content

16 Şub

Kolesterol Kapanına Yakalanmayın

Philippe Even’ in 21 Şubat’ta Fransa’da piyasaya çıkacak kitabı daha şimdiden “Kolesterol büyük yalan” başlığı ile hem bizde hem tüm dünya medyasında haber oldu (1).Fransız profesörün anlattıkları yeni şeyler değil.

Kolesterol, topluma ve maalesef aynı zamanda doktorlara tüm dünyada türlü pazarlama taktikleriyle kalp krizi ve inme gibi ölümcül hastalıkların tek sebebiymiş gibi tanıtıldı.

Daha fazla ilaç daha fazla margarin satmak için tüm dünyada müthiş bir ‘kolesterol fobisi’ oluşturuldu.

İnsanlar sistemli bir şekilde ‘kolesterol manyağı’ yapıldı.

Ben ve birkaç arkadaşım senelerdir kalp ve damar hastalıklarının asıl sebebi olan damar sertliğinin “kronik bir mikropsuz iltihap” (enflamasyon) olduğunu, “kolesterol yüksekliğinin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olmadığını”  anlatmaya çalışıyoruz. 

İşte, kolesterolle ilgili bilimsel gerçekler (2):

Kolesterol damarı tıkamaz

Ateroskleroz yani damar sertliği, kolesterolün basitçe damar cidarında birikmesiyle oluşan bir depo hastalığı değil “düşük yoğunluklu bir enflamasyon” dur.

Aterosklerozun ağırlığıyla kan kolesterol düzeyi arasında da kalp krizi geçirme riski arasında bir ilişki yoktur.

Kolesterolleri normal hatta düşük olan kişilerde ileri derecede ateroskleroz gelişebileceği gibi kalp krizi geçirenlerin yarısında kolesterol yüksek yarısında ise normaldir.

Zaten kalp krizlerinde, felçlerde ve bunlara bağlı olarak gerçekleşen ölümlerde damarı tıkayan kolesterol değil, kan pıhtısıdır.

Damar sertliğinin sebebi nedir?

Ateroskleroz damar cidarında damarı koruyan faktörlerin yetersiz kalması sonucu bir ‘hasar’ oluşmasıyla başlar.

Damar iç yüzeyindeki hasarı ortaya çıkaran etkenlerin başlıcaları diyabet, obezite, yüksek tansiyon, beslenme hataları, hareketsizlik, sigara ve alkol, strestir; ensülin direnci ve serbest oksijen radikallerinin çok önemli rolü vardır.

Cidardaki hasarı takiben iltihap hücreleri damara yapışır ve birikmeye başlar; bunlardan salgılanan maddelerle zamanla damar cidarında ‘mikropsuz iltihap’ olarak da bilinen ‘enflamasyon’ meydana gelir.

Bu enflamasyonun elemanları arasında kolesterol dışında iltihap hücreleri, kalsiyum, kolajen, fosfolipitler, hücre artıkları, yeni damar oluşumu, kanama, düz kas hücreleri vardır.

Bu iltihabın amacı damarda oluşan hasarın damarın delinmesini önlemek için bu kısmın kalınlaşmasıdır; bu oluşuma aterom plağı diyoruz.

Kalp krizi geçirenlerin yarısının kolesterolleri normal

Kalp krizi geçirenlerin yarısının kolesterolleri yüksek, diğer yarısının ise normal ve hatta normalin de altında olabilir.

Buna göre kanlarında kolesterolleri yüksek olanların da düşük olanların da kalp krizi geçirme ihtimalleri farklı değildir.

Böyle bir durumda da kolesterol yüksekliğini kalp krizleri için bir risk faktörü olarak göstermenin bir mantığı yoktur.

Kanda kötü kolesterolün (LDL-kolesterol) yüksek ve iyi kolesterolün (HDL-kolesterol) düşük olması, kalp damar hastalıkları ve bunlara bağlı sorunların daha fazla olacağını göstermez.

Kolesterolsüz yağlar işe yaramadı

Hatırlarsanız, damar sertliğini önleyeceği iddiasıyla insanlara senelerce kolesterol ihtiva etmeyen margarin ve sıcakta preslenmiş bitkisel yağlar yedirildi.

Yumurta, kırmızı et, yağlı süt ürünleri yasaklandı ama nihayet bunların hiçbir işe yaramadığını kavrayan kolesterol lobisi ‘yumurtadan özür diliyoruz’ demek zorunda kaldı.

Bugün kalp damar hastalıklarındaki artışta sağlıklı yağlar diye dayatılan trans yağlar ile şekerin çok büyük etkisi olduğunu kimse inkâr edemiyor.

Damar sertliği nasıl tedavi edilmelidir?

Damar sertliğinin oluşumunun ve kalp krizi, felç, ölüm gibi olaylara sebep olmasının önlenmesi için esas yapılması gereken şey damar cidarındaki enflamasyonu baskılamaktır.

Bugün için elimizde bu enflamasyonu önemli bir yan etkiye yol açmadan baskılayabilecek etkili bir ilaç mevcut değildir.

Kalp-damar hastalıkları ve komplikasyonlarının önlenmesi için asıl yapılması gereken kolesterol düşürücü ilaç kullanmak değil kolesterolün yükselmesine sebep olan risk faktörlerini ortadan kaldırmaktır.

Bunlar varsa diyabet ve hipertansiyon tedavisi, fazla kiloların verilmesi, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sigara ve alkolün terk edilmesi ve stresten uzak kalmaktır.

Gelelim neticeye

Bir özet yapalım:

BİR: Kalp-damar hastalıklarının sebebi olan ateroskleroz yani damar sertliği kronik enflamatuar bir hastalıktır.

İKİ: Aterosklerozda damar cidarındaki aterom plağında kolesterolden başka lenfosit, monosit ve makrofajlar, fosfolipitler, kalsiyum, kolajen, kanama odakları, yeni damar oluşumu, düz kas hücreleri, bağ dokusu elemanları, hücre artıkları gibibirçok madde var.

ÜÇ: Ateroskleroz kanda kolesterol yüksekliğinden değil, diyabet, obezite, hipertansiyon, hatalı beslenme, hareketsizlik, sigara-alkol, stres gibi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkar.

DÖRT: Kolesterol yüksekliği tek başına bir hastalık değildir; bu bir laboratuar bulgusudur.

BEŞ: Aterosklerozun ağırlığıyla kan kolesterol düzeyi arasında da kalp krizi geçirme riski arasında bir ilişki yoktur.

ALTI: Kolesterol damarı tıkamaz, damarı tıkayan kan pıhtısıdır.

YEDİ: Kanlarında kolesterolleri yüksek olanların da düşük olanların da kalp krizi geçirme ihtimalleri farklı değildir.

SEKİZ: Kalp-damar hastalıkları ve komplikasyonlarının önlenmesi için kolesterol düşürücü ilaç kullanmak değil kolesterolün yükselmesine sebep olan risk faktörlerini ortadan kaldırmak gerekir.

KAYNAKLAR

1. http://wap.ntvmsnbc.com/Haber/Goster/25422051

2. http://www.ahmetrasimkucukusta.com/kategoriler/yazilar/tip-yazilari/kolesterol

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank