content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

27 Kas

Milletvekillerine Açık Mektup!..

Sayın Milletvekili;

Seçilmek demokratik hak…  

Hakkınızı kullandınız; seçildiniz, o yüce çatının üyesi oldunuz.

Seçimlerin eleştiriye açık çok yönleri olsa da, yürürlükteki hükümlere göre; kiminiz alnınızın teriyle, kiminiz de birilerinin inayet ve hidayetiyle bu hakkı elde ettiniz. Hanginizin uçarak, hanginizin sürünerek geldiğinizin vicdani takdiri sizin!..

Konumuz seçilme yöntemini tartışmak olmadığı için, işin bu faslını atlıyoruz.

****

Demokrasi bir fazilet… Demokrasinin olanakları ise nimet!.. Bazıları için nimet artı ganimet!.

“İdealleri” şekillendiren kavramlar da bunlar.

Fazilet… Nimet..  Ganimet!..

Arızalı demokrasilerde, seçim sonunda kamuya yansıyan değişmez gerçek; seçim kazananın abad, kaybedenin berbat olduğudur.

İnayet, hidayet ya da gayret, sayesinde, sizler “berbat” olma faslını aştınız.

Risk aldınız. Sizden öncekiler de risk almıştı.  91 yılda 24 kez tekrarlandı bu olgu.

Halk olarak gönlümüzde yatan, hep nimet ve ganimetler için olmasındı göze alınan risk!..

Ne var ki, hayal kırıklığıydı her keresinde yaşadığımız.

Dönemler boyu, seçen ve seçilen arasındaki paylaşım biçimi hiç değişmedi!..

Külfet hep seçene, nimet ve ganimet de hep seçilene düştü!..

Bize dayatılan seçim sisteminin kaçınılmaz sonucu zaten bu olacak idiyse de; seçilip gidenlerin de bu bozuk çarkı düzeltme gayretlerini de pek göremedik.

Verilen sözler tutulmadı. Dokunulmazlık, gözler önündeki en çarpıcı örnek!..

Vekillerimiz; kendileri diledikleri kadar aldılar, halka da lütfettikleri kadarını verdiler!..

Hiç oğulları şehit düşmedi onların, işsiz kalmadı!... Hep teğet geçti musibetler onları.

Her giden, hep orada kalabilmenin derdine düştü çaresini arar oldu ilk günden itibaren.

Vicdan-cüzdan hesaplaşmasında cüzdan galip geldi hep.

Seçilenlerin kendilerine tanıdıkları haklar dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde bile yoktu.

Hele iktidar yanlısı olmak, nimet ve ganimetlere daha yakın olmak, olunca cüzdan hesaplarının vicdan hesaplarına karşı galibiyeti kaçınılmazdı!..

İktidar lehine kalkan her parmak, parmağa sürülen yeni ballar demekti!..

Öyle cazip ki olanaklar, “kaybetmemek adına” özgür iradelerini, teslim etmekte bile bir beis görmedi pek çokları. Bu teslimiyetin adı, milli iradeye saygı oldu çıktı!.. Nimet ve ganimetin kapısını açan her davranışa gösterilen biadın adı sadakat-dik duruş-tutarlılık-ileri demokrasi oldu… Hukuk bile buna göre şekillendi.

Biat ve sadakata ihanetin cezası da milli iradenin tecellisi adına trenden atılmak oldu!..

O yüce çatının altında, erdemi esas alanların sayısı az değildi ama, nimet ve ganimetleri esas alanlar çoğunlukta oldu hep!..

*****

Sayın Milletvekilleri;

Şimdi sıra sizde!...

550 kişi o ceylan derisi koltuklara oturma hakkı kazandınız..

Ne var ki; “8 seçilen” o milli iradenin(!) tecellisi dışında bırakılarak aranıza katılamadı. Hukuku(!) işleten irade, milli iradeye(!) galebe çaldı. Sizler de ileri hukuk(!) adına bunu kabullendiniz… Hatta büyük çoğunluğunuz bu durumu alkışlarla karşıladı!..

Hala süren belirsizliğin hesabını gün gelip vicdanlarınıza verirsiniz umarız!..

Seçimlerin üzerinden 5 ay geçti… Yılın yarısı yakında tamamlanacak!.. Koltukların acemisi-bileni, artık herkes ısındı koltuklarına.

Ne maaşlarınızda;  ne yolluklarınızda, ne yeni haklarınızda, ne de alkışlarda gözümüz var!..

Vekillerimizin saygınlığı, sözlerinin demeç olarak yansıması, alacakları yüksek emekli maaşları, hatta cenazelerinizin devlet töreniyle kaldırılacak olması... hiç birisi rahatsız etmez hiç birimizi. Bazılarını eleştirsek de saygı duyar kabulleniriz..

Eleştiri konumuzu ta baştan koyduk!.. Nimet ve ganimetin, erdemin önüne geçmesini; Devletin, milletin, birliğinin, dirliğinin ihmal edilmesini, zaafa uğratılmasını;

Devleti var eden kurumların karşı karşıya olduğu tehlikelerin görmezlikten gelinmesini; kabullenemeyiz!!..

