- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Kısa kısa – Ben de Harranlıyam

Uzun bir düşünüş sürecinden sonra sendika üyeliğinden ayrıldım. Zaten ayrı gibi bir şeydim. Birkaç sebep yüzünden bekliyordum. Sarı-Kırmızı yani Galatasaraylı sendikalı olmak her zaman

başımızı ağrıttı. Bu sorun değildi. Kendimi bildim bileli hep dışlandıktı zaten.

Aslında sol kültür sanıldığının aksine gizli gizli ilerledi. Eylem,yürüyüş,grev, lokavt, karşıyık, alayına karşıyık vb. mücadele araçlarını dikkatli bakılırsa herkes kullanmaya başladı. Lavuk kefencilere bile bulaştı.

Ben bir istikamet göremedim. İstikametsiz olunca bir şey, siz de istikametsizliğin içinde kaybolmanın ötesinde bir tanımla: istikametsizliğin ta kendisi olabiliyorsunuz.

Bir de nadasa bırakmak deyimini kullandık. Kendiğinden geldi ağzıma. BU deyim artık sendikadan ayrılışlarda çeşitli sendika üyeleri tarafından kullanılır. Biraz nadasa bırakayım kafayı. Demek ki kafa denen şeyin toprakla ortak özelliklerini bulmuş olmalıyım. Kafaya ekmek. Kafayı işlemek. Çit çevirince bir çeşit ilkel de mi oluyorum nedir? Ki olabilir bu.

Uzatmadan; harranlı oluşumu kayda aldım :

https://www.youtube.com/watch?v=BVyQQPrWNe0 [1]

***

Halk Eğitim Merkezinin kapısına bir dişi köpek ve iki yavrusu geldi sığındı. Yine tanımlamakta zorluk çektim. Golden, Japon kurdu, terier vs karışımı bir şeye benziyorlardı. Bu golden benzeri köpekler mi katı köpek yemi yemiyor nedir, daha önce de benzer şeyler olduydu. Daha bir sokak köpeğimsi gibi duran köpekler katır kutur her şeyi yerlerken bu orijinal türler yemiyorlar her şeyi. Asaletli hayvanlar.

***

Sırf, ev almanın nasıl bir duygu olduğunu anlamak için yakın bir zamanda ev almayı düşünüyorum. Alır almaz satılığa çıkaracağım. Çünkü, dediğim gibi maksadım bir alıp bakmak. Hım, demek sonra. Belki biraz otururum sonra. Sonra, salla gitsin. Yıllarca aptallık olarak baktım ev almaya. Aslında kirada durmak da aptallık fakat neylersiniz ki benim oturmam lazım düşünebilmem için.

Aslında ben köpek de beslerim de kiracı olduğum için yaklaşamıyorum bu düşünceye. Tabii ki tercihim öküz gibi bir kangal köpeği almak olur. Bir apartmana köpek sokmak komşular için pek iyi olmaz. Zaten bir kangalı bir apartmanda yaşatamazsınız. Hani yaşar da öylesine yaşar. Onu evde yaşatacak olsam iki ay içinde o da sigara içmeye başlar. Öteki koltukta oturur. Benimle beraber dura dura evrim bile geçirir. Şahsen ben kimsenin bana benzemesini istemem.

Karı kocaların birbirlerine benzedikleri doğrdur. Yıllar geçtikçe çoğu için böyle olur. Yüzleri bile birbirine benziyor. Hadi olmadı yüzleri benzemese bile hareketleri birbirlerine benzer. Bu bir cinayet aslında. Bir kişiliği öldürmek... karşılıklı öldürüş-üm. Bir evlilik olayında sanırım eşlerin birbirilerini yok etmeyi istememeleri büyük cesaret ister. Seni sevmek diye bir şey yok; senin bakışını seviyorum;dolanmasını bir sahilden, sonra rüzgarı gözünde canlandırmak isteyişini, martıların uçarken sağa sola başlarını çevirmelerini görmeni görmek istiyorum... gibi şeyler büyük cesaret ister.

Eşler, hep birbirlerine baktıkları için gidecek yerleri yoktur kendilerinden başka.

Dalmayalım bu konulara. Çünkü bu sefer de kimse göremez olur bizi.