonra bunların yeniden satışı eser sahibine tanınan yayma hakkını ihlal etmez.”
Sanırım bu açıklamalar sizleri tatmin edecek düzeyde. Tabi çok az yazarımızın yurtdışında eserlerinin basıldığını da unutmamamız gerekiyor.

YARDIM: Yazarlar ile yayıncılar arasındaki telif kavgaları çok eski. Bugün de bu tartışmalar devam ediyor. Yazarı da yayıncıyı da bağlayan standart bir telif sözleşmesi var mı acaba? İLESAM olarak böyle bir sözleşmeyi hazırladınız mı? Böyle bir sözleşme yayın dünyasında mecburi olarak kullanılabilir mi?

PARMAKSIZ: Bu da önemli konulardan birisi. Bu tartışmalar telif hakları meselesi çok iyi anlaşılmadan da inanın ki bitmez. Yayıncı kazanacağı parayı ve aldığı riski düşünmek zorundadır tabi. Ama eser sahibi de bir şekilde geçimini sağlamak zorunda. Türkiye’deki teamül bence yanlış. Yani, eser sahibi “aman yayınevi eserimizi bassın, ben başka bir şey istemem” diye meseleye bakarsa, haklarını da bilmezse- tabi bu da yayınevlerinin işine geliyor- bu durumun çözülmesi çok kolay değil. Kanun önünde iki tarafında hakları vardır. Bu haklar görmezden gelinirse, bir yanlış yapılırsa -biz her zaman bu durumun takipçisiyiz- gerekli olanı yaparız ve bu konuda birçok yayınevi ve yayıncıyı hak ihlalleri ve yanlış uygulamalarından dolayı mahkemeye verdik. Bu yayınevleri sonuçta ağır tazminat ödemeye mahkum oluyorlar.

Yazar ve yayıncıyı bağlayan standart bir sözleşme yok ama yapılacak sözleşmenin ana başlıkları ve sözleşme içinde olması gerekenler belli. Biz bunları üyelerimize hem sözlü hem de web sitemiz (www.ilesam.org.tr) aracılığı ile duyuruyoruz. Bu sözleşmede olması gerekenleri, sözleşmelerde dikkat etmeleri gereken hususları- eser sahipleri için büyük önem arz ettiğinden dolayı- açıklamaları ile şöyle sıralayabilirim:

1. TARAFLAR- Bu bölümde dikkat edilecek en önemli husus, sözleşmeye yayınevi adına imza atacağını belirten kişinin temsil yetkisinin olup olmadığıdır. Bu nedenle imza aşaması öncesinde kendisinden yetki belgesi istenmelidir. Bu konudaki dikkatsiz bir davranış hukuki problemler ortaya çıktığında, dava aşamasında muhatap bulamamayla sonuçlanmaktadır.
2. HAK DEVRİ YAPILAN ESER VEYA ESERLER: Sözleşmeye konu eser veya eserler, ad ve cins olarak açıkça belirtilmelidir.
3. HAKLARIN DEVRİ VE TAAHHÜT: Bu bölümde:
a. Yayım hakkı ve satış hakkının, birisi veya ikisinin devredildiği,
b. Yayım ve satış hakkı dışındaki her türlü tasarruf hakkının bir kısmının veya tamamının devredilip devredilmediği,
c. Eserin basılıp satılmasına kadar ki masrafların kime ait olduğu,
d. Eserle ilgili hakların daha önce bir başka özel veya tüzel kişiye devredilip devredilmediği,
e. Eserle ilgili hakları devralan yayınevi sahibinin, bu haklarını üçüncü kişiye (özel veya tüzel) devretme hakkının olup olmadığı, belirtilmelidir.
Bu bölümde belirttiğimiz ayrıntılara yer verilmediği takdirde dava aşamasında; hakların tesbiti, kullanımı ve yazarın haklarının savunulması bakımından belirsizlikler ve olumsuzluklar ortaya çıkmakta haliyle hakkın temini zorlaşmaktadır.
4. TELİF ÜCRETİ VE ÖDEME ŞARTLARI:
a. Toplam telif ücreti tutarı ve ödemenin nasıl yapılacağı (peşin veya taksitle)
b. Birden fazla baskı halinde, her baskı için ödenecek, ücret tutarı ve bu ücretin nasıl ödeneceği, belirtilmelidir.
5. YAYIM VE SATIŞ HAKKININ DEVRİ İLE İLGİLİ ŞARTLAR:
a. Yayımcıya ilk baskıdan sonraki baskı haklarının devredilip devredilmediği,
b. devir hakkının kaç yılla sınırlandırıldığı,
c. Eserin adı, eser üzerine yazılacak yazarın adı, eserin ebat ve şekli, kullanılacak kâğıt cinsi, kapak, iç sayfalar,
d. Basım için verilecek eser müsveddesinin sayısı, şekli ve veriliş tarihi,
e. Mücbir sebepler dışında eserin en geç basım ve satış tarihi,
f. Eserin basımındaki gecikme hallerinde uygulanacak tazminat hükümleri ile sözleşmeyi tek taraflı iptal hükümlerinin neleri ihtiva ettiği,
g. Orijinal metinde değişiklik yapılıp yapılamayacağı ile düzeltmelerin kimin tarafından yapılacağı,
h. Fikir ve Sanat Eserlerinin işaretlenmesi Hakkındaki Yönetmelik esaslarına mutlaka uyulacağı,
ı. Eserin basılmasını müteakip yazarına kaç adet verileceği belirtilmelidir.
6. SÖZLEŞMENİN TÜRÜ VE FESHİ:
a. Sözleşmenin gayrikabili rücû (tek taraflı dönülmezlik) olup olmadığı,
b. Sözleşme şartlarından hangilerinin ihlâli halinde sözleşmeyi fesh hakkının doğacağı,
c. Sözleşmeyi feshetme hakkının söz konusu mücbir sebepler dahil, eserin müsveddelerinin tesliminden itibaren baskıda ortaya çıkacak gecikme süresinin ne kadar olacağı,
d. Fesih ihbarlarının noter aracılığıyla yapılacağı,
e. Yukarıdaki maddelerde belirtilen sebeplerin zuhuru halinde, feshin, gayrikabili rücû sözleşmelerinde de geçerli olacağı belirtilmelidir.
7. KANUNİ İKAMETGÂH ADRESLERİ:
Eser sahibi ve yayımcının kanuni adresleri yazılır. Bu adreslere yapılacak tebligatların geçerli olacağı, adres değişikliklerinin bir ay içinde yapılacağı, aksine durumlarda da sözleşme adreslerinin tebligat adresi olarak kabul edileceği belirtilir.
8. İHTİLÂFLARIN HALLİ:
Doğacak her türlü ihtilâfların hallinde hangi yerin mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olacağı belirtilir.
9. SÖZLEŞME ADEDİ, TARİHİ VE İMZALAR:
Başlığından da anlaşılacağı üzere sözleşmenin kaç nüsha olduğu ve kimlere verildiği, tarihi, karşılıklı imzalar, bu bölümde yer alır. Ayrıca yayımcı adına imza atanın yetki belgesi sözleşmeye eklenir.

Yayıncılar ve eser sahipleri arasında yukarıda açıkladığım maddeler ışığında mutlaka bir sözleşme yapılması şarttır. Fakat sözleşme maddelerinin nasıl olacağı yazarı ve yayıncıyı ilgilendirir. O yüzden yayın dünyası için tek bir sözleşme olması mümkün değildir ama sözleşme yaparken yazar ve yayıncılar açıkladığım hususlara dikkat ederlerse, gelecekte yaşanabilir sorunlar açısından kendilerini ve eserlerini garanti altına almış olurlar.

YARDIM: Bu konularda size gelen şikâyetler nelerdir? Yazarlar veya yayıncılar en çok nelerden şikâyet ediyor? Bu şikâyetleri kısa zamanda cevaplayabiliyor musunuz?

PARMAKSIZ: Bu konudaki en büyük sıkıntı, eser yayınlanmadan önce yukarıda anlattığım ve her şeyi açıkça ortaya koyan bir sözleşmenin yapılmamasından kaynaklı sorunlar. Yani, eserin baskı şekli, mizanpajı, kâğıt kalitesi vs. gibi eserin şekle dair sorunları dışında, telif konusu ve eser sahibinin hak devrine ilişkin hükümler.

Birçok yayıncı biliyorum ki, bu kadar kapsamlı bir sözleşme hazırlamıyor. Hatta bazıları şifahi olarak eseri basıyorlar. Bunlar çok yanlış uygulamalar. Daha önce de söyledim: İki tarafın da hakları var ama bunlar sözleşmede açıkça yazılmadığı için tabi sonradan birçok sorun çıkıyor.

Yazar ve yayıncılar arası anlaşmazlıkların çözüm yolu- eğer karşılıklı anlaşılamıyorsa- tabi ki mahkemeler oluyor. Sonuçta her hak sahibine er ya da geç iade ediliyor ama bir telif davasının sonuçlanması 2 ila 5 yıl arasında, hatta süre bazen daha da uzun olabiliyor. Biz bize müracaat eden herkese-üyemiz olmasa bile- bu konuda bilgi veriyoruz. Üyelerimizin haklarını da gerekli şekillerde koruyoruz. İlesam’ın şu an üyeleri için açtığı ve hale sonuçlanmayan onlarca davası bulunmakta.

YARDIM: Yayın dünyasında birbiriyle mahkemelik olan bir çok yayıncı ve yazar var. Bu problemlerin çözülebilmesi için Basın Yayın Birliği, Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye Yazarlar Birliği, Türkiye Yazarlar Sendikası gibi meslek kuruluşlarıyla bir diyalog kuruyor musunuz?

PARMAKSIZ: Sadece konuda değil her konuda birçok dernekle, sendikayla fikir alışverişinde bulunuyoruz ama Telif hakları hususu bizim uzmanlık alanımız. Dernekler ve benzeri kuruluşlar çoğunlukla bize bu konularda müracaat ediyor. Tabi onlara da gerekli açıklamaları yapıyoruz.

YARDIM: İLESAM’ın Ankara’daki genel merkezi dışında başka illerde şubeleri var mı? Yeni şubeler açmayı düşünüyor musunuz? Meselâ İstanbul’da…

PARMAKSIZ: Ankara’daki merkezimiz dışında, Adana, Antalya, Eskişehir ve Trabzon’da şubelerimiz var. Yeni şubeler açmayı tabiî ki düşünüyoruz ama bir ilde şube açabilmemiz için o şehirde 50 üyemizin olması gerekiyor. Aslında şu an faal değil ama İstanbul Şubemiz 2003 yılana kadar vardı ve Sinanpaşa medresesi içindeki yerde çalışmalarını sürdürüyordu. Yer konusu şu an mahkemelik. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yaptığımız görüşmeler devam ediyor. Geçen ay içinde İstanbul’da yaptığım çalışmalarla boş olarak tespit ettiğim 3 yerden birinin bize tahsisi için gerekli çalışmaları başlattık. Sanıyorum en kısa zamanda İstanbul Şubesi de işler hale gelecek.

YARDIM: Yazarlar veya yayıncılar size nasıl ulaşabilecek? İletişim adresinizi bildirir misiniz?

PARMAKSIZ: İLESAM’ın (TÜRKİYE İLİM ve EDEBİYAT ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ) Ankara’daki adresi: İzmir Cad. No: 33/16 Kat:4 Kızılay / ANKARA şeklinde. Bize ulaşılabilecek diğer telefon ve internet adresleri de şunlar:
Tel: 0 312 419 49 38 -417 52 65
Fax: 0 312 419 49 39
Web : http://www.ilesam.org.tr

e-mail : -email-

Üyemiz olsun veya olmasın herkesin yardımına hazır olduğumuzun bilinmesini isterim.

YARDIM: İLESAM’a üye olmanın yazar ve şairlere ne gibi avantajları ve kazançları vardır? Üyelik için şartlar nelerdir? Nasıl müracaat edilir?

PARMAKSIZ: Birliğimize üye olanlar birçok konuda avantaj sahibi ve kazançlıdırlar. Meslek Birliğimize ait kimlik kartlarını ibraz etmeleri kaydı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı kuruluşların kültür ve sanat faaliyetlerinde indirim sağlanmıştır. Ekim 1989 tarihinden itibaren Devlet Tiyatroları’nın oyunlarında, Bakanlık Yayınlarında, Cumhurbaşkanlığı ve Devlet Senfoni Orkestralarında, Devlet Klasik ve çok Sesli Müzik Korolarında, Devlet Halk Dansları Topluluğu temsillerinde üyelerimize % 50 indirim sağlanmıştır. Bunlara ilave olarak üyelerimize Milli Eğitim Bakanlığının ders, alıştırma ve ansiklopedi dışında kalan ilmî ve kültürel yayınlarında % 25 indirim sağlanmıştır.
Birliğimiz üyelerine ait her türlü telif hakkı, İlesam tarafından korunmakta olup, üyemizin izni dışında eserini kullananlar hakkında, bütün masrafları İlesam tarafından karşılanmak üzere, kişi veya kurumlar hakkında dava açılmakta ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanuna göre üyemizin hakkı olan telif ücretleri yasal yollardan üyemize kazandırılmaktadır. Ayrıca üyelerimiz, Yurt dışına çıkışlarda, İlesam’dan aldıkları resmi yazı karşılığında kanunla kendilerine sağlanmış olan haktan yararlanmakta ve yurt dışına çıkış harcı ödememektedirler.
Tabi, radyo ve televizyonlar dâhil olmak üzere telif haklarını biz onlar yerine takip ediyoruz. Bunun şöyle bir faydaları var: Bir kere, eserlerin takibi konusunda kişiler her radyo ve televizyon kanalı izleyemez. Biz bunu medya takip şirketleriyle yaptığımız anlaşmalarla aşıyoruz. Ayrıca meslek birliğine üye değilseniz kazanacağınız telif çok az oluyor. Örneğin: TRT’nin herhangi bir kanalında bir şiiriniz okundu. Alacağınız telif ücreti, asgari ücretin % 1’dir. (Yani 5–6 YTL). Ama bizim en son TRT’den bu şarttaki bir üyemiz için aldığımız telif 82 YTL’dir. Fark ortada, bir şey demeye gerek yok.
İLESAM'a üye olmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, Birliğe yazılı başvururlar. Başvuru sahiplerinin, başvuru formları ve yetki belgesi ile birlikte mevcut basılı eserlerinden örnekleri Birliğe göndermeleri gerekmektedir.
Üyelik İçin Gerekli Belgeler
* Nüfus Cüzdanı fotokopisi,
* “Tüzel kişilik”i temsilen üye olunmuşsa, yayınevinin Ticaret Sicil Gazetesi fotokopisi,
* “Tüzel kişilik”i temsilen üye olanların temsile yetkili olduğuna dair şirketin kaşeli yazısı veya imza sirküleri fotokopisi,
* Şahıs şirketleri için, üyenin yayınevini temsile yetkili olduğunu belirten, antetli kâğıda yazılmış, imzalı ve kaşeli yazı,
* Başvuru formunu ve yetki belgesini eksiksiz olarak doldurmak, imzalamak. ( Başvuru ve yetki belgesi, http://www.ilesam.org.tr adresindeki web sitemizden temin edilebilir.)
* Yayınlanmış eserlerinin bir örneği.

YARDIM: İLESAM’a üye olabilmek için yazarların yayımlanmış kitabı olması şart mıdır, yoksa herhangi bir gazete veya dergide yazması, bir radyoda program yapması üye olmak için yeterli midir?

PARMAKSIZ: Bu konu yönetim kurullarımızda zaman zaman tartışma yaratan bir konudur. Şimdi kanun, ilim ve edebiyat eserini “Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler” olarak tanımlamaktadır. Tabi bu tanım çok kapsamlıdır; fakat biz genelde kitabı olan yazarlarımızı üye olarak kabul ediyoruz. Yalnız kişi, bir gazetede hemen hemen her gün veya haftada bir yazılar yazıyordur ve daha köşe yazılarını kitaplaştırmamıştır, bize müracaat ederse bunu yönetim kurulu değerlendirir. Kişinin toplum içinde yazar olarak tanınması illa kitapla olacak bir olay değildir ama kitabın olması da önemli; çünkü kitapla eseriniz topluma açılmış oluyor. Topluma açılmayan bir eserin telif kazanması da mümkün değildir. İlesam olarak bu konuda kriterlerimizin olması da çok doğal tabi.

YARDIM: şimdi internet giderek yaygınlaşıyor. İnternet sitelerinde ilk defa yayımlanan yazı ve şiirlerin hakları nasıl korunuyor? Kanunen bu mümkün mü?

PARMAKSIZ: Üzülerek söyleyeyim ki, bu konuda yazarlarımız bilgi sahibi değil. İnternette yayınlanan yazılar- site yönetiminin belge üzerinde değiştirme yapabileceğinden dolayı- mahkemelerimiz tarafından belge olarak kabul edilmiyor. Yani internette yayınladığınız yazının size ait olduğunu ispat edecek bir belgeniz yoksa intihal (hırsızlık) durumunda (tabi kişi o yazı veya şiirinizi başka bir dergi ve gazetede yayınlamışsa) zorda kalıyorsunuz. Mahkemeler meseleye “Bir eserin sahibi onu ilk yayınlayandır” diye bakıyor. Yalnız geçerli olan bir belge olması şartıyla. Geçerli belgede, o yazıyı bir dergi veya gazetede, ya da kitapta yayınlamak; ya da o eseri noterden tasdik ettirmek. Şu anki kanunlar, internet konusunda yetersiz ve internetle ilgili birçok düzenlemeye muhtaç durumda.

YARDIM: Bazı şair ve yazarlar şiir ve yazılarını yayımlattıktan sonra noter’e tasdik ettiriyorlar. Tabii bu bir hayli masraflı bir iş. Gerekli mi bu işlem. Özellikle müzik dünyasında güftelerin bazı kişiler tarafından çalındığı ve kullanıldığı söyleniyor. Ne dersiniz, şair ve yazarlarımıza bu konuda ne tavsiye edersiniz?

PARMAKSIZ: Bir kere şunu bilmek lâzım. Notere tasdik ettirdiğimiz eserde, bizim beyanımıza istinaden, noter o belgedeki eserin bize ait olduğunu onaylıyor. Tabi bu da geçerli bir belgedir ama çok masraflı bir yol. Eğer yazımızı bir dergi veya başka bir yerde (internet dışında) yayınlamışsak; onu notere tasdik ettirmeye gerek yok. Yazımızı yayımladığımız o sayfa, geçerli bir belgedir.

Ben bu güne kadar, hiçbir eserimi notere tasdik ettirmedim ama bende belgesi olmayan hiçbir eserimi de ne internette yayınladım, ne de başka bir yerde okudum. Tabi bu kişileri ilgilendir; fakat sorun yaşamamaları için eser sahiplerine aynı şeyi öneririm. Tabi zenginlerse ve paraları çoksa gidip eserlerini notere de tasdik ettirebilirler.

YARDIM: Bizim sormadığımız ama bu konuda önemli ve bilinmesi gereken hususlar var mıdır, varsa nelerdir, lütfen açıklar mısınız?

PARMAKSIZ: Evet, telif meselesi üzerine konuşulacak şeyler bitmez. Benim eser sahiplerinden istediğim şey şu: Mademki, edebiyatla, sanatla ve ilimle ilgileniyorlar o zaman bu konuda sahip oldukları hakları mutlaka öğrensinler. Bir eseri ortaya koyarken harcanan emeklerinin boşa gitmesini istemiyorlarsa mutlaka alanlarıyla ilgili meslek birliklerine üye olsunlar. Telif dediğimiz şey sadece biz varolduğumuz zaman devam etmiyor. Bizden sonra da telif haklarımız 70 sene varislerimiz tarafından takip edilebiliyor.

Ben her emeğin bir karşılığı olduğuna inanıyorum ve gelecekte her türlü yazarlığın meslek haline dönebileceğini düşünüyorum. O yüzden geleceğimizi garanti altına almak için haklarımızı mutlaka bilelim diyorum.

YARDIM: Cevaplarınız için teşekkür ederiz.

PARMAKSIZ: Ben teşekkür ederim, eser sahiplerini telif konularında aydınlatabildimse ve bir nebze olsun okuyuculara faydalı olabildimse ne mutlu bana…

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank