- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Sanal Alemi Nurlandırmaya Var Mısınız???

Yüce Yaratıcı insanı bir bilgisayar gibi yaptı ve ona iki farklı program yükledi. (Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük dubilgisayarygusunu(fücur) ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene (yükleyene) and olsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır. Şems,91/7, 8, 9. 10   )

İnsanın dünya hayatında muhatap olduğu , karşılaştığı her şey bu iki program çerçevesinde mana kazanmaktadır. Mesela: Ateş ve bıçak , Allah’ın kullarına bir nimeti iken  takva programıyla ele alındığında rahmet  , fücur programında değerlendirildiğinde hem de kullanan hem de kullanılan için azap ve eziyete dönüşmektedir.

Bediüzzaman Said Nursi teknolojik yenilikleri şu şeklide ele alır.’ Kur'an-ı Hakîm; enbiyaları, insanın Cemâatlerine terakkiyat-ı mâneviye cihetinde birer pişdâr ve imam gönderdiği gibi; yine insanların terakkiyat-ı maddiye sûretinde dahi o enbiyanın her birisinin eline bâzı hârikalar verip yine o insanlara birer ustabaşı ve üstâd etmiştir. Onlara mutlak olarak ittibaya emrediyor. İşte enbiyaların mânevî Kemâlâtını bahsetmekle insanları onlardan istifadeye teşvik ettiği gibi, mu'cizâtlarından bahis dahi; onların nazîrelerine yetişmeye ve taklidlerini yapmaya bir teşviki işmam ediyor.

Hattâ denilebilir ki: Mânevî kemâlât gibi maddî kemâlâtı ve hârikaları dahi en evvel mu'cize eli nev'-i beşere hediye etmiştir. İşte Hazret-i Nuh'un (Aleyhisselâm) bir mu'cizesi olan sefine.. ve Hazret-i Yusuf'un (Aleyhisselâm) bir mu'cizesi olan saatı; en evvel beşere hediye eden, dest-i mu'cizedir.Bu hakikate lâtif bir işarettir ki: San'atkârların ekseri, herbir san'atta birer peygamberi pîr ittihaz ediyor. Meselâ gemiciler Hazret-i Nuh'u (Aleyhisselâm), saatçılar Hazret-i Yusuf'u (Aleyhisselâm), terziler Hazret-i İdris'i (Aleyhisselâm)...Evet mâdem Kur'anın herbir âyeti, çok vücuh-u irşadî ve müteaddid cihat-ı hidâyeti olduğunu ehl-i tahkik ve ilm-i belâgat ittifak etmişler. Öyle ise Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyân'ın en parlak âyetleri olan mu'cizât-ı Enbiyâ âyetleri; birer hikâye-i tarihiyye olarak değil, belki onlar çok maânî-i irşadiyeyi tâzammun ediyorlar. Evet, mu'cizât-ı Enbiyâyı zikretmesiyle fen ve san'at-ı beşeriyenin nihayet hududunu çiziyor. En ileri gâyatına parmak basıyor. En nihayet hedeflerini tâyin ediyor. Beşerin arkasına dest-i teşviki vurup o gayeye sevk ediyor. Zaman-ı mâzi, zaman-ı müstakbel tohumlarının mahzeni ve şuunatının âyinesi olduğu gibi; müstakbel dahi mâzinin tarlası ve ahvâlinin âyinesidir.’

Bu sebeple insanoğlunun bulduğu tüm icatlar fiili duasına karşılık olarak Cenabı Hak’kın lütfuyla, birer ikramıdır , nimetidir. O ikramı en olumlu , müspet anlamda kullanmak ve dünya ve ahiret saadetine basamak yapmak akıllı müminin vazifesidir. Yoksa ‘aciz insan şikayet eder’ kaidesince her nimetin negatif yönüne odaklanarak ona kapıyı kapatma Müslümana yakışmaz.

DİB Başkanı Facebook, twitter ve dizilerden şikâyet ettiğinde 29 Aralık 2010 da ona cevaben bir makale kaleme almıştım. O yazıda şu gerçekleri dile getirdim. ‘Tv, bilgisayar, internet Yüce Yaratıcının kullarına verdiği nimetlerden bir nimettir. Onlar birer araçtır. Bunlardan şikayet etmek yerine ondan HAK ve HAKİKAT namına daha fazla nasıl yaralanabiliriz konusunda kafa yormalıyız.

DİB Başkanı her din görevlisi ve vaize facebook ve twitter kullanmasını ve her gün en az bir ayet, hadis ve kelamı kibar yayınlamasını tavsiye edebilir. Bende facebook ta kayıtlı 5016 arkadaşım var. Bir güzel hakikati yayınladığımda bir saniyede 5016 kişiye ulaşıyor. Bundan daha güzel bir imkan düşünülebilir mi ? Bir anda dilerseniz 5016 mumu yakabiliyorsunuz.

Başarılı insanların hayatını incelediğimizde şunu görürüz. Aynı olay karşısında sıradan insanlar mazeret beyan ederken onlar asla mazeret beyan etmemiş yollarına devam etmiş , mevcut durumdan şikayet etme yerine o durumu biraz daha olumluya çevirmenin çabasını ortaya koymuşlardır. Devlet, aile, şirket , cemiyet , cemaat veya fert içten yıkılır, dıştan değil. İç bünyesi güçlü olan yapıya dışarıdan hiçbir kuvvet zarar veremez.

Siz güçlü bir aile kurmuşsanız onu tv, dizi, facebook veya twitter yıkamaz. Dolayısıyla kamu-yerel yönetimler ve STK lar teknolojiyi de en etkin bir şekilde kullanarak bizi biz yapan değerlerin güçlenmesine çaba göstermelidir.’ (http://www.cemilpasli.com/sosyal/iki-dil-facebook-twitter-diziler-ve-uslubumuz [1] ) Bu gün sayın başkan facebook ve twitteri aktif bir şeklide kullanıyor.

Kişisel sitemin (www.cemilpasli.com [2] )  yönetim sayfasına girdiğimde şunu görüyorum. Her gün en az 4 farklı ülkeden siteye girişler olmuş. En güzel  tebliğlerden birisi bu. İnsanın hakikate en açık olduğu tebliğ metodu belki de. Kendi başına , kendi istek ve iradesiyle gelmiş ve okuyor , araştırıyor , inceliyor. Bazen bir misafir saatlerce sitede kalıyor. Onu kapatacak  , savunmaya itecek , baskılayacak , toplumsal yargıların hiçbir yok. İmkanı olan her Müslüman kardeşime kişisel bir web sayfa kurmayı tavsiye ediyorum.

Bakara suresi 3 ayette Yüce Allah ‘Vemimma rezaknahum yunfigun-Onlara rızık olarak verdiğimiz her şeyden infak ederler(Allah için sarf ederler’ buyurmaktadır. Teknoloji Rabbimizin en büyük nimetlerindendir. Her bir mümin Rabbinin kendisine bahşettiği imkanlar ölçüsünde bu nimetleri Allah yolunda kullanmak zorundadır. Aksi takdirde bu nimetlerin hepsinden hesaba çekileceklerdir.

Peygamberimiz tebliğini yaparken , dini anlatırken yaşadığı çağın tüm imkanlarını en güzel şekilde kullandığını görürüz. Panayırları , fuarları  değerlendirir , kurulan çadırların hepsini tek tek gezer tebliğini yapardı. Dünyanın önde gelen tüm devlet adamlarına mektup yazarak en güzel konuşan , en yakışıklı elçileri onlara göndererek mektupların bizzat ulaştırmıştı. Zamanın en önemli tebliğ yollarından olan şiiri de şair sahabeleri teşvik ederek , alkışlayarak , cesaretlendirerek kullanmıştı.

Bu gün sanal alem Cenabı Allah’ın bir çok isminin yanında özellikle ‘hafiz’ ismine mazhardır. Bu alemde yayınladığınız hiçbir şey kaybolmuyor mutlaka muhafaza ediliyor. Bu alemde yok olmak , unutulmak , ihmal edilmek yok. Dünyanın her bir yanından mesafe tanımadan saniyeler içerisinde insanlar güzelliğe de çirkinliğe de ulaşabiliyor. Ve yayınlanan her bir güzellik te  , çirkinlikte bir nevi bakileşiyor, ebedileşiyor.

O halde gelin sanal alemi nurlandıralım. O aleme kattığımız her bir güzelliğin bir sadaka-i cariye olduğunu , kıyamete kadar bize sevap kazandıracağını unutmayalım. Boş bıraktığımız alanların başkaları tarafından çirkinliklerle doldurulduğu zaman onun hesabının da bizden sorulacağını aklımızdan çıkarmayalım.A