- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Tayyip Erdoğan Ve ALDs’ciler

Bizler Gezi eylemini masum ilan etmek için yarışırken başbakan Tayyip Erdoğan’ın evine yürüyen yüzlerce meczubun CHP teşkilatlarına mensup olduğunu da bilmeyebiliriz. Bu bilmediklerimizden dolayı bir nakısa oluşmuyor, çünkü eski senaryoların güncellenerek sergilenmesini biliyor olmamız yeterli. Geçen yazılarımda bazı şahıs isimlerini vererek kirli maşalıklarını anlatmıştım. Ne var ki olay bundan ibaret değil.

Öyle ya, 40-50 yıl önce kaos ve darbe için rol alan aydınımsıların, kalemşörlerin, demokratlık ve özgürlük narası atan provokatörlerin kimler olduğunu 30-40-50-60 yıl sonra öğrendik. Öğrendik de, bugün de aynı yolun yolcularının hatta aynı kişilerin yine aynı role soyunduğunu görmek ibretlik…

Düşünebiliyor musunuz? Hasan Cemal Levent Kırcalarla, Cengiz Çandar Perinçekçilerle, Şahin Alpay Haydar Baş ile aynı kulvarda. Doğrusu şaşırmadım, lakin bu kadar pervasız olabileceklerine üzüldüm, her şeyin bir kalitesi var, bunlarda ciddi irtifa kaybı oldu. Ne yapalım, demek ki bu işler böyleymiş. Ne ve nasıl mı? Hiç merak buyurmayın, tek tek yazacağım.

Ama önce Sedat Laçiner'in "bundan 25 yıl, 50 yıl ve 75 yıl sonra Washington’da veya Londra’da bugünün istihbarat dosyaları açıldığında bugün yaşanan pek çok toplumsal olayın aslında ne kadar yapay olduğu, demokratik ayaklanmalar sandığımız pek çok kalkışmanın bizzat istihbaratçılar tarafından dizayn edildiği veya yönlendirildiği de ortaya çıkacaktır..." sözlerine kulak verelim. Fakat tavsiyesinin bundan sonraki bölümünü göz ardı edenlere ise kendinize yazık ediyorsunuz diyorum:  "Ve eğer kendinizi 25 yıl sonra CIA’in gizli belgelerinde ‘işbirlikçi’ veya ‘yönlendirilen unsur’ olarak görmek istemiyorsanız, yani ülkenizi gerçekten seviyorsanız, iktidarla hesabınızı sokakta değil, sandıkta görünüz." Gerçekten de bir şikâyetiz varsa, işler istediğiniz gibi gitmiyorsa sandık her daim çözüm yeridir. Ama dert başkaysa, yani ‘mesele ağaç değil’se o zaman bizim de bildiklerimizi söyleme zamanıdır.

xxx

Bugün Tayyip Erdoğan’ı “faşizan rota”da ve “tek adam yönetimi” başlatan diktatör gibi göstermek isteyen Cengiz Çandar ve diğer ALDs’ciler o gün, o yıllarda ne istiyorlardı? Bugün ne istiyorlar? Amaçları ne?

Gerçekten bunlar özgürlükçü mü? Türkiye'de bugün hükümetin yanaşmadığı ve/ya hemencecik aşılabilecek özgürlük sorunu mu var ki bu tayfa kazan kaldırdı? Nedir sorun?

Özellikle Batı ile yatıp Batı ile kalkan (ALDs) Aydınlıkçı-liberal-demokratsolcular tam olarak ne istiyorlar?

Gerçekten de Türkiye bu Aydınlıkçı-liberal-demokratsolcular (ALDs) için çekilemez bir ülke mi oldu? Ne oldu da bu aydın oldukları kadar liberal, liberal oldukları kadar demokrat, demokrat oldukları kadar mert! olan kesim, mesela Cengiz Çandar ‘Tayyip faşizm rotasına giriyor diyor? Ne oldu sahi? Bu 'arsız azınlık'* neden isyan etti bilen varsa Allah için bize de anlatsın, biz de bilelim. Ve lütfen bizim seviyemizle alay etmeden tane tane, ayan beyan anlatsın ki ‘bildiklerimiz dışında’ ne olduğunu bilelim?

Günlerdir sorduğumuz bu soruya -makulluğundan geçtim- gayrimakul bir cevap dahi gelmedi. Ama çok şey söylendi:

"...Ne yapıp edip, zaten söz konusu olan “otoriter tek adam yönetimi”nin “faşizm rotası”na girmesine engel olunmalıdır...” buyurun duayen, dünyayı bilen! İslami Hareketler, Ortadoğu, THKP/Cler, Kıbrıs, Kürt sorunu, AB, BM, ABD, Uzakdoğu, Afrika, Şangay, Fenerbahçe, Kuş Gribi, Tsunami, Orman ve Çevre ve bilumum işlerin uzmanı Cengiz Çandar’ın bu sözünü bir yere oturtun bakalım nereye oturtacaksınız?

"...Ne yapıp edip, zaten söz konusu olan “otoriter tek adam yönetimi”nin “faşizm rotası”na girmesine engel olunmalıdır...” demek için olağandışı-olağanüstü-olağan ötesi her neyse acaib-ul kübra bir şey olmalı ki C. Çandar bu kadar raydan çıksın, değil mi?

“otoriter tek adam yönetimi”nin “faşizm rotası”na…”

E he he tamam, da ne oldukine?

Ah kafam ah!

Yanlış sorarsan cevap alamazsın, alırsan da cevap yanlış olur elbet…

Şimdi doğru soralım, daha doğrusu “doğru soru” soralım:

Sahi, ne olmadı da böyle oldu/nuz?

Yani ne olmadı da bizim (ALDs) Aydınlıkçı-liberal-demokratsolcularımız ve özellikle 'arsız azınlık' eski aydınlıkçı aydınlar! böyle köpürdü?

Ne oldu diye sorunca cevap alamıyoruz, bu nedenle tekraren soruyu doğru soruyoruz:

Ne olmadı da ALDs (Aydınlıkçı-liberal-demokratsolcular) "...Ne yapıp edip, zaten söz konusu olan “otoriter tek adam yönetimi”nin “faşizm rotası”na girmesine engel olunmalıdır...” deme noktasına geldiler?

Tam da bana göre soru.

Devam edecek...

Twitter: @ahmetay_

*'Arsız azınlık' ve 'arsız azgınlık' tanımları Sayın Çandar'a aittir, sonraki bölümlerde bunlardan daha geniş bahsedeceğiz.