- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Oslo Süreci Yerine…

Oslo sürecinde, eyalet yasasının taraflarca görüşüldüğünü, esas itibari ile eyalet yasasının asıl sahibinin, Oslo görüşmeleri sırasında, Amerikanca konuşan kişi olduğunu biliyoruz.

Bu gün, Ergenekon Mahkemesindeki yargılamalara, 259.Duruşma ile devam edildi.

Etti etmesine de, Şemdin Sakık’ın tanıklığında ortaya çıkan durumdan, kat ve kat daha büyük bir felaket ortaya çıktı.

Bu kez tanık CIA’nin bizzat kendisiydi.

TL325 Kod’u ile Stratfor’da kotlanmış, Faruk Demir dinlendi.(Ulusal Kanal)

Faruk Demir’in Mahkemedeki ifadelerinden, Ergenekon sürecini, Amerika’nın yıllar önce planladığı bir kere daha açığa çıktı.

Faruk Demir, ABD Büyükelçisinden aldığı bilgileri, zamanın Genelkurmay Başkanı Özkök’e verdiğini bildirdi.

Yorumu okuyuculara bırakıyor ve PKK’nın yeni stratejisinden bahsetmek istiyorum.

PKK Oslo sürecinde şöyle düşündü; “Amerika’nın denetiminde, devletin en yetkili organlarınca belirlenmiş kişiler ile görüşüyoruz.

Görüşmenin kendisi bile başlı başına önemli başarıdır. Önemli olan görüşmeye başlanmış olmasıdır.

İlk aşamada, somut bir başarı olmasa bile, gerek Amerika’nın varlığı, gerek bizim(PKK) gücümüz, masada elbette bir sonuç alır”

Yukarıda anlatmaya çalıştığım süreç devam ederken, iktidar tarafından, PKK’ya şu öneri geldi.

Önümüzde Anayasa oylaması ve seçimler var. Bu süreçte siz(PKK) ateşi kesin. Siz kesince, bir zaten operasyonları durdururuz.

12 Eylül Anayasa oylaması ve 12 Haziran seçimleri terörsüz ve operasyonsuz geçirilen bir dönem oldu.

Terörü durduramayan bir iktidar yerine, nispeten sükûnet içerisinde secim süreci geçirilmiş oldu.

AKP alacağını almış oldu.

Tekrar Oslo sürecine dönüldüğünde, PKK’dan gelen önemli talepler oldu.

Bunlar, mevcut hükümetin hemen evet diyebileceği talepler değildi. Özerklik, özerk bölgede bağımsız askeri güç v.s. gibi.

PKK’nın talepleri, BDP tarafından daha düşük profilde sürdürüldüyse de, bunları kabul edebilecek, bir Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti yoktu. Olamazdı da…

Bu durumda, PKK ve Amerika kendisini kandırılmış hissetti.

PKK strateji değiştirdi.

Görüşmeleri halkın huzurunda açık ve aleni yapılmasında zorlamaya başladı.

Şu anda, PKK ve aynı zamanda Amerika, görüşmelerin açık yapılmasını istemektedir.

PKK’nın Oslo sürecinde olduğu gibi, görüşmelerin kapalı kapılar arkasında olmasını istemiyor.

Hatta Öcalan, Avukatların dışında, kendi ailesi ile görüşmek istemiyor. Çünkü Avukatların olmasını resmi görüşmeden sayıyor.

İlle de aleni görüşme istiyor.

Çünkü aleni görüşme, PKK’yı meşru bir zemine taşımış olacaktır.

Açlık oruçları ve terörün her geçen gün tırmanması ve çeşitlenmesi bundandır.

Eyalet yasasının bile, PKK’yı tatmin etmeyeceği, yapılan açıklamalardan bellidir.

Açılımlar ve yürütülen yanlış politikalar yüzünden, teröre yeni mevziler kazandırıldığı açıktır.

Şimdi bulundukları mevzileri kuvvetlendirdiklerine inanıyor ve yeni mevziler elde etme peşinde koşuyorlar.

Terörle mücadele yerine terörle müzakereyi Amerikan talimatı olarak yerine getirenler, artık bu devleti yönetmeye hakları yoktur.

Bundan sonraki yanlış bir adım, bölünmektir. Bu iktidara bu yanlışı yapma imkânı verilmemelidir.

Kürt kökenli vatandaşlarımızı, daha fazla dindar yapıp, cemaat kapılarında bir çözüm aramak, Amerika’nın düşüncesidir.

Amerika çok büyük stratejik yanlışlarını güç ile kapatabilir. Ama bizim yapacağımız yanlışlar veya ihanetlerin telafisi olmayabilir.

Tek çare, milli bir hükümet kurarak, derhal bu siyasetlerden vazgeçilmelidir.

Kürt halkını Amerika ve PKK’nın elinden almak, terörle amansız bir şekilde mücadele etmektir.

Bunun dışındaki tüm çözümler bölünmedir.

12.11.2012, bulentesinoglu@gmail.com [1]