- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Rabbim Ülkemizi Korusun…

Mahalli seçimler sonuçlandı. Görünüşte AKP kazandı. Nitekim Başbakan bu tablonun verdiği gurur ve enaniyetle, (akıllara durgunluk veren, demokratik adaba uymayan bir üslûpla) yaptığı balkon konuşmasında; gerilimi-artan bir tempo ile sürdüreceğini ifade etti. Kendisine oy vermeyen kitleleri ve özellikle cemaati, çok aşağılayıcı bir dille, tehdit etti. Hakaretlerini sürdürdü.

Elbette; bu tablodan mutlu olmadım. Ülkem adına üzüntü duydum. İç ve dış politikadaki çok vahim hataların devam edeceğini, iç ve istikrarın ve ekonominin çok bozulacağını, hukuk düzeni yerine, tek adam yönetiminin hakim olacağını, fikir, ifade, teşebbüs hürriyetlerinin askıya alınacağını, düşündüm.

Şüphesiz, Mevlam neylerse, güzel eyler. Biz, sebebe yapışır, gayret gösterir, sonuçlara saygı duyarız. Zira; inanırız ki, herkesin bir hesabı vardır. Ancak Cenab-ı Hak’kın hesabı galip gelir. Neticenin, hayırlı mı hayırsız mı olduğu, zaman içinde belli olur. (Nitekim; Nixon o meşhur “Watergate” skandalı sonrası seçimi, zaferle kazanmıştı. Ama, 18 ay sürmeden istifa etmek zorunda kaldı. ABD halkının söylediği yalanların bedelini ödedi.) Bu yüzden ne oldum dememeli; ne olacağım demelidir.

1- Tabii; yüzde 99’unun Müslüman olduğu söylenen bir ülkede, “Müslüman geçinenlerin” ve “Müslümanlıktan geçinenlerin” oranı, ne kadar da fazla imiş? Dünya hırsları, inancın önüne, ne kadar da fazla geçmiş?

Basiret, feraset ve fazilet sahibi olması gerekenler; haramı, saçı bitmemiş yetim hakkına el uzatılmasını, rüşveti, yolsuzlukları, kayırmaları, lüks ve israfı, Doğu ve Güneydoğu’nun terör örgütüne teslim edilmesini, TC ve Türk gibi kavramlara karşı yürütülen düşmanlığı, gururlu, kibirli davranışları, (özellikle, aynı kıbleyi paylaştıkları, aynı Rabbimize secde ettikleri, milyonlarca inanmışa karşı yürütülen) yalan, hakaret, iftira, tehdit, baskı, kıyım, zulüm kampanyalarını, demokrasinin elden gitmesini, tek adam yönetiminin gittikçe yoğunlaşmasını, fikir, ifade, teşebbüs, vicdan hürriyetlerinin kısıtlanmasını, bölünmeye ve kardeş kavgalarına hızla gidişi, yolsuzluk-yoksulluk ve yasakların artmasını, ekonomik çöküntüyü, işsizlik oranlarının yükselmesini, Suriye ile savaşa girmemiz için düşünülen provokasyonları, ülkede kumar, fuhuş, zina, alkolizm, uyuşturucu iptilası, tecavüz, hırsızlık, kadınlara yönelik şiddet hakaretleri vb. suçların inanılmaz boyutlara gelmesini, imar rantı uğruna şehirlerin rezil edilmesini, İran bağımlılarının ülkemize hakim olmasını, muta nikahlarının yaygınlaşmasını, Bakara Suresi başta olmak üzere, tüm dini değerlerimizin hafife alınmasını vb. çok önemli konuları; ciddiye almamaktadır. Hatta destek vermektedir.

Alkış tutmaktadır. Kula kulluk etmektedir. Günahlara ortak olmaktadır. Şirk günahına girecek övgüler düzebilmektedir. Çıkarlarını ön planda tutmaktadır.

2- Görülüyor ki; bu seçimlerde, AKP - BDP dayanışması yaşanmıştır. Bunun için, Mardin-Van vb. şehirler BDP’ye ikram edilmiştir.

Aynı şekilde; MHP’nin de CHP’ye destek verdiğini düşünüyorum.

Neticede; Türkiye iki kampa ayrılmıştır. Oylar aşağı yukarı eşittir.

Bu durum, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ve (muhtemelen öne alınacak) Genel Seçimlerin, çok kıran kırana geçeceğini; gerilimlerin daha da artacağını göstermektedir.

3- En önemli tehlike; PKK ve BDP’nin, özerklik konusunda önlerinin açılmış olmasıdır.  Zaten; “normalleşme-açılım vb.” masallar ile bölgede devlet otoritesi yok edilmiştir. Asker kışlaya, polis karakola hapsedilmiştir. Bunu perdelemek için de, “artık, şehit cenazeleri gelmiyor” yalanlarının arkasına sığınılmıştır.

4- İktidar, seçimleri kazanmak için her yola başvurmuştur. Devletin tüm imkanlarını kullanmıştır. (zaten, medyanın büyük bir bölümü, yandaş hale getirilmiştir.)

 Sayım sırasındaki elektrik kesintileri, Bakanların müdahaleleri, Anadolu Ajansı’nın tutumu, vs. mide bulandıran olaylar olmuştur.

 Bu arada; Suriye ile savaş çıkarmak için provokasyonların üretildiği toplantıların sızdırılması, çok iyi etüd edilmesi gereken bir olaydır.

 Şahsi inancım, bu sızıntının, bilerek yapıldığıdır. Böylece, hiçbir delil olmaksızın cemaate saldırma fırsatı doğmuş, taraftarlarına mağduriyet hikayeleri anlatılmış, gündemdeki yolsuzluk konuları bertaraf edilmek istenmiştir.

 Görelim, bakalım, Mevlam neyler. Neylerse güzel eyler.

 Ne yapmış, Hz. Ömer Efendimiz? (RA) Özel birini istihdam etmiş ve her fırsatta, “Ölümü unutma, ya “Ömer” diye ikaz ettirmiş.

 Ne yapmış atalarımız? Devamlı olarak “gururlanma padişahım. Senden büyük Allah (CC) var” diye bağırtmış…

 Neticede; her toplum, layık olduğu yönetimle, idare edilir.

 Not:

 1-Geçen haftaki “tanıdığım Gülen” yazımda, “benden 23 yaş büyük” cümlesi, “iki-Üç yaş büyük” olacaktır. Düzeltirim.

 2-Yıllardır tanıdığım, takdir ettiğim, Uğur Işılak’a yaptığı o iğrenç konuşma hiç yakışmadı.