content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

24 Eyl

Medyakronik: Kazdığı Çukura Düştü!

Özel televizyonların mantar gibi türemeye başladığı 1990'lı yıllarda, özel olmanın da verdiği avantaj ve rahatlık sonucu bütün programlarda kaliteli haberler ve belgeseller olurdu. Halkta karşısında beklemediği zamanda ve beklenmeyen şekilde çıkan özel televizyonları ve hazırladıkları programları hep birlikte ne gördüm delisi misali ekranlara kilitlenerek sabahlara kadar bakar ve zevkle izlerdi.

Özel kanalların hararetle ve ilgiyle izlendiği ilk zamanlar, geride kalan tek kanallı dönemde neler kaçırmışız dediği çok olmuştur. Ancak kısa süre sonra, gerçekten mantar misali ard arda kurularak sayıları her geçen gün artış gösteren özel kanalların sayıları çoğaldıkça, birden bire baş gösteren yetişmiş eleman sıkıntısı nedeniyle haberler başta olmak üzere halka arz edilen diğer bütün programlarda kalite bir anda düştü. Kurulduğundan buyana akıl almaz biçimde güven duyulan medya, işinde yetişmiş kalifiye eleman bulmakta sıkıntıya düşünce ekranlar bu kez hayatın farklı alanlarında isim yapmış kimliksiz ve kişiliksiz kişilerin elinde kalarak yavaş yavaş önemini ve özelliğini kaybetmeye başladı. Görsel medyanın bir anda ülkenin her yerinde kurulup asli görevinden ve iş ciddiyetinden uzak bir şekilde boy göstermeye başlamasıyla başta haberler olmak üzere, halka arz edilen bütün programlar magazin misali birbirlerine karıştırıldı ve işler yüze göze bulaştırılınca yavaş yavaş kalite düşmeye başladı.
  
Elde avuçta olan ve bir kanaldan diğerine transfer edilen bir iki tana TRT'de yetişmiş elemanda aşırı yüksek maaşı görüp havaya girince kurucular ve program yapımcıları eleman arayışına yöneldiler ve kurtuluşu modellerde ve gösterişli fizik sahibi eğitim ve kültür seviyesi düşük kişilerde arayınca kanallar tek kelimeyle kapanın ellerinde kaldı.
Bu kez televizyon Kurucuları ve program yapımcıları kaliteli haber ve program sunmak yerine işi çığırından çıkarıp reyting savaşına dökünce asli görevi kamuoyunu haberden haberdar etmek ve bilgilendirmek olan Ekranlar halkın nefretini kazanmış kimliksiz ve kişiliksiz sözde bilmem ne geçinen şarlatanların birbirlerini aklama yerine döndürülerek bunların elinde oyuncak oldu.

Ülkeye, insanlığa ve bütün dünya insanlarına, faydalı olmak için icat edilmiş olan teknoloji harikası bu çok önemli toplu iletişim aracı televizyonlar bu şekildeki çalkalanmalar neticesinde yavaş yavaş güvenini yitirerek resmen yoldan çıkarıldılar. Dolayısıyla halkın kendinden daha çok güven duyduğu medya da o eski objektif haberciliğin, önemli programların ve belgesellerin yerini ahlaksızlıkta sınır tanımayan programlar, filmler ve tele voleler aldı.

Yayınlar ve programlar bu şekilde devam edince özel televizyonlardaki akıl almaz değişikliklerden ve çirkinliklerden en büyük yarayı ülkemizin umudu, geleceğimizin teminatı gençlik almaya başladılar.

İstatistikî verilere bakıldığında televizyonların etkisiyle yetişen maceraperest gençlerin televizyonda gördükleri o inanılmaz ve şaşaalı hayatlara özenerek boş hayaller uğruna, akla gelmedik olumsuzlukları, kanunsuzlukları hırsızlıkları yapmaya en kötüsü cinayetler işlemeye başladıklarını görüyoruz.

Bu meyanda namus kavramını hiçe sayarak, namustan ve aileden zerre kadar nasibini almamış, kişiliksiz kişiler tarafından yapılan sorumsuz sözde aile programları, mukaddes aile kurumunu da bölük pörçük ettiğine topyekun halk olarak tanık oluyoruz.

Büyük umut ve hayallerle kurularak hayata geçirilen televizyonların yapıcı olmaktan ziyade yıkıcı haber ve programları neticesinde çok aileler parçalandı, insanlar yerinden ve yuvasından oldu. Yanlış yapılan programlar nedeniyle dünyadan bihaber olan Ana kuzusu körpe çocuklar analarından ve babalarında ayrıldı, sokaklara köprü altlarına terk edilerek çaresiz bırakıldı. Bu sorumsuzların estirdiği olumsuzluklardan etkilenen çok sayıda anne ve baba sağlıklarını ve huzurlarını kaybettiler.

Ardı arkası kesilmeyen sıra dışı programlarla, hayattan beklentisi kalmayan insandan ve insanlıktan uzak, hiçbir ideali olmayan, macera perest, sadece maddeyi ve şehveti düşünen bir genç nesil oluşturuldu.

Yaptıkları yalan yanlış haber ve programlarla kendilerince doğru diye her türlü ahlaksızlığı topluma, özelliklede gençlere şırınga eden sorumsuz televizyonlar ve program yapımcıları, yeni yetişen su gibi gençlerin akıllarını çelmek adına özellikle cinselliği öne çıkarıp silah gibi kullanarak, zinanın çok kötü bir şey olmadığını çok açık bir şekilde işlemek suretiyle her geçen gün artarak devam eden ırza geçme ve taciz olaylarının fitilini ateşlediler.

Bütün bunları çok para kazanmak adına ve yapma gayreti içinde olan televizyonlar ülkemizin ve insanımızın gizli düşmanlarının oyunlarına gelerek onların bize ve insanlarımıza topla tüfekle yapamadıklarını son teknoloji harikası olarak kabul gören aptal kutuları ile masa başından yapma gayreti içersinde oldular ve bunu büyük ölçüde başardılar.

Özel televizyonların asli görevleri yerine reyting savaşına girmeleri vatandaşların nezdinde kendilerine olan güven duygusunu sevgiyi ve sayıyı kaybettirmelerine neden oldu.15-20 yıl öncesine kadar bu şekilde ayağa düşmemiş olan ve son derece güven duyulan medya güvenilirliğini iyiden iyiye yitirmiştir. Atalarımız "yiğit düştüğü yerden kalkar "der.

Kendi yanlışı yüzünden güven duygusunu kaybederek düşen medyamız gerçekten yiğitçe düşmüş ise, düştüğü yerden kalkmasını bilir. Aksi halde kendi kazdığı ve içine düştüğü çukurda yok olur gider diyor, saygılar sunuyorum.

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank