- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Muhalifler ve Muvafıklar

Bilmem farkında mısınız, ben daha önce de çok yazdım, ulusça iki kampa bölündük :
Muhalifler ve muvafıklar...

Her ama her konuda bu böyle... İster en genel çerçevede, ister en ufak olayda..Çok basit formüllerimiz, çok basit etiketlerimiz var; dinci, yobaz, faşist, ermeni, yahudi dönmesi, darbeci, şeriatçı, liboş, komünist, mason, din düşmanı, vatan haini...

Kalıplarla, yaftalarla, etiketlerle öyle bir dünya kurmuşuz ki kendimize, o etiketlere biçtiğimiz rollerden en ufak bir sapma bile sudan çıkmış balığa döndürüyor bizi; vatansever bir Ermeni hayal edemiyoruz mesela, ayrılık istemeyen bir Kürt, namaz kılan bir solcu, Atatürkçü bir muhafazakar...

Siyahlar ve beyazlar var sadece, grilerimiz yok. Ya karşıyız ya yanındayız. Ya içindeyiz çemberin ya da dışında... Aynı anda hem birinden, hem ötekinden olamayız. Olan varsa da, dönektir zaten. Düşünmeyiz, düşüncemizi değiştirmeyiz. Bildiklerimiz kesindir, doğrularımız ve yanlışlarımız şaşmazdır... Karşımızdakini dinlemeyiz, konuştuğumuzda da sadece ikna etmek, haklılığımızı ispatlamak için konuşuruz.

Çoğu zaman, duyduğumuz, okuduğumuz bir şeyin doğru olup olmadığını bile merak etmeyiz. Şüphelenmeyiz. Önümüze atılan her oltaya gözü kapalı seyirtiriz.

Dünyanın en düşük kitap okuma oranlarından birine sahibiz, gazete satışlarımız yerlerde sürünüyor. Türkçe Sözlük 104 bin kelime içeriyor ama günlük hayatı ortalama 400 kelime ile idame ettiriyoruz. Genel kültürümüz neredeyse sıfır...

Böyle bir ülkede düşünmek, fikir üretmek, yeni bir şeyler söylemek çok çok zor... Bilinmeyen bir şeyi ortaya atmak ya da malumu ilan etmek de... Bu yüzden, bunu başarabilen -kendim de dahil- herkese büyük bir saygım var.

Bütün bunları neden yazıyorum?

Geçtiğimiz hafta Çalışan Gazeteciler Günü kutlandı... Ben de bu vesileyle bir - iki etkinliğe katıldım. Detaylarını hafta içi kendi blogumdan (www.kaangoktas.net) paylaşacağım.

Gazetecilik kavramı günümüzde dijitalleşmeyle, sosyal medya devrimiyle, internetle çok büyük anlam kaymaları yaşasa da, “10 Ocak” denilince aklınıza bunlar da gelsin istedim.

KARAOĞLAN

Pazar günü boş zaman yaratıp sinemaya gittim, Karaoğlan’ı seyretmeye.

Ne güzel bir karar verdiğimi, daha ilk yarısında anladım.

Müthiş! İnanılmaz keyifli, son zamanlarda izlediğim en iyi Türk filmi...

Birincisi, görüntüler ve çekimler harika. Görüntü yönetmenini tebrik etmek lazım. İkincisi, oyunculuk çok başarılı. Başroldeki Volkan Keskin’in zaten lafını bile etmiyorum, Türk sineması yeni bir jön kazandı. Ama bir başka oyuncu var ki, Türk sineması bir de kadın başrol oyuncusu kazandı bence. Müge Boz; filmdeki Bayırgülü... Şu haliyle, istediğin uzun metrajlı yapımda, istediğin dizide ver başrolü, çatır çatır oynasın...

Üçüncüsü; aksiyon sahneleri tam dozunda, Suat Yalaz’ın espri çizgisi aynen korunmuş, mizah kıvamında... Son olarak da; film müzikleri... Cd’sini bulursam hemen alacağım.

Karaoğlan'a ilk fırsatta gidin ve izleyin.

KOCASINDAN BOŞANAN KADIN VEKİL

İnternet haberciliğinde manipülasyon konusunda geçen hafta bir şeyler yazmıştım. Ve haber başlıklarında, görsellerinde, üç beş tık fazla çekmek için her türlü seksizm imasını, kelime oyununu yapıp, bırakın haberciliği, insanlığa sığmayan rezaletlere imza atan internet medyasının halinden bahsetmiştim.

Eski mecram olan İnternethaber.com geçtiğimiz gün bir haber yayınlamış. AKP Ağrı Milletvekili Fatma Salman'ın Başbakan Erdoğan hakkında söylediği abartılı övgü sözlerini konu ediniyor.

Haberin manşetteki görselinde bir spot var ki, doğrudan okuyucunun bilinçaltı imgelerini hedef alıyor. Cümle şöyle bir şey; "Kocasından boşanan kadın milletvekili Başbakan için ne dedi?"

AKP'li vekil değil, "kadın" vekil... Ve sadece kadın vekil de değil, ısrarla altı çizilerek "kocasından boşanan kadın" vekil... "Dul" yani...

İnternethaber bu vurguyu yaparak okuyucunun aklında ne çağrışım yapmak istemiş olabilir? "Kadın Başbakan'a yanık, onun için kocasını boşadı." mı? Yoksa "Boşanınca meydanı boş buldu, Erdoğan'a gel gel yapıyor." mu? "Her boşanan kadın etrafa kaş-göz eder." mi?

İnternethaber, göreceli muhafazakar bir çizgiye sahip. Bu yüzden, hassasiyetlerinin gıybete varan bu imaları bilinçli yapmalarına engel olacağına, haberi yapan editörün aklına zerre miskal böyle bir şey gelmediğine inanıyorum.

Bu benim hüsn-ü zannım. 

Ancak, kadını bir meta, bir cinsel obje olarak gören, kadın-erkek ilişkilerine cinsellik ekseninde yaklaşan, üstelik kadını şeytani, erkeği ise masum gösteren bu zihniyette bir erkek egemen bilinçaltı, bir feodalite gizli... Haberi yapan editör kadın bile olsa, genlerine, ruhunun derinliklerine işleyen baskının dışavurumu...

Bu da hepimizin sorunu...

Kaan Göktaş
twitter.com/kaangkts [1] | facebook.com/kaangkts [2]