******

Sayın Vekillerimiz;

O görkemli koltuklara, şerefiniz ve namusunuz üzerine verdiğiniz bir sözden sonra oturma hakkı kazandınız!.. Maaşlarınız bile bu yeminden sonra yatmaya başladı hesaplarınıza…

Ülke’nin bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğü üzerine and içtiniz!..

Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalacağınıza şeref ve namus sözü verdiniz.

Kendinizin değil, halkın refah ve mutluluğu için çalışacağınız üzerineydi şerefiniz üzerine verdiğiniz söz!..

Sözün düğümü de tam bu noktada işte!..

Yemin metninde yer alan hususlardan bir tekine bile göstereceğiniz sapkınlığın, sadakatsizliğin ne anlama geleceğinin farkında olarak ve bilerek göreve talip oldunuz!.. ve seçildiniz!..  

E ğ e r ; namus ve şerefiniz üzerine verdiğiniz sözde samimi iseniz; ki aksini düşünmeyi bile erdemsizlik sayarız; ettiğiniz yemine sadık kalınız!.. Ve;

*Ülkenin bölünmez bütünlüğünü tartışmaya açmayınız, açtırmayınız!..

*Hukukun üstünlüğü deyip; üstünlerin hukukunu yaratanlara katkı koymayınız, ilerde muhtemel hesap sormaların önünü şimdiden kesme gayretlerine alet olmayınız!..

*Hukuksuzluğun her türlüsüne, göz yummak, bir ahlak eksikliği değil, bir insanlık ayıbıdır..

*Geçen dönemlerin 700 dokunulmazlık dosyasına bir ayıp da siz eklemeyin.. Hesap sorun, sordurun!.. Hukukun ne bitmesine ne kokmasına…  izin vermeyin.

*Meclis koridorlarını emirle doldurup, komutla terk ederek, neyi oyladığını bile bilmeden parmak indirip kaldırarak.. demokrasiye ve halka ihanete ortak olmayın

*Habur hukukunu ve Ergenekon hukuksuzluğu içinize sindirmeyin!..

*Atatürk ilke devrimleri üzerine yemin edip, hem de o ilke ve devrimlere karşı kin nefret ve düşmanlık besleyemezsiniz.. Bu ettiğiniz yemine ve verdiğiniz şeref ve namus sözüne ters!..

*Demokrasi, hukuk, insan hakları kavramlarının içini boşaltarak kendi nizamlarını kurmak isteyenlerin art niyetlerine alet ve yandaş olmayın!..

*Her türlü, teokratik, faşist, antidemokratik, yeni Osmanlıcılık gayretlerine ve Türkiye Cumhuriyetini ve onun kurumlarını yıpratma çabalarına omuz vermeyiniz…

*Bu ülkenin namuslu aydını, halkının temsilcisi ve ettiği yeminin takipçisi ve bu ülkenin mutluluğu ve refahı için görev yapmaya ant içmiş birisi olarak, en az Hizbullahçılar, tarikat şeyhleri, hırsızlar, banka hortumcuları, Sevr artığı hainler, mütareke basını işbirlikçileri kadar cesur olmak zorundasınız!..

*Ülke soyulurken, bölünürken, irticaya teslim olmuşken, vicdanların sustuğu, insanlığın sustuğu mahkemede, mecliste, toplumda bir ses bir avaz olamıyorsanız, yemininizin gereği yerine gelmiyor demektir!..

* Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sini, Bursa Nutku’nu Meclis kürsüsünden bangır bangır okuyamayacaksanız niçin aday oldunuz!?

*Devletin varlığına, birliğine, dirliğine ve bütünlüğüne ihanet edecekseniz, bireyi devletin bölünmesinden daha önemli gören hainlere, densizlere destek verecek ve eylemlerine katkı koyacaksanız niçin aday olup seçildiniz!?..

*Ülkenin ekonomik kaynaklarını peşkeş çekmek için çıkar işbirliği içinde olanlara haddini bildirmekte kararlı değilseniz, hesap soranlara değil, hesaptan kaçanlara yandaş olacaksanız, işbirlikçi, bölücü, vatan ve millet hainleri ile kıyasıya mücadeleyi göze alamayacaksanız, niçin namus ve şeref sözü verdiniz!?..

*Ülkeyi büyük tehlikelere sokan, emperyalizm ve BOP’un bir bir uygulanmakta olan proje ve programlarına sessiz kalmayı  ettiğiniz yeminin neresine sığdırdınız!?..

*Kurtuluş günlerinde Amerikan mandasını savunanlarla, İngiliz Muhipler Cemiyeti’nin bir elemanı gibi davrananlarla, Kubilay’ı katledenlerle, Sevr artıklarıyla paralel saflarda yer almak için yemin etmiş olamazsınız!..

Y o k s a; ettiğiniz yeminin, verdiğiniz namus ve şeref sözünün altında kalmaya mahkumsunuz demektir!..

Kaybedilecek şeref ve namusun yükünü sadece sizler değil,torunlarınız da taşıyamaz!..

Ettiğiniz yemine sadık kalınız!..

Sadık kalınız ki; Halk ikinci bir kurtuluş savaşı vermek zorunda olmasın!

Savaş kötü; bedel ağır!.. Cinayet!.. Ama zorunluluk doğmadıkça!..

Not: Açık mektuplarım; iktidar ve muhalefet milletvekillerine yazılacak iki ayrı mektupla devam edecektir.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank