Yıllar, ne kadar da çabuk geçiyor. Özal’ı kaybedeli, tam 23 yıl oldu. Her geçen yıl, kendisinin değerini, daha fazla idrak ediyor, yaptığı hizmetleri daha fazla takdir ediyoruz. (Özellikle, AKP iktidarının ülkeyi sürüklediği felaket ortamını gördükçe çok daha sağlıklı değerlendirmeler yapıyoruz.)
Ben, rahmetli Özal ile çalışma imkanı bulmuş, geniş ufkundan yararlanmış, şanslı bir insanım. Gelişmemde, cesur kararlar verebilmemde, kendime olan güvenimin artmasında, ufkumun ve bilgilerimin genişlemesinde kendisine minnet borçluyum.
- Ben önce Korkut Özal’ın kurduğu, proje ekibinde yer aldı Başımızda hem insani vasıflar hem de bilgi birikimi açısından süper bir insan vardı. Rahmetli Muammer Dolmacı hepimizin her açıdan yol göstericisi idi. Birçok proje ürettik. Korkut Bey, bunları DPT'de, Özal’a iletti.
- 1977'den itibaren, beş yıllık plan çalışmalarına davet edildim. Rahmetli Turgut Özal ile daha yakından temas imkanım oldu.
1977 seçimlerinde, İzmir’den MSP adayı oldu. Hep beraber koşturduk. Ve rahmetliyi seçtiremedik. (Kazansa 1980 darbesinde yasaklı olacaktı. Bu bizde, ‘’Mevlam neylerse, güzel eylar‘’ inancını daha da pekiştirdi.)
- 1980/24 Ocak kararlarında:,12 Eylül sonrası reform çalışmalarında ve 1983 reformlarında görev aldı Özellikle, vergi reformu çalışmalarında katkım oldu.
- Başbakan yardımcılığından ayrılınca, bizleri Antalya’ya çağırdı. Orada parti kuracağını anlattı, hepimize görevler verdi.
- Bir süre sonra, İzmir’e geldi. Havaalanında karşıladık ve Büyük Efes Oteli'ne geç İnanılmaz bir şey. Kimse yüzümüze bakmadı, selam bile vermedi. Koltukta iken yanına yanaşmak için mücadele verenler, görmezlikten geldi. (iktidar olunca aynı kişiler koltuk dostu olarak yine pervane oldular.)
İlk toplantıyı, değerli kardeşim Aslan Önel'in Bornova’daki evinde yaptık. 5 kişi idik. Rahmetli Ersin Faralyalı, Sayın Demirel’e bağlı olduğunu; Şinasi Ertan da paşaya söz verdiğini ifade etti. Üç kişi kaldık. Ama yılmadık. İzmir ve Ege’de çok güzel insanları bulduk. (Bu dönemde Aslan Önel’in verdiği büyük desteği minnetle anmamız gerekir. Ve Merhum Şadi Pehlivanoğlu’nun gayretlerini de zikretmemiz icap eder.)
- Rabbim lütfetti, ANAP iktidar oldu. Özal ve ekibinin (Hüsnü Doğan, Ekrem Pakdemirli, Keçeciler, H. C. Güzel, Yavuz Canevi, A. Kahveci, Altan Tufan, Yusuf Özal- vs. vs.) İnanılmaz performansı ile Türkiye çağ atladı. Bir çok engellemeye rağmen zincirlerini kırdı.
Velhasıl Özal efsanesini anlatmaya değil sahifeler, ciltler, yetmez. Ve bizler de bu kaynaktan bol bol yararlandık. Olgunlaştık.
Son olarak kulağıma küpe birkaç sözünü aktarmak istiyorum:
- Yapılmış hizmet yenmiş çikolata gibidir. Yendi, yutuldu, unutuldu. Vatandaş bunları Elinde ve cebinde ne var diye bakar. Bu yüzden hizmet ile oy arasında bağ yoktur. (Nitekim ben en az oyu, Ege-Kent bölgelerinden aldım.)
- Teşvik yatırımcının önüne konmuş havuç resmidir. Bir şey vermiyoruz, çok şey alıyoruz. Teşvik verilmese yatırım yapılmayacak ve devlet hiçbir şey kazanamayacaktır. Teşvikle Kurumlar Vergisi ve gümrük avantajları veriyoruz. Ama istihdam, ihracat ve döviz avantajları ile Gelir Vergisi spotajı ve işletme Vergisi (o tarihte KDV yoktu) kazanıyoruz. Rahmetliyi anlatmakta bitiremeyiz. Mekanı cennet olsun.