content

21 Şub

Slow Food, GDO Kulübü’nü Tekzip Etti

Tüm Gıda Üreticileri Derneği Tügider geçtiğimiz günlerde Genetiği değiştirilmiş (GDO)’lu üç soya çeşidinin yem amaçlı ithalatı ile ilgili Biyogüvenlik Kuruluna başvurmuştu.

Slow Food’un yerel takipçisi Fikir Sahibi Damaklar Grubu da bu başvuru ile tüketicilerde GDO farkındalığı yaratmak, genetiği değiştirilmiş organizmalı ürünlerin ithalinin ve gıdada kullanılmasının insan sağlığında geri dönülmez olumsuzluklarında kamuoyunu bilgilendirmek için Tügider Üyelerine sosyal medya üzerinden "TÜGİDER'in Biyogüvenlik Kurulu'na GDO'lu soyanın yem amaçlı ithalatı için yaptığı başvuruyu onaylıyor musunuz? şeklinde bir kampanya başlatmıştı. Bu kampanya daha başlar başlamaz Tügider de bir açıklama yapmıştı. O açıklamaya karşın işte Fikir Sahibi Damaklar Grubu’nun Basın Bildirisi;

TÜGİDER'in GDO'lu üç soya türünün "yem amaçlı" ithalatıyla ilgili olarak

Biyogüvenlik Kurulu'na yaptığı başvuru ve GDO'ya dair Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar'ın duruşunu ifade eder bildirimizdir

                                                                            

 

20 Şubat 2012

 

Saygıdeğer dostlarımız,

 

Bildiğiniz üzere Slow Food'un İstanbul'da yapılanan bir birliği olan bizler, yani Fikir Sahibi Damaklar, 10 Şubat 2012 Cuma günü sosyal medyada bir kampanya başlattık ve takipçilerimizi birer imza atarakTÜGİDER'in üyesi bir avuç şirkete "TÜGİDER'in Biyogüvenlik Kurulu'na GDO'lu soyanın yem amaçlı ithalatı için yaptığı başvuruyu onaylıyor musunuz?" diye sormaya davet ettik.

 

Şüphesiz takip ediyorsunuz, TÜGİDER, üyesi olan şirketler adına, Biyogüvenlik Kurulu'na bir başvuruda bulundu ve Mon40-3-2, A2704-12 ve Mon89788 olarak ifade edilen GDO'lu soya türlerinin"gıda amaçlı" ithalatı için onay istedi.

 

Biyogüvenlik Kurulu bu üç GDO'lu soya türüne "gıda amaçlı" ithalat onayı verecek olursa, eğer, çocuklarımızın gıdası şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde GDO içerebilecek!

 

Biz, Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar olarak her derneğin, her kurumun, her oluşumun içerisinde en az bir kişinin vicdanının sesini duyabileceğine inanan, insanın zaaflarıyla limitli ancak vicdanıyla yükselen bir varlık olmasından ilham alan bir hareketiz.

 

Dolayısıyla TÜGİDER'i suçlamak yerine, bu ithalattan en az çıkarı olan şirketlerin, en az birinin vicdanını dinleyeceği umuduyla sorduk:  

 

"siz, GDO'lu soyanın gıda amaçlı ithalatını onaylıyor musunuz?"

 

Fevkalade küçük, alçakgönüllü bir kampanya, bu!

 

Başlayalı 10 gün olduğunu halde, toplanan imza sayısı henüz 300'ü geçti! Ama, sahiden de bir üye duydu bizi ve 11 Şubat 2012 günü TÜGİDER'den istifa etti!

 

15 Şubat Çarşamba günü ise telefonlarımız çalmaya başladı.

 

Arayanlar TÜGİDER üyesi kimi şirket yetkilileriydi. Soruları ise TÜGİDER'in üyelerine yolladığı bir bilgilendirme notunda yer aldığını ifade ettikleri "Slow Food'un Avrupa örgütlerinin binde 9 oranında bir GDO bulaşanını kabul ettiği" vurgusunun doğru olup olmadığıydı.

