content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

23 Ara

Susurluk Şeker Fabrikası Tarih mi Olacak?

Daha önceki köşe yazılarımda da şekerle ilgili konulara sıkça yer verdim. Tekrar belirtmekte yarar görüyorum; şeker pancarı üretimi ve şeker sektörü, dünya ile rekabet edebileceğimiz tek ve en önemli stratejik tarımsal sanayi koludur. Ülke Şeker Sanayi genel ekonomi içinde, çalışan sayısı bakımından 3’üncü, öz kaynaklarda 5’inci, üretimden satışlarda 5’inci, satış hasılatlarında 7’nci, sırada kendine yer bulan, kırsal kalkınmanın lokomotifi konumundaki teşekküllerdir.

 

Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapısı açısından meseleye bakıldığında; ülkemizde şeker pancarı tarımı, sanayisi, yan ve alt sanayi dalları ile birlikte ülke GSMH’sına her yıl yaklaşık 3 milyar dolar katma değer yaratmakta, ülke nüfusunun % 15'inin geçimi doğrudan ve dolaylı olarak bu sektörden sağlanmaktadır.

 

Türkiye’nin şeker üretemediği dönemlerde stratejik öneme sahip bu ürünü çok daha pahalıya ithal ettiği, sağladığı katma değer yönünden tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de stratejik ve siyasi bir ürün olduğu unutulmaması gereken önemli bir konudur.

 

Özetle tüm dünyada şeker sektörünün tarım, sanayi ve insanların geçim kaynağı olması nedeniyle sosyo-ekonomik yaşamındaki yeri böylesine önemli iken, ülkemizde şeker fabrikalarının kapanıyor olması "sektörde neler oluyor?" sorusunu akla getiriyor. Bu durum aynı zamanda fabrikaların bulundukları bölgelerde geçimini sağlayan çiftçisi, işçisi, sanayicisi, esnafı kısacası tüm kesimler üzerinde haklı olarak endişeli bir bekleyişe neden oluyor.

 

Susurluk Şeker Fabrikası ile ilgili haberleri basında sıkça görmeye başladık. Bilindiği gibi fabrika geçen yıl yeterli hammadde olmaması gerekçesiyle bölgesinde üretilen şeker pancarını en yakın şeker fabrikası olan Eskişehir’e göndermiş ve fabrika pancar işlememişti. Bu yıl da aynı gerekçe ile fabrika pancarı işleyemedi.

 

Yaşanan bu durumun olumsuzluklarını derinden hisseden, kendilerine alternatif sunulmayan ve sorunları çözülmeyen ilgili tüm kesimler seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Temeli 58 yıl önce dönemin Cumhurbaşkanı Rahmetli Celal Bayar tarafından atılan ve 1955 yılında dönemin Başbakanı Rahmetli Adnan Menderes tarafından açılan bu fabrikanın o günden bugüne sağladığı istihdam, yan sektörlere yaptığı katkılar, küspesiyle bölge hayvancılığının bugüne gelmesindeki önemi ortadadır. Bu nedenle şeker fabrikasının bugün geldiği nokta hepimizi derinden üzmektedir.

 

Fabrikanın son 15 yılını incelediğimizde sürekli kan kaybettiğini görüyoruz. 1998-1999 döneminde 1.073.000 ton pancar işleyen ve 90.000 tona yakın şeker üreten fabrikanın bu yıldan itibaren her geçen yıl işlediği pancar ve bunun sonucu olarak ürettiği şeker azalmıştır. Fabrikanın çalışma yani kampanya süresi 172 günlerden 2009-2010 döneminde 41 günlere düşmüştür. Bununla birlikte istihdamda da bir kayıp söz konusudur. 2000’li yılların başında 900’ün üzerinde personel istihdam edilirken, bu rakam bugün 478’e düşmüştür. Ülkemiz tarımı, sanayisi, işçisi ve diğer tüm kesimler kaybetmiştir. Kısacası ülkemiz ekonomisi kaybetmektir.

 

Bu konuyla ilgili değişik görüşler ileri sürülmektedir. Bölgede üretilen pancarın şeker oranının düşük olmasının çiftçi geliri ve fabrika açısından olumsuz etkileri, iklimsel nedenlerle hastalıkların yaygın olması, pancar üreticilerinin pancar üretmek yerine alternatif ürünlere yönelmesi vs. gibi nedenlerle fabrikanın yeterli hammaddeyi üretemediği bu nedenle fabrikanın pancar işleyemediği öne sürülmektedir. Bu yaklaşım konuyu tüm yönleriyle ele almayan ya da almak istemeyen kesimlerin ürettiği gerekçeler ve hatta bahanelerdir.

 

Asıl sorunlar şunlardır;

 

1-1990’lı yıların sonundan itibaren kurulan hükümetlerin sektöre bakış açılarının bir sonucu olarak sektörle ilgili doğru belirlenemeyen, uzun süreçli ve yılan hikayesine dönen özelleştirme politikalarının oluşturduğu psikolojik ve ekonomik etmenler,

 

2-2001 yılında kabul edilen 4634 Sayılı Şeker Kanunu’nun getirdiği yeni yapının etkileri, sınırlarımızdan kaçak şeker girişi ve kimyasal tatlandırıcıların kontrolsüz tüketimi ile uluslararası şirketlerin nişasta bazlı şeker üretimine başlayarak pancar şekeri üretimini olumsuz etkilemeleri,

 

3-Bu süreçte fabrikaların modernize edilmemesi ve düşük kapasite ile çalıştırılması nedeniyle şeker üretim maliyetlerinin yükselmesi, personel sorunları ve

 

4-Şeker pancarının aleyhine olan ürün destekleme politikalarıdır.

 

Görüldüğü gibi Kamu Şeker Fabrikaları'nın bugün yaşadığı sorunlar 1998'den bugüne izlenen özelleştirme, destekleme ve mevzuatla ilgili politikaların bir sonucudur. Bu sorunların oluşturduğu etki sadece Susurluk Şeker Fabrikası ile sınırlı değildir. Çarşamba Şeker Fabrikası da aynı akıbeti yaşamaktadır. Alpullu, Uşak Şeker Fabrikaları'nın da aynı sonla karşılaşacağı söylemek çok uzak bir ihtimal değildir. Sosyal amaçlı kurulan Doğu Anadolu’daki fabrikalarında yakın gelecekte aynı akıbeti yaşaması uzak bir ihtimal değildir.

 

Dolayısı ile Susurluk Şeker Fabrikası'nın bugün yaşadığı sorun, ileride yaşanacak sorunların bir öncü depremi veya habercisi olarak algılanmalıdır. Bir ülkenin ancak üretimle ayakta kalacağı gerçeğinden hareketle ülkemizde üreten insanlar desteklemeli, fabrikaların bacasının tütmesi sağlanmalıdır. Bu konuda yürütülen tüm politikalar yeniden gözden geçirilmelidir.

 

Önemli Not: Geçen hafta yazdığım yazı üzerine; Dr. Back-Up’un Genel Müdür Yardımcısı, Sn. Dr. İdil GÖKER, telefonla bizzat aradı. Fevkalade nazik bir üslupla özür diledi. Yapılan hatalar ile bizzat ilgilendi. Taahhüt edilen ödemenin yapılmasını ve sözleşmenin de feshini sağladı.

 

Kendisine ve firmasına teşekkür ediyorum. Keşke, bunlar yaşanmasaydı. Yetki ve insiyatif sahibi kişilere, daha önce ulaşma imkanı bulunabilseydi…

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank