Biraz gecikmiş bir yazı olduğunun farkındayım. Ama çok da geç sayılmaz.
Dün çok sevdiğim bir dostum, Somali için bir tır gıda temin edip sevk ettiklerini söyledi.
Bunun üzerine, ‘gıdaları satın mı aldınız bağışçılar gıda olarak mı verdi?’ diye sordum.
Satın almışlar.
Kendisine yönelttiğim eleştiri ve önerileri sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Dostumun önderlik ettiği ve Somali’ye gönderilen bu tırın içeriğinde beyaz un, makarna, yağ, şeker, mama, bebe bisküvisi, pirinç gibi ürünler varmış…
Peki, Afrikalıların bu ürünlere ihtiyacı var mı?
Bu ürünler Afrikalıları açlık ölümünden korur mu?
Asla, asla, asla…
Çünkü bunlar gıda değil.
Özellikle bu kısmını IHH, Deniz Feneri, Kimse Yok mu, Yardım eli, Dost eli ve Kızılay başta olmak üzere tüm yardım örgütlerinin dikkatle okumasını diliyorum.
Bu insanlara yapılacak en büyük kötülük, kendimize yaptığımızın aynını onlara da yapmak.
Bu insanların ne mamaya, ne beyaz una, ne margarine, ne ayçiçeği-soya-kanola yağlarına, ne bisküviye, ne pirince, … ihtiyaçları yok.
Ne olur artık anlayalım bunlar gıda değil. Bunlar, tıpkı bizde olduğu gibi fiziki açlıklarını gideren ancak biyolojik açlıklarını gidermeyen ürünler.
Bu insanların tek sorunu açlık değil. Vitamin ve mineral sorunları var.
Bu insanların çocukları bile göbekli, ama kolları bacakları bir deri bir kemik.
Peki, neden böyleler?
Çünkü bu kimselere hiçbir besin değeri olmayan bilakis bunların daha fazla hastalanmalarına ve hatta ölmelerine neden olan “beyaz un” yani karbon hidrat göndermek bunlara yapılabilecek en büyük yanlışlardan biri. Hakeza beyaz unda, beyaz pirinçte böyle...
Toz şeker göndermek, onlara zehir sunmaktan daha beter.
Kaldı ki beyaz şeker, onları doyurmaz bilakis açlıklarını artırır.
Oysa bunları hem açlıktan, hem vitamin ve mineral ve dolayısıyla sağlık sorunlarından da koruyacak, muhteşem bir gıdayı göndermek akıllara geliyor mu bilmiyorum.
Dünyanın içinde vitamin, mineral, protein, yağ ve karbonhidrat olan nadide gıdası hurmadır.
Yüksek besin değerinin yanı sıra hurma, taşıması ve muhafazası üstelik pişirmek de gerektirmez.
Dünyada bu insanlara ikram edilecek ve bunların hem açlık, hem beslenme, hem de sağlık sorunların hem gıda hem de ilaç olabilecek tek bir gıda var oda hurma.
Bir insan, beyaz un, şeker ve makarna yiyerek sadece birkaç ay yaşayabilir. Oysa bir insan, sadece hurma yiyerek bile sağlıklı bir hayat sürebilir. Arap bedeviler dünyanın en hastalanan ve neredeyse hiç kanser olmayan toplumudur. Bunun tek sebebi sürekli ve düzenli hurma yemeleri.
Hurma anne sütünün artırdığı için bebeleri hem açlıktan, hem de hastalıktan korur. Hurma bir taşla çok kuş vuracak -olumlu anlamada- bir “silah!” Ya da “iksir…”
Endüstriyel ürünleri zararlarını sayarak konuyu uzatmak istemiyorum. Ama Afrika’ya iyilik yapmak isteyenlerin birinci önceliği, zehirli ürünler değil, sağlıklı gıdalar göndermek gibi bir zorunlulukları da var.
O coğrafyada yetişen ürünleri buradan götürüp, oradaki yetiştiricilere zarar vermek yerine, oradan temin edilebilecek ürünleri bölge insanından satın alarak hem üretimi teşvik etmekn hem de ürettiklerini yok pahasına satmaya mecbur etmemek öncelikli sorumluluğumuz.
Biz batılıların yaptığı bu tehlikeli yöntemden vazgeçmezsek Afrika’ya iyilik değil, kötülük yapmış oluruz.
Bu nedenle bu yardıma muhtaç bu insanların ihtiyacını doğru tespit etmek şart.
İşte Afrika’nın temel ihtiyaçları:
1) Para, para, para
2) Su kuyusu, su kuyusu, su kuyusu
3) Hurma, hurma, hurma,
4) Kabuklu ceviz
5) Kabuklu badem,
6) Kabuklu fındık
7) Kuru üzüm,
8) Katkı maddesi içermeyen tam buğday unu,
9) Pekmez türleri
10) Sulama için su motorları,
11) Sızma zeytinyağı,
12) Koyun, keçi, sığır temini,
13) …
Görüleceği üzere bu mazlum ve mağdurların, hem yardım kuruluşların hem de dostumun önderlik edip gönderdiği ürünlere –yani sözde gıdalara- ihtiyaçları yok.
Lütfen gerçekçi olalım.
Not: Sakın piyasada duygu sömürüsü yapılarak 'Kudüs Hurması' adıyla satılan ve Filistinliler tarafından değil İsrailliler tarafından üretilen hurmaları satın almayınız. Ayrıca bu ürünler genetik müdahale içerir.