- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Küresel Isınma ve Yeni Hayatlar

YENİ bir hayatı yeniden kurmak… Sonrasında kurduğunuz her yeni hayatın içinde yaşanmış her ayrıntıyı farklı bir boyutta ve farklı bir zamanda yeniden yaşamak…

Hergün koşuyoruz hem de tüm hızıyla… Yanından hızla

geçtiğimiz güzelliklerin, çirkinliklerin farkında olmadan… Öylesine çılgınca koşuyoruz ki, sanki yetişeceğimiz menzilde bizleri bekleyen büyük bir mutluluk var.
Menzildeki hedefe ulaştığımızda her şeyin bitmiş olacağını bilmiyor gibiyiz…
Yeniden bir hayatı kurmak ve yeniden bir koşturmanın içinde olmak.
Kendimizi tanrı yerine koymak. Her gün yeni şeyler yaratmak için koşturmak… Aslında yeni bir hayat kurmaya çalışırken, yeni şeyler yaratmaya çalışırken tanrısallaşıyoruz. Onun içindir ki ölümsüzlüğü, yaratmakta buluyoruz.
Tanrı evrende kendisinin dışında canlılar yaratmasaydı ve onların bir sonu olmasaydı tanrının bir anlamı olabilir miydi? Biz de her yarattığımız yeni şeyden sonra yeni bir şey yaratmaya çalışıyoruz. Böylelikle süreklilik içinde tanrısallaşmaya çalışıyoruz.
İster bunu bilinçli yapalım isterse bilinçsiz, ulaşmaya çalıştığımız menzilde aslında ölümün olduğunu biliyoruz. Yarattıklarımızla, yaratmaya çalıştıklarımızla ölümü yenmeye onu anlamsızlaştırmaya çalışıyoruz. Sonra ise bir gün menzile ulaştığımızda, farkında olmadan kendimizi tanrının yerine koymaya çalıştığımız tüm uğraşlar anlamsızlaşıyor.
Yaşarken avutuyoruz kendimizi, bıraktığımız eserlerle anılacağız diye. O büyük menzile ulaştıktan sonra, bırakılan eserler aslında başkaları tarafından geliştirilerek ya da yok edilerek menzile varışların öyküleri yeryüzünde devam ediyor.

Doğaya uymaya çalışan insan çağı bitti, 

insana uyan doğa çağı başladıBugüne kadar yeryüzünden 40 bin kuşak geçmiş. En sonuncusu da bizleriz. Daha önce de yazmıştım Açık Radyo’dan Ömer Madra, küresel ısınma ile ilgili yaptığı son açıklamalar ve yaptığı çevirilerle gündeme gelmişti. Madra’nın yeryüzünün böyle giderse 20 yıllık bir ömrünün kaldığını iddia ettiğini yazmıştım.

İnternette bu konuyla ilgili Ömer Madra ile yapılmış söyleşilere ve kendisinin yazılarına ulaştım; küresel ısınma yeryüzünde yaşamı tehdit ediyor.
Raporlar diyor ki; acil önlem alınmadığı takdirde, küresel ısınma dünyaya iki dünya savaşı ve 1930′ların ekonomik bunalımından çok daha ağır hasar verecek, yeryüzünün önemli bir bölümü yaşanmaz hale gelecek… “Önlem almak için sor fırsat” ya da “yapacak bir şey kalmadı” diyen bilim adamlarının olduğunu söyleyen Madra, küresel ısınmayı ilk modelleyen James Hansen geçen sene “acil tedbirler alınmaya başlanmazsa en fazla 10 senemiz var” dediğini ve Hansen’in yine en son 1 Ocak’ta bir tarih vermeden benzer bir açıklama yaptığını, “ısının yükselmesine hemen engel olamazsak 10 yıl sonra 2 derecelik bir artış kontrol edilemez bir nokta demektir ki, bu da bilmediğimiz bir gezegene dönüştürür dünyayı” diyerek insanları uyarmaya devam etmiş.
Madra, Paul Crutzen’in “Doğaya uymaya çalışan insan çağı bitti, insana uyan doğa çağı başladı” dediğini ve bu çağda ne yaşanacağını bilmediğimiz için, “ne olacağını da söyleyemeyiz” diye yazıyor ve her yerde söylüyor.

Madra kendisi ile yapılmış söyleşilerde, insanlığın iki büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğunu bunların nükleer savaş ve küresel ısınma olduğunun altını çizerek şunları belirtiyor:“Yakın tarihin en büyük istilasını yaşıyor insanlık Irak’ta. Dünya jeopolitik bir hakimiyet sorunu yaşıyor. Amerika’nın amacı, petrolü almak değil de, Avrupa ya da Asya’nın kontrolüne bırakmayıp vanaları elinde tutabilme çabası… Türkiye’nin de aralarında bulunduğu pek çok ülke Amerika’nın bu politikasına karşı çıktı. Her yerde tarihin gördüğü en büyük savaş karşıtı gösteriler oldu. Buna rağmen Amerikan hükümeti bu trajediyi yaptı. Bundan dolayı kimse bizi sorumlu tutamaz ama küresel ısınmada bu kadar masum değiliz çünkü, evde, alışverişte, seyahatte fosil yakıt kullanıyoruz. James Lovelock; ‘yeryüzünde 5 yüz milyon kadar insan kalacak, onlar da kuzey kutbundaki vahalarda yaşayacak’ diyor.”

Son söz: Kendisini tanrının yerine koymaya çalışan ve bu yüzden ekolojik dengeyi bozan insan soyunun sonuna doğru geliyoruz.  Ya bu sona son kerteyi koyacağız ya da bilim adamlarının dediği gibi kendimize benzettiğimiz doğa son kerteyi koyacak. Sonuçta her ikisi de, insan için bir son olacak. Ya biz değişeceğiz, ya da yeniden bir hayat kurmak üzere yıldızlara akın edeceğiz…
Ocak 2008