Her geçen gün dozu giderek artırılan, televizyondan seyrettiğimiz ve basından takip ettiğimiz üzere, yurdun birçok yerinde, bir merkezden kontrol edildiği aşikâr olan ve çok disiplinli seyreden bir kalkışma hareketi var. Bu kalkışma, Güneydoğudaki bazı kentlerimizle yurdun büyük kentlerinde sokak terör hareketleri olarak, Mecliste DTP ile ve Basının ve yayın Kuruluşlarında ise yazar-çizer takımının ve televizyon dizilerinin psikolojik hareket ve saldırılarıyla devam ettiriliyor.
Buna karşı çıkması ve tedbirler alması gereken Hükümet ve Devlet güçleri ise, şimdiye kadarki gösterdiği eylem ve işlemleri ile halkın genelinde güvensizlik ve moral bozukluğunu her geçen gün artırmaya devam ediyor.
Hükümet, Kürt oylarının hesabıyla mıdır, şaşkınlığından mıdır ,tedbir almak bir yana, devlet güçlerini ve imkânlarını adeta teröre taviz aracı olarak kullanmaktadır. Bu Ülkenin asli unsurunu oluşturun sağduyulu halkın gurunu incitmekle kalmayıp, devlete kanuna ve hukuka olan saygı ve itimadı ciddi biçimde sarsmaktadır.
Devletin diğer kurumlarının, bu olaylara karşı üzerine ölü toprağı serilmiş vaziyette. Yargı kurumları içerisinde bulunan bir kurum, sözüm ona hükümete gol atmak uğruna hukuku katlederek, bir katsayı kararı veriyor. Paşalar kendi derdinde, bu arada, yoksulluk işsizlik ve ekonomik kriz kış şartlarını da arkasına alarak tüm acımasızlığıyla hükmünü sürdürmeye devam ediyor. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, milletimin başka derdi yokmuş gibi, birde Sam Amca Afganistan'da Mehmetçik'in kanını dökmek için hükümetten izin istiyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan Hık Mık dese de, açıkça bunu yapamayız. Mehmetçiği Müslüman kanı dökmeye gönderemeyiz. Diyemiyor. Başbakan Amerika gezisine gidiyor.
Acaba sayın Başbakan hediye olarak sayın Obama Dostuna ! ne götürüyor dersiniz?..