content

24 Oca

Şu Günlerde Virüsler Kol Geziyor

Bugünlerde kol gezen bir virüs başta çocuklar olmak üzere pek çok insanı hasta ediyor. Bugünkü yazısından anlaşıldığına göre Balçiçek İlter ve ikizleri de bu virüsle tanışmışlar ve de ciddi şekilde etkilenmişler. Önce geçmiş olsun diyerek yazısında merak ettiği soruları cevaplamaya çalışacağım. BİR: Tanımlanan hastalığın adı biz doktorların kısaca “ÜSYE” adını verdikleri viral üst solunum yolları enfeksiyonudur.

Başta rinovirüsler, koronavirüsler, adenovirüsler ve parainfluenza virüsleri olmak üzere pek çok virüs etken olabilir.

Sadece rinovirüslerin kendi içlerinde 100’den fazla çeşidi olduğunu söylersek ÜSYE’ nin ne kadar çok etkeni olduğu kolayca anlaşılır.

Bugünlerde kol gezen bir virüs başta çocuklar olmak üzere pek çok insanı hasta ediyor. Bugünkü yazısından anlaşıldığına göre Balçiçek İlter ve ikizleri de bu virüsle tanışmışlar ve de ciddi şekilde etkilenmişler.

Önce geçmiş olsun diyerek yazısında merak ettiği soruları cevaplamaya çalışacağım.

BİR: Tanımlanan hastalığın adı biz doktorların kısaca “ÜSYE” adını verdikleri viral üst solunum yolları enfeksiyonudur. Başta rinovirüsler, koronavirüsler, adenovirüsler ve parainfluenza virüsleri olmak üzere pek çok virüs etken olabilir.

Sadece rinovirüslerin kendi içlerinde 100’den fazla çeşidi olduğunu söylersek ÜSYE’ nin ne kadar çok etkeni olduğu kolayca anlaşılır.

İnfluenza virüslerinin yol açtığı hastalık ta bir ÜSYE’ dir ama etkenin influenza virüsleri olduğu bilindiği zaman bu tabloya “grip” adı verilir.

İKİ: Bu virüsler özellikle sonbahar ve kış mevsiminde arz-ı endam ederler ve insandan insana çok kolay bulaşırlar. Bulaşma hasta kişinin aksırması, öksürmesi sırasında havaya karışan ve havada bir süre asılı kalan virüslerin solunmasıyla ve hasta kişinin salgılarıyla kirlenmiş yüzeylerle temas edilmesiyle olur.

Öpüşmeyin, tokalaşmayın, başkalarının ellerinin değdiği yerlere dokunmayın, sık sık elleriniz yıkayın gibi uyarılar bunun içindir.

Hastalığın bu mevsimde daha çok görülmesinin sebebi de hava şartlarının bu virüslerin üremeleri için daha uygun olması, insanların neredeyse tüm gün kapalı mekânlarda (yuva, okul, işyerleri) bulunması dolayısıyla bulaşmanın kolaylaşmasıdır.

ÜÇ: ÜSYE’ ye hangi virüslerin yol açtığını bilmenin pratikte hiç bir faydası yoktur çünkü etken bilinse de tedavide değişen bir şey olmayacaktır. Etkenin bilinmesinin sadece hastalığın epidemiyolojisinin belirlenmesi bakımından önemi vardır.

Anlatılan tablo grip de diğer virüslerin sebep olduğu bir enfeksiyon da olabilir. Etkenin belirlenebilmesi için burun salgıları veya boğaz sürüntüsünde bazı testlerin yapılması gerekir.

Bu mevsim grip salgınlarının beklendiği günlerdir ama ülkemizde henüz influenza virüslerinin salgın yaptığına dair bir açıklama yapılmamıştır.

Bu virüslerin domuz, köpek veya kuşlarla ilgili olmasının da tedavi bakımından bir önemi yoktur. 

DÖRT: Solunum yollarına yerleşerek hastalık yapan virüslerin yol açtığı klinik tablolar birbirinden çok farklı olabilir. Bazı kişiler hastalığı işine gücüne devam ederek ayakta atlatırken kiminin ateşler içinde yorgan döşek yatması icap edebilir.

Erişkin insanlar her sene ÜSYE veya grip olmazlar. Bu hastalıkların çoğu küçük çocukluk çağında geçirilir; virüslere karşı bağışıklık geliştiği için büyüdükçe hastalanma ihtimali de azalır.

Nazar değmez inşallah ama sürekli olarak enfeksiyon geçiren hastalarla iç içe olmama rağmen senelerdir doğru dürüst hastalanmadım. Ben de en son tıp fakültesi birinci sınıfındayken benzer bir tablo yaşamıştım.

ÜSYE tabloları:

Rinit: Virüsler burunda yerleştiğinde burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı görülür.

Farenjit: Virüsler yutağa yerleştiklerinde boğaz ağrısı, yutkunma güçlüğü ve öksürük görülür.

Larenjit: Virüsler ses tellerine yerleştiğinde ses kısıklığı, boğuk veya çatallı ses şikâyetleri ortaya çıkar.

Trakeit: Virüsler ana nefes borusuna yerleştiği zaman şiddetli kuru öksürük ve göğüs kemiği arkasında yırtılırcasına bir ağrı olur.

Bronşit: Virüsler bronşlara yerleştiğinde önce kuru daha sonra balgamlı öksürük görülür. Bazı hastalarda hırıltı ve nefes darlığına rastlanabilir.

DÖRT: Doktorların elinin kolunun bağlanmış olduğu, çaresizce ilaç verdikleri ifadesi doğrudur çünkü bu hastalıklara yol açan virüslere etkili bir tedavi yoktur.

Garip ama gerçek: Kanserlerin bile birçoğunun yüzde yüze varan tedavileri var ama soğuk algınlığının ilacı henüz bulunamadı.

Antibiyotikler ancak orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit ve zatürree gibi komplikasyonlar olduğunda doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır ama bu kurala maalesef doktorlar da hiç riayet etmezler. Vatandaş zaten ateşi çıktı mı antibiyotiğe sarılır.

İkizlere de muhtemelen seftriakson ihtiva eden iğneler boşuna yapılmıştır.

Çocuğunun ateşi düşmeyen panik içindeki anneleri antibiyotik yazmadan göndermek pratik olarak pek de mümkün değildir.

Öksürük ve balgam sökücü şurupların; vitamin, mineral, antioksidanlar ve besin desteklerinin; bağışıklığı kuvvetlendirdiği iddia edilen ilaçların hiçbir faydası yoktur.

Bu hastalıkta havuçlu, patatesli, kerevizli, soğanlı, maydanozlu tavuk sulu çorbası veya sabahları aç karına bir kaşık zencefilli bal gibi kocakarı ilaçları daha faydalıdır.

Başka neler yapalım?

Mümkünse en azından birkaç gün evde istirahat edin. 

Bol sıcak sıvı için. Ihlamur, ada çayı, nane, limon çayları bunun için idealdir.

Mandalina, portakal, havuç, greyfurt gibi meyveleri ve her türlü sebzeyi bolca yiyin. Yoğurt, ayran da çok faydalıdır.

Evinizi her gün havalandırın. Evinizde asla sigara içilmesin.

Odanız nemli olsun. Radyatörlere su kapları, sobaların üzerine çaydanlık koyun.

Burun tıkanıklığının en iyi ve en zararsız tedavisinin buruna serum fizyolojik ismi verilen sıvının damlatılması ve ortamın nemlendirilmesidir.

Yüksek ateşiniz varsa, doktorunuza danışarak ateş düşürücü ilaç alabilirsiniz. Hastayı rahatsız etmeyen ateşi, yüksek de olsa düşürmeye çalışmayın çünkü yüksek ateş vücudun virüslerin üremesini önlemeye yönelik bir savunma mekanizmasıdır.

BEŞ: Bu virüslerin İngiltere’ den mi Almanya’ dan mı geldiğinin bir önemi yoktur çünkü bunlar yayılmakta sınır tanımazlar; vize konmasının da bir faydası yoktur.

Sağlıklı insanların seyahat etmelerinde bir sakınca yoktur ama pimpirikli olanların ve risk grubundakilerin (kanser tedavisi görenler; şeker, böbrek ve kalp hastaları; KOAH’ lılar; kortizon ve bağışıklığı baskılayan ilaç kullananlar…) başlarını evden dışarı çıkarmamaları gerekir.

Korunmak için neler yapalım?

  • Hasta kişilerle tokalaşmak, öpüşmek gibi yakın temastan kaçınmalı
  • İnsanların toplu olarak bulundukları kalabalık ortamlara mümkünse girmemeli, hatta şart değilse evden dışarı çıkılmamalı
  • Eller sıkça, bol su ile iyice yıkanmalı
  • Ellerin göz ve burun ile teması önlenmeli
  • Hasta kişiler öksürürken veya hapşırırken ağız ve burunlarını bir mendille sıkıca kapamalı
  • Hasta kişilerin eşyaları (kalem, kitap, bardak...) kullanılmamalı.
  • Düzenli spor veya egzersiz yapılmalı
  • Güzel havalarda yarım saat güneş banyosu yapılmalı

ALTI: İstanbul Bronşiti, benim tanımladığım bir hastalık tablosudur. Bu hastalık viral solunum yolları enfeksiyonunu (daha çok grip dışı) takiben geceleri artan; çocuklarda öğürtü ve kusmaya yol açan; gülme, ağlama, telefonla konuşma veya eforla tetiklenen kuru öksürük nöbetleriyle karakterizedir. Bu nöbetler tekrarlayabilir ama kalıcı bir hastalık değildir. Çocuklarda daha çok yuva başladıkları zaman ortaya çıkar ve hemen daima da 6-7 yaşlarında tamamen geçer.

Hastalarda ateş, halsizlik, iştahsızlık, hırıltı, nefes darlığı, genel durum bozukluğu gibi belirtiler yoktur. Çocuklarda gece yatar yatmaz baş ve boyun terlemesi, geceleri diş gıcırdatma da sık görülür.

İstanbul Bronşiti doğru tedavi edilmediği takdirde günlerce, haftalarca ve hatta aylarca sürebilir.

KAYNAKLAR

  1. http://www.haberturk.com/yazarlar/593937-domuz-kus-kopek-ne-gribi-yasiyoruz-da-haberimiz-yok
  2. www.ahmetrasimkucukusta.com

Etiketler : , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank