- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Köy Göçerse Şehir Çöker

Şehrimizin nüfusunun üçte biri köylerde, üçte biri şehirlerimizin varoşlarında ve üçte biri ise şehirlerde yaşıyor. Yani nüfusumuzun üçte ikisi ya köyde yaşıyor ya da köyden gelmiş varoşlarda yaşıyor ama hala direkt köyden besleniyor.

*

Bir ailenin köyde kalmayı ve köyde üretmeyi tercih etmesinin onurlu bir davranış olduğuna inanıyorum. Çünkü çiftçi olmak; üretmek, çalışmak, terlemek, üzerine güneşi doğurmamak, toprağı işlemek ve değer katmak, sağlıklı yaşamak, temiz su temiz hava ve temiz çevreyi sürdürmek demek.

“Köy hayat demek” bu doğru ancak aile fertlerini köyde tutmak ve geçinmek hiçte kolay değil.

*

Karadeniz’de ortalama hane başı arazi büyüklüğü 13 dönüm ve bu üst üste 1,5 ton fındık demek, 1,5 ton fındık ortalama 10 bin TL gelir demek, hangimiz bu gelirle yıl boyu köyde kalmayı, çocuk okutmayı, sosyal hayatımızı da rahatça yaşamayı becerebiliriz ki.

*

Şehrimizin yöneticilerine derdimi bir türlü anlatamıyorum, onlar dinleme ve anlama modundan uzaklar maalesef. Onlar için açılışlar, kapanışlar, yemekler, basında boy boy resimler, kocaman ünvanla hitap eden bir sürü insanlar, önünde el pençe durulmalar vb. hayat adeta bunlar demek.

*

Köyde yaşayan çiftçilerimiz hiç olmazsa bir memurumuzun aylık geliri kadar aile geliri olması lazım, bu da yıllık ortalama 30 bin TL demek, “o halde yöneticiyim diyebilmem için ilk hedef köyde yaşayan vatandaşlarımın gelirini 30 bin TL ye çıkarmam lazım” diye bakan bir yönetici gösterebilir misiniz?

Bu mümkün mü dersiniz? Elbette mümkün, kesinlikle mümkün, yol haritaları elimde var, yazıyorum, konuşuyorum, anlatıyorum, ama maalesef sesimi şehrimizin yöneticilerine duyuramıyorum. Ben duyuramıyorsam halkımızın halini siz düşünün.

*

Eyy yöneticiler, işsizliği çözmeden, köylümüzü köyünde insanca geçinebilecek bir gelir düzeyine getirmeden hiçbir şey yapmış olmazsınız, olamayacaksınız da. Peki kısa vadede neler yapabiliriz?

Suyu ücretsiz verebiliriz,

Emlak vergisi almayabiliriz,

Mazottan vergi almayabiliriz,

Ürünlerini sübvanse edebiliriz,

Ana yol güzergahında olan yollarımızın kenarına otantik köy pazarı yaparak ürünlerini pazarlamalarını sağlayabiliriz (Kabadüz Turnalık Arasında var, bunun kurumsallaştırılması gerekiyor)

Her ürettiğine alım garantisi verebilir ve ürünleri pazarla buluşturacak bir organizasyon yapabiliriz: KÖYÜN EN BÜYÜK SORUNU BUUUUUUU

Yolların ana arterlerin tamamını acilen betonlayarak (bir kısmını sıcak asfaltlayarak) ve mahalle içi yolları sağlıklı stabilize yaparak yol sorununu çözebiliriz,

Köprü, menfez, duvar vb. diğer ihtiyaçlarını planlayarak sorun olmaktan çıkarabiliriz,

İçme suyunun yeterli ve nitelikli hale getirerek sağlıklı su içmelerini sağlayabiliriz,

Hane başı gelirini insani seviyeye yükseltebiliriz, (konu ile ilgili yazılarım: yumurta ekonomisi, fındıkta dönüşüm, fındığın katma değerle buluşturulması, çikolata OSB, çiçek ekonomisi, arı ekonomisi)

Sosyal donatı alanları oluşturabilir, çocuk oyun bahçeleri, amatör spor sahaları, eski okulları köy müze ve kültür merkezleri yaparak daha yaşanılabilir hale getirebiliriz.

*

Konuyu yumurta hesabıyla kapatalım: malum, serbest yumurta tavukçuluğu fındık bahçelerinde çok ideal, sorun yumurtayı pazarlamakta, diyelim yumurtayı pazarlamayı sorun olmaktan çıkardık. Bu ne demek?

13 dönüm fındıklık en az ortalama 1300 tavuk yetiştirmek günlük bin yumurta üretmek demek. Köy yumurtasının çiftçiye maliyeti üzerine garanti 10 kuruş karla alacak ve organizasyon maliyetini ekleyerek satacak bir organizasyon yapsak. Bu şu demek: ortalama yumurtanın çiftçiye maliyeti 25 kuruş, 35 kuruştan alsak, 40 kuruştan satsak ve bunu da diyelim pazarlasak.,

Bu hesap: ortalama 13 dönüm fındık bahçesi olan bir çiftçimizin, günlük 100 aylık 3 bin yıllık ise 36 bin TL ek gelir elde etmesi demek.

Şimdi siz okurken eminim şunu söylüyorsunuz: tamamda bu kadar yumurtayı nereye pazarlayacağız? (formülü bende var)

Sakın ola köylümüzün ürettiği yumurtasını pazarlamaktan aciz olduğumuzu kimse duymasın!

Bu hesapları çilek, Akkuş şeker fasulyesi ve patates için yaptığımızda yayla kuşağımızın, et ve yumurta tavuğu için yaptığımızda ise orta ve alt yükseltideki köylülerimizin gelir sorunu kalmayacak.

ŞEHİRDE YAŞAYANLARIMIZIN VE YÖNETİCİLERİMİZİN BU TEMİZ ÜRETİMLERE İHTİYAÇLARI VAR VE BUNU SAĞLAYAN ÇİFTÇİLERİMİZE ÖDÜL VERMEMİZ LAZIM.

UNUTMAYALIM: KÖY GÖÇERSE, TEMİZ ÜRETİMLER DURURSA, ŞEHİRLİLER SAĞLIKLI DEĞİL TAMAMEN FABRİKASYON ÜRETİMLERLE BESLENİRSE, SAĞLIĞIMIZ BOZULUR VE ŞEHİR ÇÖKER…