- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Numan Kurtulmuş – Denize Düş(ürül)en Uçağımız

Ak Parti son bir yıl içinde 3. kez görüştüğü HAS Parti lideri Sayın Numan Kurtulmuş’la ‘el sıkışmış’ ve HAS Parti’nin Ak Parti’ye ilhakı konusunda iki lider anlaşmış gibi.

Siyasette 2014 hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Bu hazırlıklarda başbakan Erdoğan’ın ne kadar ince ve akıllı bir siyaset izlediği de ortaya çıkıyor. Başbakan Erdoğan siyasetin/in zamanlamasını, hesabını iyi ayarlyarak “Yeni Türkiye” vizyonuna uygun bir takvim oluşturup işleri bu takvime göre yürütünce ‘uzakta’ kalanlarda “neden ve niçin”ler oluşuyor.

Daha önce N. Kurtulmuş’la gerçekleştirilen görüşmelerde ortaya çıkan “aslında yok birbirimizden farkımız” düşüncesi bugün pratik bir karşılığa dönüşmüş oldu. Saadet Partisi, Has parti ve kısmen de BBP ile Ak Parti arasında çok ciddi fikir ayrılıkları yoktu. Gerçi BBP’nin milliyetçilik anlayışı MHP’ye daha yakın olsa da sonuçta muhafazakâr demokratlık şemiyesinin altına uyarlanabilecek bir siyasete çekilebilir.

Türkiye’nin geçmekte olduğu süreç, Numan Kurtulmuş’un da söylediği gibi “Yeni Türkiye”yi oluşturma sürecidir. Yeni Türkiye’de kimlik dindarlıktır, bu, daha önce Diyanet İşleri Başkanının protokoldeki yeri, Kur’an-ı Kerim ve siyer’in okullarda seçmeli ders olarak okutulması ve “dindar gençlik” ile somutlaşmıştı.

Kürtçe seçmeli dersi, süreçle ilgili verilen diğer kodlarla birlikte doğru okuduğumuzda, daha özgürlükçü, vatandaşıyla barışık, bölgenin patronajını üstlenen “Yeni Türkiye” vizyonu netleşmektedir. Bu sebeple Has Partinin Ak Partiyle birlişiyor olması bir başlangıç olarak kabul edilebilir. Sırada Saadet ve BBP -hatta tam başkanlık sistemine geçilir ise- MHP’nin de bu birleşmeye ‘evet’ diyeceği imkan ve ihtimal dahilindedir diyebiliriz.

Yukarıda anlattığım kuvvetle muhtemel birleşmelerin gerçekleşmesi bir yönüyle Suriye’de Esad rejiminin değişmesiyle çok yakından alakalıdır. Suriye’de rejim değişikliğinin uzak bir ihtimal olmadığını düşünenlerden olduğum için, 2014 “başkanlık seçimlerine” yetişecek olan siyasi dengelerin yeniden düzenleneceği asıl viraj Ak Parti kongresidir. Zira muhtemel ilhakların siyasi olarak Ak Parti kadrolarında kimi dengelerin de yeniden düzenlenmesini zorunlu kılacaktır. Kaldı ki Mahalli genel seçimlere 2013 Ekim’inde gitmek isteyen Ak Parti, yeni katılımcılarını söz konusu tarihe kadar netleştirip mahalli seçimlerdeki adaylarını bu birleşmelere göre belirlemeyi düşünüyor. Bunun için de Ak Partinin önünde iki takvim bulunmaktadır:

1- Genel Merkez kongresi ve 2-Mahalli seçimler.

‘Yeni Türkiye’yi hedefleyen Ak Parti, siyaseti yeniden dizayn etme işini bu iki tarihe sığdırmak zorundadır. Başkanlık seçiminde çok güçlü bir siyasi destekle (oy oranı) seçilmeyi hedefleyen sayın başbakanın bu bağlamdaki zamanlaması tek kelimeyle siyasi feraset ve basiret doludur. Başkanlık seçimlerine muhafazakarların adayı olarak bir sol adayla yarışacak Tayyip Erdoğan’ın oy oranını % 65, hatta daha yüksek bir orana çıkarması mümkündür.

Numan Kurtulmuş ve ekibi Ak Parti için ciddi bir kazanımdır. Kimse bu ilhaktan Numan bey için "başbakanlık sözünü aldı" gibi bir yaklaşıma girmesin. Yok öyle birşey. ve bu kazanımı kıskançlıklarından dolayı çekemeyenler için dua ediyorum.

Kurtulmuş xeyr be.

Uçak Krizi-Uludere-Roboski gibi gibi

Suriye’nin düşürmediği ama düşürdüğünü iddia ettiği ve bizim de ilk haftalarda kabul ettiğimiz üzre “füze veya uçaksavarla düşürülen uçağımız”a aslında ne olduğunu merak edenlerdenim.

Konuyu nasıl anlatacağımı bilmiyorum! Üç ihtimalli, hatta “kendi kendine düşmüştür”ü kabul edersek 3+1 bilinmeyenli denklem durumu.

TSK’nın sayın başbakanı/hükümeti bilgilendirmesinden sonra yetkililer “uçağımızı Suriye füze ile düşürdü” diye duyurdu. Aradan haftalar geçti “uçakta füze izi yok” dendi. Sonra “füze izi olmasa da uçaksavarla düşürüldü” dendi. Şimdi ise “hiç iz yok” diyorlar.

Koskoca uçak bizim 'klasung'la düşürülmesin mi? Klasung bizim Zazacada dünyanın Filistinlilerle tanıdığı İsrail tanklarına ve askerlerine Filistinli çocukların “taş attıkları sapan”dır. Yani neredeyse “klasung ile düşürüldü”ye getirecekler. Böyle ciddiyetsizlik olur mu? Hava Kuvvetleri uçak havadayken ne işteydi? İşin içinde şükürler olsun Heronlar da yok ki görüntü bulanık olsun! Sahi, ne oldu uçak havadayken? Bunu bilmeyen Hava Kuvvetleri Komutanı derhal istifa etmeli, etmezse görevden alınmalıdır. Hükümeti bu kadar “falsolu vuruşlara” hedef haline getiren Hava Kuvvetleri bir tane doğru bilgi vermiyorsa –ki Uludere ile kıyaslamam bunun içindi- ne zaman ve hangi konuda sağlıklı bilgi verecek. Uçak düşürülmemişse sorularımız farklı olacak ama;

“Uçağı Suriye düşürdü” diyen Hava kuvvetleri şu soruları da cevplamalı değil mi?

İsrail’in “modernizasyon” adıyla aldığı ihalede “tehditleri algılama sistemini” ne yaptı? "Bu uçaklarda Elektronik Harp Sistemi var. O sistemin bütün tehditleri algılaması lazım. Uçaklar tehditleri algılamadıysa kim suçlu? Bir uçak karşılığı 11 (on) milyon dolara anlaşılmış. Oysa uçağın kendisi 25 milyon dolar.

Ve tek bilinen şey,

Uçak düşmüş, bu kesin… ama “kim, ne ile, nasıl ve nerede vurmuş/mu” siz bileceksiniz. Yoksa vurulmayıp “birileri uçağı uzaktan kilitledi mi?” nedir mesele?

Ta Çevik BİR’den biliyoruz ki İsrail’e askeri araç-gerecin “modernizasyonu” için milyarlarca dolar akıtıldı (54 uçağa 600 milyon doları hatırlıyorum) bu mu “modernizasyon?” Ortadoğu’nun en prestijli ülkesini ve hükümetini Roboski’deki “hata”dan sonra bu kadar zor durumda bırakamazsınız. Zira 34 masum cana mal olan “hata” dediğiniz Roboski’yi Sayın başbakan düzeltmeye çalıştı ama “hata”nız öyle “hata” ki bir türlü düzelmiyor. Eğer bunu bilmiyorsanız sözüm yok, var aslında sözüm, “uçağın düşürülüşü” için de…

Twitter: ahmetay_