- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Sandık, Demokrasinin Olmazsa Olmazıdır

Hüseyin abi, nasılda kemalizmin bilinçaltımıza işlemiş zihniyeti ile okuyorsun tarihsel süreci... Nasılda tüm demokratlığına rağmen, AK Parti üzerinden bu ülkenin darbeci zihniyeti ile buluşuyorsun...
AK Parti bu ülkenin gelmiş geçmiş en devrimci hareketi, hemde tüm eksikliğine rağmen... Dünyanın her yerinde mevcut rejimi değiştiren tüm siyasi hareketler devrimcidir... Sürekli yazıyorum devrimci vurgusu özel bir vurgudur... Reformist ve evrimci bir siyasi harekettir...
Ve bu ülkenin 80 yıldır çemberin dışındaki sınıfsal yapıyı ifade ediyor. Anadolu burjuvazisini ve çemberin dışındaki muhalif hareketlerin ta kendisi...

****
Bugün AK Parti'nin muhalifi olan siyasi partiler ise dünün ceberrut ve otoriter devletin asıl sahipleridir. Bugün AK Parti'ye muhalif olmaları mümkün değildir. Çünkü, eskinin yeniden egemen olması için uğraşmaktalar ve politika yapmaktadırlar. Eskiyi geri getirmeye çalışmanın adı muhaliflik değil, aksine eskiyi muhafaza etmeye çalışan, bunun için uğraş veren gerici muhafazakarlardır.
Onun içindir ki, AK Parti tüm eksikliğine, yanlışlarına, geri adım atmalarına, eski vesayet rejiminin artıklarıyla iş tutmasına, reformaları askıya almasına rağmen halen Türkiye'nin mevcut siyasi partiler içersinde en ilerici partisidir.
****
Yiğit Bulut, Süleyman Yaşar ve Cemil Ertem gibi 'mahşerin üç atlısı' diye nitelediğim adamların ise öne çıkması konjektürel durumdan kaynaklanmaktadır. Bunlara rağmen, iktidarın aldığı son ekonomik kararlar, söylediği tüm komplo teorilerine rağmen tersine alınmıştır. iktidarın kullandığı dil, seçmen kitlesini birarada tutma söylemidir. Bir algı çalışmasıdır. Bu iktidarı elinde tutmanın sandıktan geçtiğini bilince, anlaşılabilir birşeydir.
****
Medyanın pespayeliği yeni bir şey değildir. Dünün pespayeliği devam ediyor. Ama şunu görmek zorundayız medyanın tüm eksikliğine rağmen artık tek merkezli değildir. Vesayet rejiminin temsilcilerinin dışında buna pespayeliğine rağmen direnebilecek bir merkez(ler) vardır.

Muhalifler eskinin iktidar sahipleridir

Gelelim kurulmaya çalışılan yeni cumhuriyetin ve demokratik devletin muhalifliğine... CHP, MHP gibi ve kimi darbeci ergenekoncu sözde sol ancak derin yapıların içersinde olan İP, HKP partiler, AK Parti muhalifleri değil aksine dünün temsilcileri olarak eskinin yeniden egemen olması için her türlü uğraş verenlerdir. Ve bu zihniyetler, günümüz dünyasında yeninin muhalifi olamazlar. Olsa olsa eskinin temsilcileri olarak mücadele eden gerici muhafazakar hareketler olurlar.
****
Önümüzdeki tarihsel süreçte, AK Parti ayak diremeye, ayak sürmeye çalıştıkça yeni demokratik muhalif güçlere düşen 'daha ileri daha ileri' diyerek demokratik süreci desteklemek, her ileri adımda 'yetmez ama evet' diyerek AK Parti'ye destek vermektir.
Yeni bir demokratik anayasa, Kürt sorununda Çözüm, Alevi sorununda reformlar ancak ve ancak AK Parti iktidarı ile çözülebilir. Yerine gelecek eskinin iktidar sahiplerinin bu sorunları çözmek değil, aksine derinleştirmek için ve eskiden nasılsa öyle sürdürmektir amaçları.
****
Bugün ülkemizde AK Parti'nin daha ilerisinde etkili bir siyasi merkez yoktur, bunun olması da bugün için imkansız gözükmektedir. Ancak mutlaka ve mutlaka kendi muhalif hareketi de birkaç yıl içersinde çıkacaktır. Ve bu muhalif hareket; AK Parti, CHP, MHP içersinden çıkacak ve diğer demokratik güçlerle biraraya gelerek yeni siyasi merkezi oluşturacaklardır. Ya da ayrı ayrı yerde oluşacaklar, birarada hareket edeceklerdir. İşte Gezi Parkı bunun habercisidir, içersinde ergenekoncu artıklarının bulunmasına rağmen...
****
Ve yine AK Parti'nin geldiği noktada en büyük ittifakı TÜSİAD'ın temsil ettiği burjuvazi ve temsilcileridir. Onlarla yapılacak yeni bir ittifak ergenekoncu, vesayetçi rejimin en önemli desteğini, uluslararası desteğini ortadan kaldıracaktır ki, mahşerin üç atlısı ve medyadaki diğer işbirlikçileri (tabiki partinin içindeki kimileri) işte bu süreci engellemektedir.
Şayet bu ittifak kurulamaz ise AK Parti'yi ve Türkiye'yi zorluklar beklemektedir. Şimdi yeni bir ittifakın kurulması için demokratik güçlerin bastırması ve yeni bir anayasanın yaşama geçirilmesi için mevcut siyasi iktidara destek verilmesi gerekmektedir.
****
Demokratik koşullarda yapılan tüm seçim sandıkları, dünyanın her yerinde azınlığın çoğunluk üzerindeki iktidarını bozan en önemli demokrasi enstüramanlarından biridir. Tabi ki demokrasinin kendisi değildir ama temelidir. O olmadan demokrasiden söz etmek mümkün değildir.
Ayrıca AK Parti'nin süreçte ötekileştirici bir dil kullanması, yer yer milliyetçi bir dil kullanması, yer yer osmanlıcılığa gönderme yapmasını anlamak için AK Parti'ye oy verenlerin zihniyetlerini iyi okumak gerekmektedir. Çünkü bu tarihsel sürecin devam edebilmesi için AK Parti'nin sandık çoğunluğunu yitirmemesi gerekmektedir ki, onun için de Başbakan Erdoğan pragmatik bir dil kullanmaktadır.
Çünkü AK Parti'ye oy veren büyük çoğunluk; devletçi, milliyetçi ve Türkiye'nin temel sorunlarında tutuculardır. İşte bu çoğunluğun da yitirilmemesi gerekmektedir.
Sandık diye dertleri olmayanların, sandıktan çıkmamış olanların bu gerçekleri de anlamaları,  'sırtında yumurta küfesi taşımayanların, ülkeyi büyütmek diye derdi olmayanların' bu gerçeği de anlamaları mümkün değildir.
****
Anlayacağın Hüseyin abi, sandık demokrasinin olmazsa olmasıdır. Demokrasinin temelidir. Sandığın demokratik koşullarda ortaya çıkması, seçme ve seçilme özgürlüğü, temsilde adalet gibi kavramlar ise temelin tamamlayıcı unsurlardır.
Katılımcılık ve diğerleri ise demokrasinin taçlandırılması ve başka bir demokrasiye dönüşmesidir ki, ülkemizin temel sorunu da budur...

Onun içindir ki, dünün iktidar sahiplerinin; temsilcisi olan partilerinin, sözde sivil toplum örgütlerinin (çoğu vesayet rejiminin temsilcileridir) yeni bir anayasa direniyorlar. Katılımcılığın ve diğer demokrasi enstürmanlarının devreye girmesi gecikmektedir. Çünkü yeni bir anayasa aynı zamanda eskinin geriye çevrilemez bir şekilde tarihin çöplüğüne gönderilmesi demektir.
Kürtlerin, alevilerin bu ülkenin asıl kurucu unsur olarak yeni bir demokratik anayasa da yer almalarıyla, Türkiye asıl demokrasiyle tanışacak. Ve siyasi partiler yasası, seçim yasası ve diğer tüm yasalar, yönetmelikleri, tüzükler, genelgeler gelmemek üzere tarihi çöplüğünde yerini alacaklar, temsilcileriyle beraber.

Son söz: Hüseyin Abi sana bir örnek vereyim belki Türkiye'yi ve sandığı daha iyi anlamana yol açabilir. Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığın kent yönetiminde; dengeleri gözetmediğinde, yönettiğin yapı yönetiminin ve temsil ettiğin ada yönetimlerinin çıkarlarının dışında iş yaptığında yönetimde bir dakika bile kalmanın mümkün olmadığını bilerek Türkiye'yi anlamaya çalışırsan işin daha kolaylaşır. Yönetim Kurulu Başkanı oldun diye, bugünden yarına tüm yanlışları düzeltemeyeceğini nasıl biliyorsan, AK Parti'yi ve Başbakan Erdoğan'ı da empati kurarak anlamaya çalışırsan daha anlamlı olur. Bilmem anlatabildim ihtiyar!