 

Doğru olmadığını söyledik: Slow Food gerek Türkiye'de, gerek Avrupa'da ve gerekse de tüm dünyada GDO'ya 1 değil, 10 nedenden ötürü açık ve net olarak karşıdır. Konu ile ilgili Slow Food Merkez Ofis'in hemen ertesi gün gönderdiği bir mektubu da kendileriyle paylaştık.

 

Bununla birlikte hepimizi bir merak aldı, acaba 13 Şubat 2012 tarihli TÜGİDER üye bilgilendirmesindeSlow Food hakkında bu kadar net bir hata mevcutsa, başka ne yazıyordu ve derhal derneğin yönetimiyle temasa geçtik.

 

Tüm gayretimize ve ısrarlı yazışmalarımıza rağmen TÜGİDER yetkilileri bizlerle üye bilgilendirme notunu paylaşmadılar. Ancak yazışmalarımız sırasında ifade bulan cümlelerden kavradığımız, 13 Şubat 2012 tarihli TÜGİDER üye bilgilendirmesinde Slow Food'dan bahsedilmiş olduğu ve bu bahisin maksadını aşan bir vurgu ile yapıldığıdır.

 

Konu bizler adına hassas bir konudur ve bu vesile ile sizlere hitap edebilmek, GDO konusunu nasıl değerlendirdiğimizi paylaşmak isteriz.

 

1. Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar olarak ilk GDO yönetmeliğinin yayınlandığı 2009 yılından bu yana "GDO'ların yönetilmesini değil yasaklanmasını istiyoruz", "Yemiyorsak sebebi var" ve "Etiket Hafiyeleri" kampanyaları ile duruşumuzu kamuoyu ile paylaştık.

 

Bir bilim dalı olarak "genetik"e karşı olmayı şüphesiz yanlış buluyor, insan merakının, araştırmacı bakışın ve bilimsel disiplinin karşılığı gelişen bu alanı son derece önemsiyor; ancak yansımaları tüm doğal dengeyi kapsayacak bir şekilde yapılan GDO'lu üretimi son derece tehlikeli buluyor, bunun neticesi ürünlerin "gıda" adı altında çocuklarımıza sunulmasını ise tahammül edilemez bir hata olarak değerlendiriyoruz.

 

Pek çok zirai mücadele ilacının ve hatta pek çok sağlık adına fevkalade olduğu ilan edilen ilacın yıllar sonra çıkan yan etkileri sebebiyle raflardan indirilip "zehir" sayıldığı süreçlerin ertesinde, kör derecesinde bir güvenle, GDO'lu ekim ve GDO'lu üretim yapılıp, gıda niyetine tüketiliyor olmasını kabulde çok, çok zorlanıyoruz.

 

Bizler, yani Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar gönüllüleri, çocuklarımızın birer kobay olmasına razı olmayan endişeli bireyleriz ve GDO'lara karşı savaşın "bilinçli tüketici" ile kazanılacağı inancı ile farkındalık yaratmayı sorumluluk edindik.

 

2. Türkiye'nin bir tarım politikası eksiği olduğunun idrakındayız. Ancak büyüme endeksli ekonomik politikaların tarım alanında alt yapı eksikliği ile kesişiminde, özellikle hükümetler adına, verilmesi fevkalade zorlu sınavlar var.

 

Bunun bilincindeyiz.

 

GDO'lu yem hususunda durum, bu sınavı vermek adına yatırım yapmak ya da dışarıya bağımlı, GDO'lu yem seçmek arasındaydı ve hükümet malesef ikincisinden yana kullanılmıştır tercihini.

 

Bu tercihin hayal kırıklığını yaşamaktayız.

 

Benzer bir kısa vade çözümün gıda hususunda tekrarı, hayal kırıklığımızı katlayacak, öfkeye çevirecektir. Nihayetinde çocuklarımızın gıdasının şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde GDO'lu olabilme ihtimalinden bahsediyoruz!

 

3. Türkiye'nin asıl marka değerinin gıdası olduğunu sayın Mehdi Eker defaten ifade etmiştir. Kendisine katılıyoruz. Ancak, Türkiye'nin marka değeri gıdası "paketli sanayii mamulü gıda" değildir. Türkiye'nin marka değeri atalık tohumları, yerel lezzetleri ve kültürel mirası üretimleridir.

 

Bu bağlamda baktığımızda GDO'lu soyanın "gıda amaçlı" ithalatının hiç bir şekilde bize has olan gıdaya değil, uluslararası manada benzeri her an her yerde bulunan paketli mamullere yarayacağının bilgisiyle bu başvuruyu tahammül edilemez bir öneri olarak değerlendiriyor ve sayın bakanın da bizimle benzer hisler taşıdığına güvenmek istiyoruz.

 

4. Türkiye, kendi tarım ve hayvancılık yatırımlarını tamamlamadan, başka ülkelerin tarım ve hayvancılık yatırımlarının karşılığı ürünleri almaya, o ülkelerin üreticilerini, aracılarını zenginleştirmeye mesafeli durmalıdır. Gıdamız, yaşam teminatımızdır. Gıdamızın üreticisi köylü, sahiden de efendimizdir. Köylümüz ürettiği sürece var olacağımız, var kalacağımız aşikardır. Köylümüzün de varlığının güvencesi atalık tohumları, yerel lezzetleri ve kültürel mirası üretimleridir.

 

Korunması, desteklenmesi gereken bunlardır.

 

5. TÜGİDER genel sekreterinin basına açıklamalarından kavradığımız kadarı ile, dernek, bu başvuru aracılığı ile AB'nin binde 9 oranında kabul ettiği GDO bulaşıklığı kabulünü, Türkiye'nin GDO yönetmeliğine zorlamak amacındadır.

 

Biz, Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar olarak ithalat yoluyla yasa değiştirmeyi yadırgıyor ve hükümetin de benzer bir bakışla durumu değerlendirmesini bekliyoruz.

 

2010 yılının Ağustos ayında son halini alan GDO yönetmeliğimiz uyarınca Türkiye'de binde 9 GDO bulaşığı kabulu yoktur ve nedeni son derece adil, son derece haklıdır:

 

Binde 9 GDO bulaşığı oranı, dünyada, GDO'lu ekim yapılan ülkelerde, GDO'lu tarım arazilerinden yayılan polenlerin diğer ürünlere bulaşma ihtimali üzerinden hesaplanmış bir orandır. GDO'lu tohumla tarım yapılması yasak olan Türkiye'de ise böyle bir ihtimal olmadığından, bulaşıklık konusu da geçerli değildir!

 

Yasa gereği, Türkiye'de, binde 1 oranında dahi GDO bulaşıklığına rastlanmış ürün, GDO'ludur diye damgalanmak durumundadır. Yani bir ürün ya GDO'ludur, ya da değildir. Ara sınırlar, muğlaklıklar söz konusu değildir ve bu tüketici için fevkalade önemli bir garantidir.

 

TÜGİDER'in ithalat yolu ile delmeye gayret ettiği bu yasayı korumanın çocuklarımıza borcumuz olduğunu gerek kamuoyuna ve basına ve gerekse de hükümete hatırlatmayı görev sayıyoruz.

Hürmetlerimizle,

 

Defne Koryürek, lider

Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar

 

Konu ile ilgili olarak Türkiye'nin dört köşesindeki Slow Food konviviyumlarıyla lideri aracılığı ile iletişime geçebilir ve GDO hususunda görüşlerine başvurabilirsiniz :

 

 

Kars konviviyumu-Koculu, İlhan

Yeni Çamlica Mah. Yedpa İş Merkezi G Caddesi A-213 Ümraniye, İstanbul-

 +90 532 501 6213-koculupey@ gmail.com

 Adapazarı konviviyumu-Ertürk, Ayşe Berin-Adapazarı+90 532 213 8764

berinerturk@yahoo.com

İzmir, Çeşme Alaçatı konviviyumu-Erboy, Talat-2027 Sokak No. 835950 - Alaçatı, Çeşme+90 232 716 0320-talaterboy@superonline.com

Ankara konviviyumu-Öney, Tan Aylin-Rafet Canitez cad. 58/1, Oran Sitesi, Oran

06450 - Ankara+90 312 491 1791-aylinoneytan@yahoo.com

Iğdır konviviyumu-Alagöz, Haydar-Aşağı Çamurlu Köyü Hacı Ömer Şark Çiftliği

Aralık, Iğdır+90 532 562 5851-haydaralagoz@gmail.com

Aydın, Yenipazar konviviyumu-Elmas, Nazan-Çarşı Mah. İnönü Cad. N:26/2

09350 - Aydın, Yenipazar+90 505 826 7306-e1_nasnaz@hotmail.com

Balıkesir, Ayvalık konviviyumu-Kürşat, Ali-Tellikavak Mevkii No. 7-10400 - Ayvalık

 +90 532 346 9268-ali@kursat.com.tr

 Muğla, Bodrum konviviyumu-Marciano, Francis

Pk 7, Yalikavak-48400 - Bodrum+90 252 386 4113-babazar@superonline.com

 İzmir, Bardacık konviviyumu-Atilla, Nedim-Ankara Cad 64/1-Bornova, İzmir

 +90 232 435 1717-atilla.nedim@gmail.com

 

Çanakkale, Bozcaada konviviyumu-Soley, Resit-Corvus Bağları-Bozcaada

 +90 212 286 5880-rsoley@corvus.com.tr

 

Gaziantep konviviyumu-Hösükoğlu, Filiz-İncilipınar Mah. 3 nolu Cad.Bayel İş Merkezi- A Blok.No:101- Kat: 1 Şehitkamil-27090 - Gaziantep

 +90 533 680 71 73-filizhosukoglu@gmail.com

 Çanakkale, Gökçeada konviviyumu-Yurtseven, Hüseyin RidvanÇOMÜ Gökçeada MYO

17760 - Gökçeada/Çanakkale+90 542 435 1008ryurtseven@comu.edu.tr

İstanbul, Fikir Sahibi Damaklar konviviyumu

 Koryürek, Defne

Cumhuriyet cad. 241

Harbiye - İstanbul

 

+90 212 291 5320

+90 555 377 1673

dkoryurek@gmail.com

slowfood.fsd@gmail.com

İstanbul, Yağmur Böreği konviviyumu-Yavi, Ayfer-Sayhan Sitesi F Blok B Kapi D.10

1.Ulus (TRT 2 Karsisi)34347 - İstanbul+90 212 258 3857-ayferyavi@yahoo.com

İstanbul, Balkon Bahçeleri konviviyumu- Kabasakal, Leyla

Barbaros Mah.Kentplus Sitesi3. Etap D7 Blok No:62-34726 – İstanbul

+90 216 6881964-leylakabasakal@yahoo.com

İzmir, Teos konviviyumu-Soyer, NeptünTeos Tatil Köyü Seferihisar-35460 - Izmir

 +90 5332156222-neptunsoyer@hotmail.com

İzmir, Zeytindalı konviviyumu-Girişmen, Gül-Atatürk Candede Cad.14A/1 Eski Foça

35680 - Foça, İzmir+90 532 6168249guluraslar@hotmail.com

Samsun konviviyumu-Özbek, Tahsin-Esenevler Mah.Alidayi Sitesi, 10. sok,A blok n. 3 Atakum-55400 - Samsun+90 362 4391199-tahsin_ozbek@hotmail.com

 İzmir, Tire konviviyumuTürkeli, Handan-Kaplan KöyüTire, İzmir+90 535 303 7650

handanturkeli@yahoo.com

İzmir, Urla konviviyumu-Bengisu, Bilge-Eski Çeşme Yolu 34-35430 - Urla, Izmir

 +90 535 527 1685-b_bengisu@yahoo.com

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank