- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Korna Çalmanın Dayanılmaz Arzusu

Şoförlerin korna çalma ihtiyacını hep merak etmişimdir. Sahi korna niçin çalınır? Belki hata yapması muhtemel yaya ve diğer taşıt sürücülerini ikaz içindir. Tabii düğünde bayramda yeri göğü inleterek

çıkarılan sesler hariç. Veya savaş naraları atarcasına dikkatleri kendi üzerlerine çekme ihtiyacı da hariç. Demek bir taşıtta kornanın olması donanım bakımdan lüzumlu.

İlmi bir inceleme değil ama özel günler haricinde en çok korna kımızı ışıkta duran ve arka sıralarda -ikinci sırada da olabilir- olan sürücüler tarafından daha çok kullanılması. Bir de yolun bir şekilde trafiğe kapanması sonucu. Bu üç şeyin dışında çok az kullanılan bir alet olarak taşıtın üzerinde bulunmaktadır.

Gelelim mevzunun aslına. Öncelikle en çok ışıklarda çalınması tuhaf bir durum. Zaten ayrı renkleri olan ışıkların trafik kurallarına göre bir anlamı var. Bunu da bütün sürücüler bilmesi gerekiyor. Yoksa bütün kavşaklarda izdiham olur. Ayrıca sürücülerin renkleri de tanıması lazım. Bu bilgi okulda öğrenilmiştir. O zaman neden korna çalma ihtiyacı duyulur?

Şöyle bir baktığımda en çok sarı ışıkta korna çalınıyor. Hatta iş o hale geldi ki okullarda işlenen “İlk Yardım ve Trafik Bilgisi” derslerinde ışıkların ne anlama geldikleri sorulunca; ‘Kırmızı dur, sarı korna çalarak geç, yeşilde de durma devam et’ cevabını verenler oluyor. Sarı ışık adına üzüldüğümü belirtmem lazım. Nasıl oldu da ‘Hazırlan, hazır ol’ manasından ‘Korna çal’ mânâsına geldi.

Üstelik bu durumda korna çalınınca öndeki sürücü etrafına bakıyor. Yeşil ışığı bile fark etmeden ‘ Bir şey mi var’ diye bakınırken biraz zaman geçiyor. Olması gerekenden fazla duruluyor. Hem akaryakıt harcanıp hem de bir sonraki kırmızı ışığa yakalanıyor. Maalesef çok kimse bu huydan vazgeçmiyor. Yani beklese ve ışıkları takip etse daha kârlı çıkacak. Üstelik önde olan şoförün dikkatini dağıtmaktan ve vakit kaybetmekten başka işe yaramıyor. Kısaca hiç işe yaramıyor.

Peki, yol kapanınca çalınan kornalara ne demeli. Tek şeritli ve bir taştın geçtiği yolda duran bir taşıta arkadakiler koro halinde değişik melodilere sahip kornalarıyla cümle âlemi yerinden hoplatarak en öndeki kişiyi ikaz ederken, en önde olanın bu sesleri duymamasına ne demeli? Duyarsa olmaz! Çünkü şoförün işi var(!) Belki de şoför yoldan geçen biriyle ayaküstü/ taşıtüstü(!) muhabbet etmektedir. Arkadaki sürücülerin yeri göğü inletmesi can sıkısından mı yoksa başkalarının canını sıkmasını istemesidir bilinmez. Adet olduğu üzere kornalarına asılırken boş durmaktansa bu şekilde vakit geçirmeyi tercih etmektedirler.

Peki, bu seslere yayalar ve muhittekiler ne diyor? Orasını bilemem. O kadar insan ne der,ne düşünür. Kalbinden geçeni buradan beri kim bilecek. Her gün aynı şeyler olduğuna göre bir problem yok demek ki.

Bazı şeyler önce ihtiyaçtan olmuş olabilir ama sonra adet haline geliyor. Zaten bir kul çıkıp “Yahu neden korna çalıyorsun” diye sormaz, soramaz. İsterseniz bir sorun bakalım. Işığın hangi renginin yandığına bakılmaz; gözaltındaki renk mor olarak görünebilir herkese. Tabi şansın varsa… Bazen uzuvlardan kırmızı sıvılarında aktığı vakidir. Siz siz olun kimseye soru sormayın. Ne demiş atalarımız: “Yolcu yolunda gerek.”

Biz yolumuzda yürüyelim bari… Kimin ne yaptığından bize ne…

“Yolcu yolunda gerek”miş…