content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

09 Oca

Konuşmalar …Öylesine…

Aşk sevgilimdir, huzursuzluğun, dalgalanmanın öteki adıdır. En büyük zihin meşguliyeti. İçinin derinlerinde tanımsız bir sıcaklık, öylesine düzensiz dolaşır ki film sürekli oynar beyninde..Çok yakın olmaya çalışıyorum. İçtenliğin ve rahatlığın zirvesindeyken yalnız kalmak isteği.. Yazarlık gibi. Yazmak hep yalnız olmayı hissettiriyor. Sevgili sarıp sarmalamak ister. Yazar yazısının sarmalamasına sığınır. Başka sarılmalara uzun süre katlanamaz..

Sevginin ve acının en anlamlı bileşkesiydi gözlerinde okunan.

Mavi bir haziran gecesiydi. Buluştular. Vadinin yeşili gecenin yarı aydınlık karanlığında pek belli olmuyordu. İlk buluşma değildi bu. Öncekilerde kentin yakınındaki göle gitmişler, akşamın ince kızıllığının bir tablo gibi yansıdığı göle tepeden bakmışlar, sonra birbirlerine bakarak uzun süre suskun kalmışlardı.

Erkek kadının saman sarısı saçlarını hafif dokunuşlarla okşarken kadın da Yahya Kemal’in “sana bir tepeden baktım aziz İstanbul” mısralarını söylüyordu..

Erkeğin içindeki yangın artıyordu. Artık bu kent, gözleri bal renkli kadının yüzünü taşıyordu.

“ Ne kadar da güzelmiş meğer bu vadi” dedi erkek, kokusu içine yayılan iğde ağaçlarını göstererek..

Kadın gülümseyerek;

“Her şey bizimle daha da güzel” dedi..

Erkek gökyüzünün sonsuz maviliğinde gezdirerek gözlerini;

“Bu kentin de gerçek yüzünü geceleri gösterdiğine inanıyorum, bakmayın siz gündüzün parlak aydınlığına, parlak ışıklar her zaman yalın gerçekleri biraz örter” dedi.

Kadın;

“ Geceler üretkendir” dedi yine gülümseyerek..

Erkek;

“ Hangi sürprizli sabahlara uyanacağımızı da bilemeyiz” dedi konuyu değiştirerek..

Birkaç gün sonra kadının yaş günüydü. Erkek, keman virtüözü CD ‘ sini armağan edecekti. Ama şimdi vermeyi düşündü:

“ Yeni yaşın kutlu olsun. Bu da ödülün”

Kadın erkeğin boynuna sarılarak sıkıca kucakladı. Teşekkür etti. “ Değmezdi” dedi.

Erkek;
“ Benimki küçük bir ödül. Oysa bu kent bana en büyük ödülü verdi” diyerek yanağını okşadı kadının.

Tam o anda suskunlaştı erkek. Yalnız kalmak geçti içinden. Sevgiliden, insanlardan, doğadan, ağaçlardan, kuşlardan, her şeyden, yaşamdan bir süreliğine uzak kalmak..

Yalnızlığın sırlı girdaplarında dolanarak, düşünmek istiyordu yeniden..

Yazmanın yalnızlık istediğini eskiden beri biliyordu. Yazmak, yazmak ve yazının esrarengiz sıcaklığı tarafından sarmalanmak.

Hiç kimsenin bir yazara yazısı kadar sıcak ve içten sarılamayacağını da iyi bilenlerdendi.

Kadın itiraz etti.

“ Sevgili sıcaklığı daha üstündür” dedi.

Erkek onayladı, gözlerindeki pırıltıya eşlik eden sıcak gülümseyişiyle.

Yazmak ve sevmek..

Güzellik okyanusunda buluşan iki gür ırmak..

Biri nazlı bir ipek gibi güzelliğe akan beyaz kuğu..

Diğeri içinde sonsuzcasına yüzerek incelediğin, kurguladığın doğa denizi..

Her ikisi de yaşamın hüzünlü ama canlı türküsü…

Her ikisi de yaşamın en keyifli öyküsü…

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank