- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

XI. Sürmeli Şiir Şöleninin Ardından (IV)

Çok keyifli bir kahvaltıdan sonra Sayın Ahmet Sargın güzel bir konuşma yaptı. Bu kahvaltımızın sponsoru Yerköy Genç İş Adamları Dernek Başkanı Sayın Ayhan Çelik de bir konuşma yaparak seneye mutlaka

Yerköy'e beklediğini, bu yıl Yerköy ilçesi programa alınmadığı için üzüldüğünü belirtti. Gelecek yıl yapılacak şölende kahvaltı için Yerköy'e davet etti. Yozgat İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahri Akbulut Beyefendi de oradaydı. Zaten etkinlik boyunca bizi hiç yalnız bırakmadı. Katılım Belgelerinin Takdim Töreni yapıldı.

       

Herkes çok mutlu görünüyordu. Yine de ayrılık saati yaklaştığı için içimizde biraz burukluk vardı. Saat 13.00 itibariyle dönüş yolculuğu başladı. Aslında Yozgat Fuarı'nı gezecektik ama arkadaşlarımızı yolcu etmek istedik. Bu nedenle onları terminale götüren otobüse bizler de bindik. Adanalı arkadaşlarım, kızım ve ben beş kişi Yozgat'tan en son ayrılacak gruptuk. Otobüsümüz saat 21.30 da Adana'ya hareket edecekti. Biz de o saate kadar şehri gezmeye karar verdik. Şair Ahmet Yetim Bey, Bozok Şairi Yaşar Bey ile bize haber yollamış. Kızıma bir tablo hediye etmek istediğini, tabloyu almadan Adana'ya dönmememizi söylemiş. Tabloyu almaya gittik, bu arada bize bol bol çay ısmarladı yine...

        

Bu kez Bozok Şairi Yaşar Yiğitsoy, davet etti bürosuna. Ahmet Yetim Bey ile büroya giderken tablonun camı kırılır endişesiyle tabloyu terminale bırakmak üzere taksiye bindik. Bir de baktık ki Ankara'ya dönen şair arkadaşlarımızın otobüsü hareket etmek üzere. Onlarla vedalaştık. Bu arada YOŞAY başkanı ve üyeleri de terminaldeydi. Biz "Yaşar Yiğitsoy'un bürosuna gidiyoruz. Çaya davetliyiz." diyince "Biz de geliriz işimiz bitince..." dediler.

      

Bozok Şairi Yaşar Yiğitsoy, bizi çok güzel karşıladı. Mis gibi demli çayın kokusu dışarıya taşmıştı. Tatlı ve tuzlu pastalar, kurabiyeler almıştı çayın yanında atıştırmak üzere. Biraz sonra Ahmet Sargın, Osman Yüksel, Salim Gülbahçe de geldiler. Yaşar Ağabey'in akrabası bayan da bizlerle ilgilendi, hal hatır sordu. Ahmet Beyler gelirken bir de karpuz getirmişlerdi. Adana karpuzuymuş. Güldüm, "Adana'da da Diyarbakır karpuzu revaçta..." dedim. Karpuzumuzu iştahla yedik. "Çamlık'a gidelim, biraz gezelim." önerisi kabul gördü.

        

Çamlık'ın tepesinde bir düğün salonu vardı. Tesadüfen sünnet düğününe de şahit olduk. Çamdan beş adet minik oda yapmışlar. Geniş penceresinden Yozgat'ı kuşbakışı seyrettik. Manzarası muhteşemdi. Eskiden oralarda kar kuyuları varmış. Ağustos ayında bile kuyularda kar olurmuş. Karsambaç yaparlarmış. Nostaljik bir ortam, yer minderleri, yer sofrası ile kendimi farklı bir boyutta hissettim. Kalaylı bakır tasla ayran içmenin zevki bambaşkaydı.

      

Oradan ayrıldıktan sonra piknik alanına geldik. Alucralı Şair arkadaşımız Yavuz Kayacık memleketine döneceği için bize katılamadı. Yozgat kıymalı pidesi, gazoz, karpuzdan oluşan azıklarımızla piknik yaptık. Orada Yozgatlı hanımefendilerle sohbet ettik.

             

Artık dönüş saatimiz yaklaşmıştı. Yozgatlı dostlarımız da misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak için çok çaba sarfetmişlerdi. Onlar da belli etmemeye çalışsalar da çok yorgun görünüyorlardı. Bizi terminale kadar bıraktılar.

         

Yozgat'ı kültüre verdikleri önemle, cömertlikleriyle, misafir kıymeti bilmeleriyle her zaman güzel hatırlayacağız. Hoşça kal Yozgat! Hoşça kal yiğidin harman olduğu yer! Hoşça kal!

 

 

HARİKA UFUK

ADANA

15 Temmuz 2010

Saat: 20.00