- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Ne Gerek Var?

Hayatımız bir “Ne gerek var?” serisine dönüşmüş durumda...

Sofraya oturmadan önce elimizi yıkamamızı isteyen annemize karşı söyledik belki bu sözü ilk defa. Belki de ilkin oyuncaklarımızı toplamamız istendiğinde içimizden geçirdik... Sonrasında matematik öğrenmeye ne gerek vardı? Sanki hayatta bölmeye kaç defa ihtiyacımız olacaktı ki? Mutlu olmak için denklem çözmeye ne gerek vardı? Felsefe gereksiz laf kalabalığıydı... Romanlar saçma sapan hayal ürünleri... Tarih bilmeye hiç gerek yoktu, zaten olup bitmemiş miydi?

Böyle böyle hayatımızdaki pek çok şeyi şöyle veya böyle bir gerekçeyle hayatın dışına atmaya çalışırken, kabiliyetlerimizi körelttiğimizi de unutuyorduk. Öyle bir noktaya geldik ki bugün “Ona gerek yok, buna gerek yok!” derken tamamen yüzeysel davranan ve yaşadığını sanan insanlar oluverdik.

Karşılaştığımız birine selam vermeye ne gerek vardı? Yer vermeye ne gerek var? Sıkıntısı olan birinin derdini paylaşmak için biraz duraksamaya, vicdanlı olmaya ne gerek var?

Pek çok durumda “Ona ne gerek var, buna ne gerek var?” diye diye eledik de eledik. Her şeyin içi boşaldı, sonra derinleşemedik. Bazı roller küçük geldi, oynamak istemedik, öğrenmek istemedik. Zor geldi anlamaya çalışmak, zor geldi öğrenmek için çabalamak. Bir insanın dünyasına dâhil olup onunla konuşabilmek zordu.

Oysa daha kolaydı rolümüzden vazgeçmek, bilgiyi gereksiz görmek veya bir konuda, bir alanda, bir insanda derinleşmek. Yapmadık ve şimdi sıkıntıdan patlayan insanlar var her yerde. Herkes sıkıntılı. “Ne gerek var?” felsefesinin insanı götürüp bıraktığı yer sıkıntının dibi.

İnsan ruhunun anlamlı olanla ilgilendiğinde sıkılması imkânsızken, şimdi herkesin her şeyi yüzeysel olarak bildiğini sandığı, fakat derinleşme olmadığı için de sıkıntıdan yerinde duramadığı zamanlardayız.

Bir işin sonucunu düşünerek ve sonucu hedefleyerek başlamak o işte gerçekten başarılı olmayı sonuç vermez. Enerjinin yarısından fazlası sonuçlar üzerine spekülasyon yapmakla geçtiğinden işe bir türlü başlanılamaz.

Önce severek başlamak lazımdır. Severek başlayanın, “Ne gerek var şimdi buna?” demeyenin işi bereketlenir.

Mutluluk ve lezzet hiçbir şey yapmamak da değil, bizzat faaliyette olmaktadır.

Matematik öğrenirken “Sonucu ne olacak bunun, bana nerede lazım olacak?” diye başlamasaydık ve o anda öğretileni öğrenerek, matematik öğrenme rolünü benimsemiş olsaydık, şimdi matematikten milletçe başımız bu kadar ağrıyor olmazdı.

Elbette bazı işler de sonucu düşünerek hareket etmek, hikmetli davranmak, hayati derecede önemlidir. Ancak ben burada hayatın bize getirdiği rollerimizi oynarkenki tembelliğimizden bahsediyorum.

Dün matematiği gereksiz bulan Ali, bugün eş olmanın gerekliliklerini gereksiz buluyor belki de..
.
Oyuncaklarını toplamayı gereksiz bulan Ayşe, bugün ev işleri yaparken çok mutsuz. Kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyor.

Bugün rollerini bir türlü kabul edemeyen ve kendileriyle uyumlu bir ilişki kuramayan insanların sıkıntıdan ne yapacaklarını şaşırdıklarına şahit oluyorsak eğer, bu durumu değiştirmek için yerli yersiz “Ne gerek var?” diye düşünmeyi bırakıp, doğru yerde uygun bir kabullenişle hayatı daha derinlemesine yaşamalıyız. Bakın o zaman sıkılacak vaktiniz kalacak mı?