- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Onur Ödülü ve «Onur»dan Rahatsızlık Duyanlar…

Geçtiğimiz günlerde Büyükçekmece Belediyesi Basın bürosundan, Perşembe akşamı festival nedeniyle ulusal ve yerel gazetecilere plaket verileceği belirtilerek,bana da bir plaket verileceği ve 21.30’da törenin gerçekleştirileceği ifade edildi.
Saat 21’e gelirken oğlum Okyanus ile beraber Festivalin yapıldığı Kültür Park’a doğru yola çıktık. Dışarıda mahşeri bir kalabalık. İçeri girmek ve etkinliği izlemek için yüzlerce insan demir kapıları zorluyor...
İçeride ve dışarıda mahşeri bir kalabalık. 

Dünyanın en iyilerinden ve Türkiye’nin en iyi festivalini izlemek için binlerce insan festival alanına akın etmiş.
Protokol bölümünden zor zahmet Okyanus’la içeri girebiliyoruz.

Konuklar için ayrılmış bölüme, görevlililer tarafından götürülüyoruz. Yerimize oturuyoruz. Oğlum Okyanus ise kalabalıktan dolayı bunalmış durumda. Ben de ‘plaket töreni bir an önce yapılsa da, etkinlik alanından ayrılsam’ diye       bekliyorum.

*****

Neyse, tam zamanında plaket töreni başlıyor. Okyanus’un erzak çantasını gazeteci arkadaşlardan birine veriyorum, plaket töreninden sonra ve kolayca çıkabilmek için tribünlere çıkmadan göndermesini istiyorum.

Sahnenin önüne geliyorum. Önce ulusal basından arkadaşlara plaket ve bir arkadaşa da ‘Onur Ödülü’ veriliyor. Ve sıra yerel basına geliyor.
Yerel basından orada olan arkadaşlarımızın isimleri tek tek okunuyor. Benim ismim okunmuyor. ‘Sorun değil, plaket hazırdır, sahnede alırım. Böyle organizasyonlarda aksaklık olur’ diyerek oğlumla beraber sahneye çıkıyoruz. 

Onur ödülü asıl gazetemize verildi

Özel Kalem Müdürü, sunuculara müdahale ederek ismimin okunmadığını ifade edip okunmasını istiyor. Sunucu Korhan Abay, ismimin olduğunu ve okunacağını söylüyor. 
Neyse sıramı bekliyorum. Basın mensubu arkadaşlarıma plaketleri verildikten sonra, Abay ismimi anons ediyor.

 “Uluslararası Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali’nde ‘Yerel Basın Onur Ödülü’nün tarafıma verildiği”ni açıklıyor. Bir şaşkınlık geçiriyorum ve oğlumla beraber Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün elinden ödülümü alıyorum. 
Tabi ödülümü alırken, meslektaşlarımızdan bazılarının homurtularını duyuyorum. ‘Şimdi nereden çıktı’ bu diyerek. Ertesi günü ödülün neden tarafıma verildiğini, yetkilileri arayarak öğreniyorum. 

Ödül sadece bana değil, gazetemizin tüm çalışanlarının nezdinde bana verildiğini öğreniyorum. Mizanpaj, habercilik anlamında ve yazdığım köşe yazılarının etkili olmasından ve çok okunmasından dolayı Onur Ödülü’nün tarafıma verildiğini öğreniyorum. Bir anlamda Gerçek Gazetesi’ne veriliyor, Onur Ödülü... Ve gazetemizde bugüne kadar emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. 
Yanımda dağıtıcı olarak işe başlamış, gazetesinde aynı yazıları iki üç gün yayınlayanlara da, bugün gazete sahibi olmuşlara da...

****

Ve hayatları boyunca hasetliklerinden dolayı bir arpa boyu yol alamayacak, başarının ne olduğunu bilmeyen birkaç kişi (sakına kalabalık zannetmeyin. Ateş olsalar cürümleri kadar yer yakarlar) sanal alemden, onur ödülünün Atatürkçü olmadığım için bana verilmesinden dolayı rahatsız olmuşlar. 
Bir de İYGAD’ın kendinden menkul kimi yöneticilere rahatsız olmuşlar. Demişler ki, onurlu, onursuz ödül mü olurmuş, bir gazeteciye ‘onurlu gazeteci’ ödülü verilmesi meslektaşları arasında huzursuzluğa neden olmuşmuş. Belediyenin

‘onurlu, onursuz’ tartışması yapması kendilerini çok üzmüşmüş...
Ardından İYGAD’ın yöneticileri İrfan Ermiş, Engin Pınarbaşlı, İbrahim Küpeli mesaj yayınladılar. Aldığım ödülden dolayı kutlayan ve başarılar dileyen.  Aradan geçen birkaç saat sonrası, Küpeli çark etmiş ama neyse... Önemli değil... 
Cürümleri kadar ağırlıkları olmayan zat-ı muhteremlerin sayesinde sosyal paylaşım sitelerinden her yere duyurmalarıyla ve sadece ailenin fertleri dışında beğenilmeyen yazılarıyla Büyükçekmece Belediyesi tarafından, 13.sü yapılan Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’nde Yerel Basın Onur Ödülü aldığım duyulmuş oldu.

*****

Girgin ailesinin yeni gazetesinde sahte isimle yazı yazan küçük kardeş Girgin’e de bir mesaj verelim. Belki, engin bilgi birikimiyle, abisini ve yeğenlerini bilgilendirir de, hasetliklerini ortadan kaldırır ve ‘damarlarında gezinen zehirli kanın, boşalarak yerini dolduracak temiz kan, inşallah ailenin asil damarında mevcuttur.’ Belki damarlarında temiz kanın dolaşmasına katkı da bulunur.
 
