- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Modern Tıbbın Izdırabı

Zaman gazetesinden Ekrem Dumanlı, annesinin vefatı sebebiyle yaşadıklarını, düşüncelerini, duygularını ‘Köşe yazarından doktorlara sitem’ başlıklı yazısında şu sözlerle dile getiriyor: … ‘’Öteden beri itiraz ettiğim hatalardan biri bu; bizde hastanın ruh hali hep ihmal ediliyor. Sağlık sistemimiz, hastayı verilerden ve testlerden oluşan, bir obje ya da denek gibi görüyor. Oysa karşılarında insan var! Belki yoğunluktan, belki de yorgunluktan; bu gerçek çoğu kez anlaşılamıyor. En temel kural ’Hastalık yoktur, hasta vardır’ diye özetlenmiyor muydu? …

Hastayı sadece kan değerlerinden, nabız ölçümünden, idrar tahlillerinden, röntgen filmlerinden ibaret sanmak insan gerçeğini en arka plana atmak demektir...

Nedense ka’ le alınmıyor hasta yakınlarının hissiyatı; hastanın psikolojisi zaten hiç kimsenin umurunda değil. Asıl zihniyet hatası burada; doktorlar insanlara fazlaca buyurgan bir eda ile yaklaşıyor; belki de hastalığı fazlaca kanıksıyor.’’

Modern tıpta hasta yoktur, hastalık vardır

Ekrem Dunalı’ nın yazdıkları doğru, üstelik durum sandığından da vahim. Hastaların veya hasta yakınlarının ruh hâllerinin ihmal edilmesi, keşke  yoğunluktan veya yorgunluktan kaynaklanan bir sorun olsaydı; nasıl olsa çaresi bulunurdu. Veya bu, sadece bizim sağlık sistemimizin bir kusuru olsaydı; elbette günün birinde halledilebilirdi. Ama, değil.

Hastaların korkularının, endişelerinin, heyecanlarının… hiç dikkate alınmadan, onların sadece bir ‘obje’ olarak görülmesi, modern tıbbın bir marifeti. Şu, ilaçlarına… aletlerine… hayran olduğumuz modern tıbbın.

Oysa, tıp sadece bir bilim değil; aynı zamanda bir sanattır. İçinde fizik de, kimya da, matematik de, biyoloji de, edebiyat da, felsefe de, din de, ekonomi de, hukuk da, şefkat de, duygu da… bulunan bir sanat.

Ama, modern tıp sanatı reddeder. Her şey sayılarla, istatistiklerle ifade edilir. Hastaya ‘hasta’ bile denmez; onlar ruhu olmayan birer ‘olgu’ dur. ‘Nefes alırken göğsüne bıçak batar gibi ağrısı olan Ali Bey’ denmez  ‘Akciğerinde nodül olan olgu’ denir geçilir. 

Bilimin değil ‘ilaç ve tıbbî alet endüstrisi’ nin egemenliği altındaki modern tıpta hastalar değil laboratuar sonuçları, tomografi bulguları tedavi edilir.

Hastalığınızın teşhisini Dr. Ahmet Rasim değil, Toshiba marka MR, Olympus marka endoskop, Simens marka tomografi aleti koyar. ‘Şu doktor çok iyidir’ sözünün yerini, ‘Şu hastanenin aletleri en son sistemdir’ sözü almıştır çoktandır.

Tedavi seçimi, süreleri, dozlar… ilaç endüstrisinin kurmayları tarafından belirlenir.  Sizi tedavi eden de Dr. Ahmet Bey’ in şifalı elleri değil,  X firmasının ilaçlarıdır.

Psikiyatr Doç. Dr. Kemal Sayar da bir yazısında bakın neler diyor:

… ‘’Günümüzün tıp ortamına bakıldığında empati yahut hemhal oluş üzerine kurulu bir pratik göremiyoruz. Doktor, pazarlanan-reklam edilen-satılan bir ürünün sağlayıcısı, bakım ise metalaşmış, bir ticarî mala dönüşmüş. Bu öylesine vahşi bir rekabet ortamı ki, özellikle meslek ahlâkına ilişkin yaptırımların bulunmadığı... ülkemizde her türlü değerin reklama âlet edilebilmesine yol açıyor.

Tıp, ahlâktan soyulduğunda, yeryüzünün en soysuz ticarî vasıtalarından biri olmaya adaydır. Ancak merhamet, hemhal oluş ve ahlâk ile uygulanmasıdır ki, onu kutsal bir meslek kılar.

Tıp bir şefkat mesleğidir. Şefkat ise hemhal oluşla mümkündür. Modern tıbbın ızdırabı, ızdırabın tıbbını yok saymasından kaynaklanmaktadır.’’

 Hastalar gibi doktorlar da sayılıyor

Modern tıpta sadece hastalar değil doktorlar da sayılarla ifade edilir. Mesela, sağlıkta devrim niteliğinde değişiklikler gerçekleştiren Sağlık Bakanımız bile ‘kaç bin kişiye kaç doktor düştüğü’ hesabına takılıp kalmıştır. Oysa, öncelikle artırılması gereken doktor sayısı değil, tıp eğitiminin kalitesidir. En köklü tıp fakültelerinin hâli ortada iken bir gecede açılacak yeni fakültelerden yetişecek doktorlar ‘sayı artırmaktan başka ne işe yarayacaktır’ ?

Gelelim neticeye

Neticede, bunlara bile çoktan razı olmalıyız, çünkü olguların ‘tüketici’ olacağı, sağlıkla ilgili olumsuzlukların ‘tüketici köşelerinde’ tartışılacağı günler çok uzakta değil.