- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Tüm Annelerin Anneler Günü Kutlu Olsun!

[1]

Her yıl mayıs ayının ikinci pazarı Dünyanın en güzel varlıklarına armağan edilmiştir. Annelerimize yani.

Her gün anneler günü, ama güne bu manayı yükleyen sürecin nasıl geliştiğini merak ettim doğrusu.

ABD’nin Philadelphia şehrinde bir 9 Mayıs günü Jarvis isimli bir kızın annesi ölüyor. Annesini çok seven Jarvis’in üzüntüsü aylarca sürüyor. Hayatta kimsesi kalmayan Jarvis, ölüm olayına bir türlü alışamıyor. Hayata küsüyor. Yaşama sevincini yitiriyor, yemiyor içmiyor, bir ara ölmeyi bile düşünüyor. Jarvis’in bu durumunu yakından izleyen komşusu Jarvis’le arkadaş oluyor. Bir gün yaşlı komşu sohbet sırasında Jarvis’e “İnsanlar doğar, yaşar, ölür. Bu bir doğa kanunudur.” Diyor. Bu iki cümle, Jarvis’i çok etkiliyor. Ölümün de doğmak, yaşamak gibi bir doğa olayı olduğunu düşünüyor. Ancak bu doğruyu bulmak Jarvis’in annesine olan sevgisini azaltmıyor. Aradan geçen süre içinde ölüm sözcüğünün soğukluğu gidiyor ve yerine anne sevgisinin sıcaklığı geliyor. Artık Jarvis annesini gözyaşları ile değil severek anmaya başlıyor.

Aradan bir yıl geçiyor. Bu süre içinde Jarvis, hemen her gün annesinin mezarına çiçekler götürüyor. Jarvis’in annesinin ölüm yıldönümünde bütün arkadaşları eve geliyor.

O gün Jarvis arkadaşlarına: “Geçen bir yıl içinde çektiğim acılar bana şunu öğretti Dünyada anne sevgisinin yerini dolduracak hiçbir sevgi yoktur. Yılın bir gününü annelere ayıralım. O günü annelerimizle ilgili anılarla dolduralım. Böylece annelerimize olan sevgi borcumuzu ödeyelim.” diye öneride bulunuyor. Arkadaşları bu öneriyi çok beğeniyorlar ve birlikte kentin Belediye Başkanına gidiyorlar Başkan onları dinliyor. Öneriyi içtenlikle benimsiyor. Daha sonra bu öneri gazetelere, yazarlara anlatılıyor. Jarvis ve arkadaşlarının çalışmaları kısa sürede meyvelerini veriyor. ABD Kongresi mayıs ayının ikinci pazar gününün Anneler Günü olarak kutlanmasını kararlaştırıyor. Ne mutlu Jarvis’e değil mi?

Şöyle bir düşünelim; Dünyada kaç kişi elleri olan fakat onu kullanamayan, ayakları olan ama yürüyemeyen, isteklerini ağlamasıyla bildiren, konuşamayan, altına yapan, geceleri tatlı uykulardan uyandıran birine bakmak ister? Kim bu kadar aciz biriyle hiç usanmadan ilgilenmek ister ya da bunu kim yapabilir? Ne kadar zor iş dediğimiz tüm bu işleri karşılık beklemeden, severek yapan tek canlı kimdir? BİRİCİK ANNELERİMİZ.

Dünyanın en kutsal varlıklarıdır anneler. En duygusal, en vefalı, en çok değeri bilinen ve haklarının ödenmesi imkânsız olan MELEKLERİMİZDİR onlar bizlerin. Gözlerimizi açtığımız ilk günde başlar onlara bağlılığımız. Daha hiçbir şeyin farkında değilken onların kucağında kesilir ağlamamız. Her ağlamamızda bilir ne derdimiz olduğunu. Bizim ağlamamız başkalarına kötü gelebilir ama onlara değildir; onlar bıkmadan usanmadan yetişir imdadımıza. Kendi yemeyip giymese de en güzel yiyecekleri yedirir, en güzel elbiseleri giyndirir bizlere. Hep sevgiyle büyütür bizleri.

Bizlerde mutluluk duyarız bunlardan ve hediye vermek isteriz hep onlara. Hatta bizim onlara ilk hediyemiz konuşmaya başladığımız gündür ve ilk öğrendiğimiz kelimenin “anne” olmasıdır. O an onların en mutlu anlarından biridir. Hediyemizi çok duygusal bulur ve sevinçlerinden ağlarlar.

Aradan yıllar geçer ve ilkokul çağına geliriz, okulun ilk günü her zamanki gibi yanımızdadırlar. Ve yine bizi büyümüş olarak görmeleri ağlamalarına neden olur. Okula alışana kadar da onlar götürür bizi. Okuldan geldiğimizde ilk iş okulda neler yaptık onları anlatırız. Neler öğrendiğimizi anlatırız onlara. Bizi sıkılmadan ve ciddiyetle dinlerler, sanki çok önemli bir şey anlatıyormuşuz gibi. Okul hayatımız bu şekilde sürer. Sınavlarımız iyi olursa sevinir kötü olursa üzülürler. Ama bunu belli etmezler kimi zaman. Teselli ederler bizleri üzülmememiz için.

Onlar hayatımız boyunca sevincimizde de üzüntümüzde de ağlarlar. Ama bazıları vardır ki annelerinin değerini bilmezler, onları sokağa atarlar, annelerine kötü sözler söylerler. Buna rağmen yine bir şey demez, diyemez anneleri. Ne de olsa çocuğumdur diye düşünürler, kıyamazlar. Onlar bu durumlarına da yine ağlarlar ama sevinçlerinden değil vefasızlıktan… O yaşa getirdikleri çocuklarının bunları yapması üzer onları, bebeklik günlerini hatırlarlar onların ve ne kadar çok duygulanırlar.

İşte bu duyguyu hiç yaşatmayalım onlara. Hakkını zaten ödeyemeyeceğimiz annelerimize değer verelim, üzmeyelim, onları ağlatan anlar üzüldükleri değil sevindikleri zamanlar olsun ve onlara saygılı olalım. Çocukluk günlerimizi hatırlayalım ve Peygamberimizin sözünü de hiçbir zaman unutmayalım “Cennet annelerin ayakları altındadır”. Yani evlatların annelerine karşı göstermeleri gereken saygı ve itaat, cennet için önemli bir anahtardır.

Anneler, her şeyi görmeseler bile kalpleriyle duyarlar. OSTROVSKİ

Dünyada öğretilen tüm bilgilerin hiç biri, bize bir ananın bir bakışının, bir kelimesinin verdiği şeyi anlatamaz. WILHELM RAABE

Bana, okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız söyleyeyim: Annemdir. ABRAHAM LINCOLN

Bazı bilgiler internetten alınmıştır.

Comments Disabled (Open | Close)

Comments Disabled To "Tüm Annelerin Anneler Günü Kutlu Olsun!"

#1 Comment By Mirsade Altın On 10 Mayıs 2010 @ 14:24

YAZINIZ YİNE ÇOK GÜZEL OLMUŞ. ELİNİZE VE KALEMİNİZE SAĞLIK. YALNIZ, GELECEĞİN ANNELERİNİN DE ANNELER GÜNÜNÜ KULASAYDINIZ ÇOK SEVİNİRDİM. SAYGILARIMLA

#2 Comment By Mirsade Altın On 10 Mayıs 2010 @ 14:26

YAZINIZ YİNE ÇOK GÜZEL OLMUŞ ELİNİZE VE KALEMİNİZE SAĞLIK. AYRICA FOTOĞRAF DA ÇOK TATLI VE İÇTEN.

#3 Comment By fatih On 10 Mayıs 2010 @ 23:06

Gönlüne sağlık..Çokgüzel bir yazı olmuş...

#4 Comment By dr. ahmet fidan On 10 Mayıs 2010 @ 23:36

Ana rahminde göbek kordonuyla sağlanan bağ, doğduktan sonra meme ile devam eder. Bu süreç herhangi bir temas olmaksızın ana ile çocuğu arasındaki telepatik enerjinin her geçen gün güçlenen bir sürecidir.
Artık ana ve çocuğu sadece ayrı bedenlerde olsalar da, arada kıtalar olsa da, onlar tek hücrede kaynaşmıştır.

Eline yüreğine sağlık aziz dostum.

#5 Comment By mehmet ak On 10 Mayıs 2010 @ 23:37

eline sağlık.....

#6 Comment By AYŞİN On 10 Mayıs 2010 @ 23:46

BU KADAR DUYGUSAL YAZI OLUR MU? HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADIM. ANNEME SARILDIM. SONRA ANNECİĞİME. SAYGI VE SEVGİLERİMLE

#7 Comment By Naile Acartürk On 11 Mayıs 2010 @ 10:39

Hayatımızın en zor mesleği sanırım anne olmak,Annem kızım anne olunca beni daha iyi anlıyacaksın derdi gerçekten şimdi ben kızıma diyorum aynı şeyleri, anne olunca insan daha iyi anlıyabiliyor ama gözle görülen gerçekler vardr ki annelerin hakkı hiç ödenmez.

Çok güzel bir yazı olmuş, ellerinize ,yüreğinize,emeğinize sağlık.Her çocuğun anne kıymetini bilen onun özverisini,sevgisini sizler gibi idrak eden onların kıymetini bilen evlatlar olması dileğiyle saygı ve sevgiler.

#8 Comment By selcan On 15 Mayıs 2010 @ 16:59

annelerimiz için yazdığınız bu güzel satırlarınıza katılmamak mümkün değil.Eklemek istediğim bir günde değil her günde.

#9 Comment By özlem On 19 Mayıs 2010 @ 11:26

sevgili ercan; her zaman olduğu gibi yine duygusalsın. seni iyi tanıyan birisi olarak şunu söyleyebilirm: İyi ki dostumsun. Seninle grur duyuyorum. Başarılarının devamını dilerim.

#10 Comment By HÜSEYİN COŞAR On 23 Mayıs 2011 @ 00:53

SEVGİLİ KARDEŞİM

ELİNE SAĞLIK!

GÜZELİ GÖRMEK VE TAVSİYE ETMEK NE GÜZEL........