Onur ödülleri verilir ve 
diğerlerini onursuz yapmaz

Dünyanın her yerinde her mesleğin onur ödülü vardır. Ve olmalıdır. Bizim mesleğimizde de cemiyetlerin verdiği ödüller gibi. Dünyanın her yerinde kurumlar, çeşitli mesleklerden insanlara onur ödülleri verirler. Aynen Büyükçekmece Belediyesi’nin ülkemizin sanat alanındaki en önemli değeri olan Zülfü Livaneli’nin 40. Sanat yılında “Büyükçekmece Çocuk Korosu ve Oda Orkestrası eşliğinde Livaneli’nin parçalarını seslendirerek” onurlandırdığı gibi.
Bunu yaptığında, diğer sanatçıların onursuz olmadığı gibi. Sinemada, tiyatroda onur ödülleri verildiğinde, diğer sanatçıları onursuz yapmadığı gibi.
[/i]
Keşke, tüm kurumlar yerel gazetecilere, gazetelere ‘onur ödülleri’ verseler. 
Keşke bu ödülü çok arkadaşımız ve çok gazete alsa... Saygınlığımızı, değerimizi yükselten şeyler bunlar. 
Nasıl ki, bir yarışmada ödül alan gazeteciler olunca, alamayanların değersiz olmadığı gibi. Nasıl o akşam kimi gazetecilerin plaket alması ve kimileri almadığından plakete layık olmadığının düşünülmemesi gibi.
Keşke, adam gibi bir meslek örgütü olsaydı İYGAD ve diğerleri, mesleğimize emeği geçmiş, mesleğimizin bugünlere gelmesine neden olmuş meslektaşlarımıza onur ödülü verseydi. Rahmetli Sinan Albayrak’ı yitirmeden önce ‘onur ödülü’ ile ödüllendirseydi. Yavuz Kaynarca, A. Refik Bek, Zeki Efe, Zerrin Çağlar gibi arkadaşlarımıza onur ödülleri verebilseler... Ancak ne buna çapları yeter ne de böyle düşünebilirler. 
Onlar sadece yaptıkları gecelere katılanlara ve sponsor olanlara plaket vermeyi bilirler. Ve nedense yaptırdıkları plaketler de ellerinde kalır.
 

Dr. Akgün’ü bir ilki 
gerçekleştirdiği için kutluyorum

Şimdi gelelim asıl meseleye. Dr. Hasan Akgün’e ilkini gerçekleştirdiği Yerel Basın Onur Ödülünü organize ettiği için, böyle birşey düşündüğü için teşekkür ediyorum. 

Ve dünyanın en iyi festivallerinden biri olan Büyükçekmece Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’nde “Yılın Yerel Basın Onur Ödülü”ne layık görülmekten ve kurulda bulunan herkes tarafından oybirliği ‘onur ödülüne’ layık görülmekten dolayı teşekkür ediyorum. Ödülü yerel basında bugün yaşayan ve hakkın rahmetine kavuşmuş tüm arkadaşlarım adına kabul ettiğimi ifade ediyorum.

  Ben hiç Atatürkçü olmadım

Gelelim, asıl meseleye… Aklına estikçe ispiyonculuk yaparak, bizi itibarsızlaştıracağını zannedenlere... Ve Atatürkçü olmayan bir gazete ve sahibine ödül verilme meselesine. Sahte isimlerle yazı yazan küçük kardeş Girgin bunun üzerine de yazar artık. Belki toplar tüm aileyi ders verir. 
Hayatımın hiçbir gününde Atatürkçü olmadım. Olmaya da hiç niyetim yok. Doğuştan kazandığım hiçbir kimliğimle övünmedim. Övünenleri de sevmem. Doğuştan kazanılan kimlikler üzerinden siyaset yapanlarla yol arkadaşlığı yapmadım. Yapmaya da hiç niyetim yok. 

Tarihsel kişiliklere saygılı olmak başka bir şeydir, onları kutsallaştırmak ve üzerlerinden nemalanmak...

*****

Mesleğimde önce gazeteciyim. Sonra insan ve demokrat olmaya çalışıyorum. 
Şayet ödülü Atatürkçü Düşünce Derneği verseydi, eleştiri yapan zat-ı muhteremi anlardım. Yüzbinlerce insanın yaşadığı, her türlü ideolojik, etnik ve inançsal kimliklerin yaşadığı bir kenti yöneten şehr-i emin en iyi Atatürkçüye onur ödülü vermedi. Gazeteciye verdi. 
Ödül, gazetemizin tarzı, haberciliği, bölgede etkinliği ve yazdığım yazılardan dolayı verildi. 
Ödülü verenlere duyduğum saygıdan dolayı bu satırlar yazılmıştır. Yoksa, eleştiri yaptığını zannederek; jurnalist olmakla, ispiyonculuğu karıştıran, küfür, yalan ve hakaret etmeyi yaşam biçimi yapmış olanlar, meslek örgütünün ne olduğunu bilmeyenler için değil... 

Son söz: Her meslekte olduğu gibi bizim meslekte de iyi ve kötü gazeteciler vardır. İyi gazeteciler, mesleklerinin gereğini kötü gazetecilerde çapsızlıklarını yerine getirirler. Sonuç mu? Bakın etrafınıza ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. 

Not. Aldığım ödülden dolayı arayarak tebriklerini ileten tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. Onların sayısı mı, inanın eleştiri yaptığını zannedenlerin, onların yanında anlamı bile yok.