content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

14 Ara

Konut Hakkı

Kentsel Dönüşüm sürecinin hukuksal alt yapısını oluşturan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, dönüşüm sürecinde Değer Esaslı Uygulama Yöntemini benimsemiştir.

Değer Esaslı Uygulama Yönetimi, eski yapının değeri ile yeni yapının değeri arasındaki farkın hak sahibinden alınmasını içerir.

Bu yöntemi savunanların, bu uygulamanın doğal ve hakkaniyet kurallarına uygun olduğunu sık sık ifade ettiklerini duymaktayım. Gelecekte bu anlatımı sık sık okuyucularım da duyacaklardır.

Bu uygulamayı savunanlar bu uygulamanın doğal olduğunu şöyle izah etmektedirler, bir kişi arabası eskidiği zaman bunu değiştirmek istediğinde aradaki fark öder, yine buzdolabı, televizyonu eskidiği zaman aradaki farkı öder yenisini alır.

Dolayısıyla “konutu eskiyen ve yıkılması gereken vatandaşta yenisini yapar veya yeni ile eski arasındaki farkı ödeyerek yeni bir yapının sahibi olur bu doğal ve adil bir uygulamadır” diyorlar.

Ancak bu kişiler, bir televizyon hakkı, bir buzdolabı hakkının olmadığını, insanların bunlar olmadan da yaşamını sürdürebileceklerini,

Buna karşın, insanların barınma hakkı olduğunu bunun da beraberinde konut hakkını getirdiği, kişilere konutun yoksa git sokakta yaşa denilemiyeceğini, insanların konutu olmadan sokakta yaşayarak yaşamını sürdüremeyeceğini,

Gerçeğini “es” geçtikleri görülmektedir.

Konut Hakkı

Uluslararası belgelerce güvence altına alınmıştır. Konut hakkı, uluslar arası insan hakları sözleşmeleriyle de güvence altına alınmış ve bu belgelerde konut hakkının gerçekleştirilmesi yönünde devletlere somut görevler yüklenmiştir.

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi m. 25, Avrupa Sosyal Şartı m. 16, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı 34. maddesinde güvence altına alınmıştır.

1966 tarihli Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesinin 11/1.maddesinde; “… herkese kendisi ve ailesi için beslenme, giyim, ve konut dahil, yeterli bir yaşam düzeyi ve yaşama koşullarını sürekli olarak geliştirme hakkı vardır.”şeklinde tekrarlanmıştır.

Avrupa Sosyal Şartı’nın 31. maddesinde;“Devletler barınaktan yoksun kalma durumunu da tedricen ortadan kaldırmaya yönelik önlemler almalıdırlar. Devlet halkın kabul edilir düzeyde kentlerden yararlanabilmesini sağlamakla ve maddi olanağı dar olanlar için konut giderlerini ulaşılabilir bir düzeyde tutmakla yükümlüdür.”denilmektir.

Dolayısıyla, devletlere; konut hakkı ve konut çevresini koruma altına alma ve yaşayan herkesin konut ihtiyacının karşılama yükümü getirilmiştir.

Uluslararası belge ve sözleşmelerde konut hakkına yer verilmesinin temel nedeni, barınma ihtiyacını karşılayamayacak durumda olmanın temel bir insan hakkı ihlali olarak görülmesidir

Öte yandan, 1982 Anayasası’nın 17. maddesi, 56 ve 57. maddeleri; bireylerin sağlıklı bir çevrede yaşama ve barınma haklarını koruma altına alınmıştır. Anayasamızın 17. maddesinde "Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir.

Konut hakkı herkese tanınmış temel bir hak olmakla birlikte özellikle yoksul kesimler açısından daha da büyük öneme sahiptir.

Son söz, Kentsel Dönüşüm süreci dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı bölgelerde mutlaka KONUT HAKKI çerçevesinde ve SOSYAL DEVLETİN bakış açısı ile yürütülmeli ve sonlandırılmalıdır. Bunun için de değer esaslı uygulama yöntemi yerine kamusal esaslı uygulama yöntemi uygulanmalı, dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın riskli konutları yıkılmalı ve yerine yenisi yapılarak vatandaşa teslim edilmelidir.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank