- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Toplumu Yöneten ve Yönetilenler ve Öğretmenler

Sevgili okurlarım, bu yazımla eğitim-öğretim ve öğretmenlerle ilgili birkaç hususa  değinmek istiyorum..

Bakın değerli okurlarım, Toplumları yönetenler ve yönetilenler, toplumumuz yararına olan temel gerçekleri görmemezlikten gelemezler. Ülkemizin sağlık ve selameti için, bunları yapmak zorundalar. Aksi halde dünya yaşamında, büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalırız. Bunu bilmemiz gerekir ki, dünyayı sorunlu hale getiren cehalettir.

Cehaleti ortadan kaldırmadan, huzura kavuşmamız imkânsızdır.  Cehaleti ortadan kaldıracak kişilerde, anne ve babanın haricinde yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Bu başarıyı sağlayacak öğretmenlerin de, bilgi ve beceri birikimine sahip olmaları gerekmektedir. Çünkü öğretmenin imalatı insandır. Bu insan0-6 yaş anne babanın,  6-18 çağı daha çok öğrenme çağı olduğundan,  öğretmenlerin eğitim-öğretimine tabidir.

Çocukların pozitif düşünce ışığında daima yapıcı, yaratıcı, zihinsel gelişimi işlek ve bağımsız iş yapma yeteneği oluşan birey olarak yetiştirilmesi öğretmene aittir. Toplumumuzun gelişmesi bu ilkelere bağlıdır. Eğitim-öğretimi düzenli olan bir toplumun, gelişimi ve refah seviyesinin yüksek olması bu şekilde oluşur. Böyle bir toplumun bireylerinden, dünyaya gelecek çocukların sosyal genleri düzenli ve sağlıklı olmuş olur. Hatta zekâ düzeyleri gelişkinlik gösterir.

Bu göstergelerin oluşumunu sağlayacak bir programa ihtiyaç olduğu gibi, bu programı uygulayacak bilgi ve beceri sahibi, öğretmenlerin de yetiştirilmesine ihtiyaç vardır. Ne yazık ki 1980 den başlayan öğretmenlik mesleğini yok etme politikası, eğitim kurumlarının içini boşaltıp, yozlaştırarak, istedikleri düşünceye göre bir kadrosu oluşturdular.

Böylece, Türk eğitim sistemini çağın gerisine götürdüler. Bunun temel göstergesi, toplumumuzda gitgide öğretmene ve öğretmen yetiştiren kurumlara karşı bir ilgisizliğin var olmasını sağladılar. Durum böyle olunca, eğitim kalitesi düştü. Buna paralel, sevgisizlik oluştu, işsizlik yoğunlaştı, hırsızlık ve kapkaççılık arttı, anarşik hareketlenme yoğunluk kazandı.

Bütün bunlarla beraber, cehalet zincirin halkaları çoğalıp kalınlaştı. Bu yönde gelişme gösteren tehlikeye karşı, gerekli önlemler alınmadığından,  bu tehlikeyi ortadan kaldırmak imkânsızlaşmış duruma geldi. Böyle bir düzensizlik içinde, yaşamak hiç bir kimseyi mutlu etmez. Bu gerçekleri görüp, ona göre eğitim-öğretimi en kısa zamanda, yeniden yapılanmayı başlatmak gerekmektedir. O zaman öğretmenlerimiz, toplumumuzun her alanında yerlerini almış olurlar. Bu ciddiyet içinde, bütün imkânlarımızı kullanmak zorundayız. Aksi halde, başı dik nesillerin yetişmesi, mümkün olmaz.

Evrensel bağımsızlıktan söz etmemiz imkânsızlaşır. Ülkemizi yöneten siyasi iktidarda kim olursa olsun, öğretmenlerin sosyal, ekonomik ve kültürel düzeylerini düzeltmelidirler. Onların kimliğine yakışmayan ikinci bir işte çalışmasının önüne geçilmelidir.

Bütün bu olumsuzluklar düzelmeden, hiçbir kimsenin rahat nefes alabileceğini zannetmiyorum. Bu şartlar düzelmeden, hiçbir kimse, evrensellikten bahsetme hakkını kendinde görmesin. Bu şartlarda yaşayan öğretmenlerin aslı görevlerini yapmaları için gereken koşullar sağlanmalıdır. Sağlansın ki, medeniyetin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk’ün göstermiş olduğu hedefe ulaşılsın.

Atatürk diyor ki; “Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” O’nun göstermiş olduğu hedef de, kültürle, sanatla ve çağdaş medeniyetle bütünleşme vardır. Bu itibarla, Türkiye Cumhuriyeti Devletini sonsuzluğa taşıyacak olan gençlerimize, her türlü sorumluluk bilincini aşılayacak öğretmenlerdir. Bu anlamda, çalışan ve emekli olan  öğretmenlerimizin her türlü hakları verilmeli ve yaşam sıkıntısından kurtarılmalıdır.