- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Tercihimizi Eskiden Yana mı Yapacağız, Yeniden Yana mı? (*)

 “Soğuk savaş ne rahattı. Bir yanda iyiler, öte yanda kötüler. Bir yanda haklı olanlar, öte yanda haksızlar. Her şey yerli yerine idi. İki taraf da kendinin iyi ve haklı olduğuna inanırdı. Şimdi her şey karıştı” (6.7.1991-Cumhuriyet Gazetesi’nde Fransız bir diplomatın sözleri).
Yukarıdaki sözcükler geçmiş dünyayı ne güzel anlatıyor. Bir yanda haksızlar, bir yanda haklılar. Hangi kıstaslara göre? Tabii ki, herkesin kendi soyut (subjektif) düşüncelerine, değerlerine göre… Geçmiş dünyayı ve günümüz dünyasını anlayabilmek için üretim biçimlerine ve tarzına göre değerlendirmek gerekir. Bunu yapabilirsek sağlıklı bir yaklaşım tarzı yakalayabiliriz ki, bu tarz da bizim realist davranmamıza neden olur?

****
Eski dünyanın üretim tarzı, kol gücüne dayalı, bilgiye fazla ihtiyaç duymayan vahşi bir yapı idi. Daha çok sömürebilmek için daha fazla insan ve daha az demokrasi demekti. Dünyadaki bu eski üretim biçimi miadını doldurmakta.
Birinci sanayi devriminde ortaya çıkan tüm ideolojik ve politik kurumlar sahneden çekiliyor. Çekilme yaşanırken sancılı oluyor. Bölgesel savaşlar ise, yerinin doğum sancıları olarak görülmelidir.
  ****
Dikkat edin, savaşların ve çatışmaların yaşandığı tüm bölgeler eski üretim biçiminin yani; köylülüğün egemen olduğu ve ulusçuluğu yaşamamış bölgelerdir.
Bu (eski) dünyayı şekillendiren ideolojik yapıların ortak özellikleri çatışma, diktatörlük, daha çok sömürü, daha az demokrasi, daha az özgürlük vb. değerlerdi.
              ****
Yeni üretim biçiminde emek (canlı emek kol gücü) belirleyici değil.
Daha az insanla daha çok üretim ve üretilen malların satılabilmesi için çok zenginlik…
Daha çok üretim daha az emekle olduğu için daha az sömürünün olması, hatta bir takım iş kollarında sömürünün ortadan kalkması…
Yeni üretim biçiminde belirleyici olan bilgi. Bu ise daha çok demokrasi, daha çok insan hakları, daha çok özgürlük, vb. değerleri ön plana çıkarıyor.
****
İkinci sanayi devrimi (buna sanayi sonrası dönem de denilebilir) canlı emeği ortadan kaldırırken, dünkü üretim araçları ile üretim yapan ülkeler (sermaye) yeni dünyada rekabet edebilme şanslarını hızla yitiriyorlar. Eski dünyanın bir yığın mesleği ortadan, kalkarken, yerine yeni meslekler ortaya çıkıyor.
Yeni üretim biçiminde kendi kendini programlayabilen (insanın yerine de düşünebilen bilgisayarlar insan eli değmeden mal üretebilen makineler ortaya çıkıyor. Toprağa ihtiyaç duymadan uzayda (ayda) insanların ihtiyaçlarını giderebilecek (gıda maddeleri) projeler hazırlanıyor.
(Hürriyet Gazetesi)
****
Eski üretim tarzının en önemli özelliklerinden biri de toprak. Avrupa’da gıda maddelerinin 4/1’i seralarda yapılıyor. Toprak da belirleyici olmaktan hızlı bir şekilde uzaklaşıyor. Geçmişin üretim biçimi ve ilişkilerine göre şekillenene ideolojiler ve politikalar bugün, statükocu bir konuma düşüyorlar.
Dün statükonun karşıtı olan sol bile bu paradoksun içinde yer alıyor.
Bu dünyayı en çok anlaması gereken sol bile bunu beceremiyor.
Yeni üretim biçimine göre şekillenen yeni dünyayı algılamakta güçlük çekiyorlar. Eski üretim biçimi temsili demokrasiyi, liberal demokrasiyi (anayasal demokrasi), sosyalist demokrasiyi ortaya çıkardı.
Bu her üç demokrasi biçiminin ortak özelliği devletçi bir yapıyı ortaya çıkarması idi.
İnsana (bireye) karşı devletin korunması anlayışına dayanıyordu.
****
Yeni üretim biçimi ise katılımcı demokrasiyi, yani bireyi ön plana çıkaran, devletin gücünü sınırlayan (küçülten), geçmiş demokrasi anlayışlarının olumlu yönlerini içinde barındıran fakat onları da aşan yeni bir demokrasi anlayışını ortaya çıkarıyor.
Katılımcılığı beceremeyen politik kurumlar, kuruluşlar ve devletlerin bu yeni dünyada yaşayabilme şansları yok.
Yeni dünyaya merhaba!

  (*)Çarşamba, 16 Haziran 1993