content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

29 Kas

Tekin, Öğretmenler Günü ve 12 Eylül

Karadeniz TV'de hafta sonu konuğum CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'le iki saatlik programda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığını, yerel seçimleri, CHP ve örgütleri, Suriye politikalarını konuştuk.
İlk defa bir konuğum programdan yarım saat önce televizyonda oldu. Program öncesinde ve reklam aralarında yazılmamak üzere çok şey konuştuk ve paylaştık.

Canlı yayında ise her şeyi sorduk. Tekin, CHP ve örgütlerle ilgili 'birbirimizi sevmiyoruz' derken eski Genel Başkan Deniz Baykal zamanında örgütler için önerdiği Arçelik yönteminin hala arkasında olduğunu söyledi.
Söyleşinin tamamını önümüzdeki günlerde gazetemizde yayınlayacağız.

Gürsel Tekin, İstanbul'da 2009 yılında Kılıçdaroğlu ile beraber aday belirlemede tek yetkili olmuş olsalardı, kazanılan 12 ilçe sayısının daha yüksek olacağına, hatta büyükşehir belediyesin kazanabileceklerini de iddia etti.
2014 yılında aday adayı olmadığını, aday olduğunu ancak kendisinden bir puan bile fazla oy alacak bir adayın yanında duracağını söylerken, “Aday olduğumda, aday belirlemekte kesinlikle yetkili olmam gerekiyor” diyordu.
****
2009 yılında kazanılan ilçelerde aday belirlemede etkin olduğunu ve bugün aday yapılmasında katkı sunduğu için pişman olduğu belediye başkan adayı olup olmadığını sorduğumuzda, “Aday yapılmasında katkı yaptığım ve gurur duyduğum belediye başkanları var” diyerek yanıt vermesi, pişman olduğu belediye başkanlarının da olduğunu ifade ediyordu.

Partinin kurumsal kimliğinin önüne geçmiş belediye başkanları varsa, seçilme şansları yüzde 90 bile olsa kesinlikle aday göstermeyeceklerinin altını çizen Gürsel Tekin, “Göreceksiniz bunu kesinlikle yapacağız” derken İstanbul'da bulunan 12 ilçe belediye başkanının yarısının aday gösterilmeyeceğini ben de bugünden söyleyebilirim.
****
Mustafa Sarıgül'ün Büyükşehir Belediye Başkan adayı olup olmayacağını sorduğumda, “Sarıgül partilimiz değil. Bir siyasi partinin lideri. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu da ben de defalarca çağrı yaptık. Partimize katılması için bir engel yok. Ancak partilimiz olmayan birini de konuşmayı doğru bulmuyorum” diyerek, Sarıgül'ün adaylığına karşı bir tavır da koymuyordu.
Ben de bugünden söyleyeyim; bir aksilik olmaz ise, CHP'nin İstanbul Büyükşehir adayı Mustafa Sarıgül.
****
Türkiye'de seçim sisteminin, siyasi partiler yasasının kesinlikle değişmesi gerektiğinin altını çizen Tekin, atama yoluyla milletvekili ve belediye başkanlarının belirlenmesine karşı olduğunu, aday belirlemede atama dışında bir yöntemin belirlenmesi gerektiğini belirterek, önseçimin de bugünkü üye yapısıyla sağlıklı olmadığını ancak, atamadan daha doğru olduğunu vurguluyordu.

24 Kasım, 12 Eylül ürünüdür

24 Kasım Öğretmenler Günü Türkiye'nin her yerinde kutlanıyor. 12 Eylül’le hesaplaşılması gerektiğini söyleyenlerin öncelikle, 12 Eylül'ün anayasası ve yasalarıyla hesaplaşması, 30 yıl sonra yerine demokratik bir anayasa yapma vaktinin çoktan geldiğini hatırlatmak gerekiyor.

12 Eylül anayasası ve yasalarıyla hesaplaşmak ve değiştirmek için bugün büyük bir toplumsal mutabakat var. Ancak hala 24 Kasım gibi 12 Eylül'ün getirdiği kutlama günlerinin de artık terk edilmesi gerekiyor.
Ve bunun için bir yasa değişikliğine de ihtiyaç yok. Ve kendisine solcu, bilmem neci diyenlerin de bir kampanya başlatmamalarını ise, kocaman bir ayıp olarak görüyorum.
24 Kasım'a öncelikle eğitim iş kolunda örgütlü sendikaların karşı çıkması gerekirken, seslerini duymamak insanı üzüyor. Hatta kimilerinin kutlama ilanları vermesi ise oldukça ilginç.

Evren neyi söyledi?

12 Eylül'ün görünürdeki iki güçlü isminin bugün eksik de olsa yargılanıyor olması çok önemli. Bunu küçümseyenlerin, Silivri'deki darbecileri desteklemeleri, Silivri'yi 'toplama kampı' olarak değerlendirmeleri ise oldukça vahim.
Kenan Evren’in sorgusunda; “Bayrak Harekat Direktifini Necdet Üruğ'a yapılması için talimatı, Genelkurmay Başkanlığı Kurmay Başkanı Ali Haydar Saltık tarafından verildiği” sözünün Silivri'de yargılanan darbecileri savunanlara kapak olmasını dilerim.
****
Darbeler 1. Ordu Komutanlığı tarafından hazırlanıyor ve uygulamaya konuluyor. Direktif ise Genel Kurmay Başkanlığı Kurmay Başkanlığı tarafından veriliyor.
Düşünün, Kenan Evren ve arkadaşları 12 Eylül'ün ilk günlerinde Turhan Feyzioğlu'nun başbakan olarak atanmasını bildiren bir bildiri hazırlıyorlar ancak Haydar Saltık tarafından geri çevrilerek kabul edilmiyor.
****
Silivri'de yargılanan paşaların gerçekleştirmek istediği darbeler nerede hazırlanmıştı? 1. Ordu Komutanlığı. Ve o gün darbe gerçekleşseydi, darbenin güçlü adamları kimler olacaktı? Hatırlıyor musunuz, başbakanları bile belli değil miydi?

Sonuç: 12 Eylül’le hesaplaşmak öncelikle onun anayasasını değiştirirken, benzeri darbeleri yapmak için harekete geçmiş olanlarla yapılması gerekmiyor mu? Asıl samimiyet burada ortaya çıkmıyor mu? Bunu yapmayanların Silivri'deki yargılananlara sahip çıkmaları ve fasa fiso olarak değerlendirmeleri samimiyetsizlik değil mi?

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank