- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Şafağın Devrimcisiİ…

Kızıllığı sarmış şafağı, ufka düşen ateşin… Ve alev de bacayı… Ve bir ak güvercin gökyüzünde maviye tutkun… Ve taş kesilmiş çeneler;… Biçare… Suskun… * Nöbette akbabalar; Güncel tezgahlar kurmaktalar!… Sevr üzerinde bir şal, Ha açıldı ha açılacak!.. Yeni bir 19 Mayıs öncesi; Ahtapotun kolları, ha sardı, ha saracak!… Fırsat kollamaktalar!.. * Uyku; yarı ölüm… Aymazlıksa tam!.. Unutmuş görünmektesin dünü; Emekten, sesten, yürekten, yoksun kalırsa meydanlar; Çok şafak beklersin de göremezsin; Kızıla sarmış şafağın söktüğünü..

Aymazlığın rehberinde büyümez ki umut; Uçmaz ki barışa tel duvaklı yaslı güvercin,., Karanlıkta boğulmadıkça, aydınlığa düşman o sahte surat,, Daha çok umutlar söner; daha çok canlar yanar!… * Bunca zilletin karanlığında; ne yazar ki sürse de hayat!… * Serpilmişken üzerine ölü toprağı, Ve tanrıya düşman bilinmişken aydınlık; Kurutulamaz ki bataklık… Umut tacirinin yalanı derya… Ve her yalan bir kanlı kement; Susturulmakta akıl; Ve yok hükmünde kılınmakta idrak!.. Tek korku cehennem; ödülse huri ve… cennet!.. Ve nöbette akbabalar; Ve gizli birer tanığın insafına terk edilmiş nice kurbanlar!… Çölde aranan bir damla su misali; Yok hükmünde hukuktan, bir zerre medet ummaktalar!.. * Şunu bil… Uçmaz barışa, tel duvaklı yaslı güvercin!.. Susmak; azdırmak demek!.. Ve beklemek; cesaret vermek… Kolay değil ki; kan isterken faşizm… Barış üretmek!.. Emek ister en başta!… emek!.. Susma; haykır!… Uyandır!… Ses gerek, nefes gerek, çokça da yürek!… * Semer seçilirken eşeğin fikri alınmaz ki.. Ölçüsü yeter… Ölçün alındı çoktan… Verdiğin oy’u, ölçün bilmekteler!.. Alındı mı fikrin; haberdar mısın; açılımdan.. Haritadan!?.. Çizilen yoldan!?… Üç koyun yerindesin, köleden beter!… Aymazın gözünde nesin; necisin; bir torba erzak verilesi’den öte Onurunla eşdeğer midir, tutulduğun mertebe, Yeter!:. de…Artık Y e t e r !…. Üç koyun yerindesin; köleden beter!.. Hele susmak ölümden de beter. Bir dert ki suskunluğun… kahreder!… Horozlar bile; vaktidir der de… öter!.. ****

II. Bölüm: “GEZİ” ve sonrası..

Vakit mi erişti ne!… İşte öttü horoz… Ve ak güvercin gökyüzünde özgürlüğe…maviye tutkun… Meğer; taş kesilmemiş çeneler;… Ne biçare… Ne de suskun… Şafağın sökmesini, gürzün örse inmesini beklermiş!… Sökülen bir ağaç sesi değil; yükselen onurun gür nefesi bu!.. Uyandı maviliklere karmış yeşilin gölgesinde… özlenen barış; O barış ki; “tek ve hür!”, “Ve bir orman gibi” kardeşçe yaşamayı… Ne çok özlermiş!… * Dolu meydanlar artık… Hiç de durulası değil; Ses geldi; nefes geldi… çokça da yürek!… “Ol cevahir; sol memenin altında”, var oldukça sürecek!… Ve yarın… artık dün değil!…

Mehmet Halil Arık Emekli eğitimci – DENİZLİ mehmethalilarik@gmail.com 01 Haziran 2013

Not: Milat’la başlar yeni bir tarih… Çağının tanıkları da tarihi yazar. ‘Çağına kör’ tanık, hesabını verir bir gün…. “GEZİ” bir milat…tıpkı 19 Mayıs gibi.. Ve bizler de o şafağın demircileri; o miladın tanıkları…Şaşı bakan “kullara” bir gün mutlak… sorulacak hesabı…