content

05 Ağu

Uluslararası, Türkiye – Polonya İlişkileri Sempozyumu

Uluslararası, Türkiye – Polonya İlişkileri Sempozyumu Bildirileri

Geçtiğimiz yıllarda, 16-21 Haziran 2010 tarihlerinde Varşova’da gerçekleştirilen Uluslar arası Türkiye-Polonya İlişkileri Sempozyumu bildirilerinin bir araya getirilerek, İrfan Ünver Nasrattınoğlu tarafından 248 sayfayla kitaplaştırılan yayın çalışması bana yenilerde ulaştırıldı.

Merkezi Ankara’da bulunan, Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu yayınları arasında günyüzü gören, bildiriler kitabı, bildirilerin bir araya getirilişi, ciddi bir çalışmanın sonunda kitaplaştırılmış.

 

Sunuş yazısı, İrfan Ünver Nasrattınoğlu imzasını taşıyor. Hoca, sunuşunun bir yerinde: “Polonya’da ilk kez böylesine geniş kapsamlı bir düzenlemenin yapıldığını, Leh dostlarımız defalarca dile getirdiler. Bu etkinlikler için Polonya’ya giden zevat; bu dost ülkenin başkenti ile birlikte Krakov kentini de görme olanağını buldular” diyor.

Bildiri sunanların sayısı bir hayli fazla. Bunlardan bazılarının isimleri şöyle sıralanmakta; Yrd. Doç. Dr. Berrin Uyar Akalın, Hülya Kalyoncu, Melek Şahan, Prof.Dr. Necati Demir, Dr.Özlem Uslu, Dr. Seyit Yöre, Dr. Sibel Kılıç, Yrd. Doç.Dr. Şebnem Eremsoy, Yrd. Doç.Dr.Şeyda Erarslan vd.

Bildiriler arasına, sonuna yer yer konuyla ilgili görüntüler de konulmuş. Kitabın sonunda sempozyuma katılanların incelemeleri veya oturumlar sırasındaki fotoğrafları yerleştirilerek, kitap zenginleştirilmiş.

Bildirilerden, sunucuları itibariyle bazı cümleler verelim, sunalım efendim.

 

1.Nazım Hikmet, hem dünya çapında en çok tanınan, hem de en çok tanışılan şairlerimizden biridir. Tartışmaların çoğu şiirleri üzerinden değil, hayatı üzerinden yapıldığı için, bu tür yazılarda genellikle suçlama, ya da savunma niyeti öne çıkar. Bu niyet yoksa, ideolojisinden ayırıp ayırmama kaygıları vardır (Murat Devrim Dirlik Yapan, Sayfa: 95)

2.Son yıllarda küreselleşmenin etkisiyle grafik tasarımının yerel ve kültürel özelliklerini yitirmeye başladığı tasarımda bir ‘kimlik’ sorununun ön plana çıktığı görülür. Bu yüzden, dünyanın pek çok ülkesinde, tasarımı farklı ve ayırt edilir kılma adına ulusal kültürel birikimler yeniden gözden geçirilmeye başlanmıştır (Sevim Selamet, Sayfa: 165)

3.Kadının sosyal hayattaki yerinin değişim süreci incelendiğinde, dünyanın neresinde olursa olsun birbirine benzerlik gösterdiği görülmektedir. John Berger’e göre, ‘kadın olarak doğmak, erkeklerin mülkiyetinde olan özel, çevrelenmiş bir yerde doğmak demektir’. Bu zihniyet, antik Yunan’dan Roma’ya ve Avrupa ortaçağına uzanır. Sosyal yaşam içerisinde erkeklerle aynı haklara sahip olmaları oldukça zaman almıştır. (Yrd. Doç. Dr. Seyda Erarslan, Sayfa: 215)

GÜNÜN SÖZLERİ:

1. Fazla kazanmak isteyen kaybeder (La Fontaine)

2. Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı (Hz. Mevlâna) 

3. Rüzgârın sillesine, en çok yüksek ağaçlar açıktır, feleğin sillesine ise hırslı insanlar (William Penn)

4. Hırsların sonuna erişmek, gökkuşağının ucuna erişmeye benzer. Biz ulaşırken onlar kaçıp gider (E.Burke)

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank