- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Katkı Maddeleri İle Zehirlenmek İstemiyoruz

Gıda endüstrisinin, süte ve sütten yapılan ürünlere suni bir tatlandırıcı olan aspartam konulmasını ama bunun hiçbir şekilde o ürünün etiketinde belirtilmemesi arzusunu FDA’ ya ilettiğini yazmıştım.

Hatta bununla da yetinmeyip aspartamla tatlandırılmış ürünlerin üzerinde ‘düşük kalorili süt’ veya ‘diyet süt’ gibi ibareler untitledyerine sadece ‘süt’ yazılmasını da istiyorlar (1).

Avrupa Birliğinde E591 kod adıyla bilinen aspartam, tüm dünyada 6 binden fazla yiyecek ve içecekte, bazı ilaç ve besin desteklerinde de bulunan bir tatlandırıcı ve 90’ dan fazla ülkede de kullanılıyor ama tüm bunlar aspartamın güvenilir bir katkı maddesi olduğunu göstermiyor.

Aspartamın yediğimiz içtiğimiz yiyecekleri ‘tatlı’ olarak algılamamız dışında vücudumuza hiçbir faydası olmadığı gibi sayısız araştırma insan sağlığı üzerine ciddi olumsuzlukları olabileceğini de gösteriyor.

Aspartam ‘kanserojen’ bir katkı maddesidir

Farelerde yapılan araştırmada aspartamın lösemi ve lenfomaya sebep olduğu gösterildi (2).

77 bin kadın ve 48 bin erkeğin 22 sene takip edildiği bir araştırmada da aspartam bulunan diyet gazoz içen erkeklerde lösemi, lenfoma ve multipl miyelom türü kanser riskinin ileri derecede arttığı tespit edildi (3).

Aspartamın hücre kültürü çalışmalarında VEGF ve damar oluşumunu artırdığı gösterildi ki bu, kanserin hızla büyümesi demektir (4).  Bugün birçok ilaç firması kanser tedavisinde VEGF ve damar oluşumunu önleyen ilaçlar üzerinde çalışıyor.

Farelerde yapılan deneylerde, insanlar tarafından alınandan daha düşük miktarda aspartamın bile kanser riskini artırdığı, aspartam tüketimi ile ilgili acil düzenlemeler yapılması gerektiği bildirildi (5, 6).

Aspartam obezite ve diyabet riskini artırır

Aspartam kalorisi olmayan bir madde olduğu için zayıflamak isteyenlere ve diyabetlilere tavsiye edilir ama bilimsel araştırmalar aspartamın tam aksine obezite ve diyabete yol açtığını ortaya koyuyor.

Aldıkları toplam kalori miktarları eşit olan farelerde yapılan araştırmada aspartamın sofra şekerine göre daha fazla kilo alımına yol açtığı belirlendi (7).

Suni tatlandırıcılar vücudun kalori alım tahmin kabiliyetini bozarak şeker ve şekerli ürünler yeme arzusunu büsbütün artırır (8).

80 bin kadın üzerinde yapılan bir çalışmada suni tatlandırıcıların daha fazla kilo alınmasına sebep olduğu ortaya çıktı (9).

Yale Üniversitesinin araştırmasında da suni tatlandırıcı bulunan yiyecek ve içeceklerin kilo azalmasını sağlamadığı gösterildi (10).

İçinde şeker olmadığı için obezite ve diyabete karşı tavsiye edilen ve halk arasında “light” veya “diyet” gibi isimlerle bilinen içeceklerin diyabet riskini artırdıkları tespit edildi (11).

Aspartamın kan şekerini yükseltmesi ve ensülin direncine yol açmasının meme kanserinin prognozunu kötüleştirdiği gibi diğer kanserlerin de büyümelerini kolaylaştırdığı tespit edildi (12).

Aspartam beyni de etkiliyor

İki hafta süreyle her gün aspartam enjekte edilen farelerde, muhtemelen beyinde oksidatif tresin artması ve glikozun azalmasına bağlı olarak hafıza bozukluğu geliştiği belirlendi (13).

Farelerde yapılan deneylerde uzun süre aspartam verilen farelerin kanlarında metanol bulunduğu ve metanolun ve metabolitlerinin beyindeki oksidatif stres oluşumundan sorumlu olabilecekleri bildirildi (14, 15).

Kan yağarlı yüksek olan zebra balıkları aspartamla beslendiklerinde beyindeki enflamasyon beraber akut yüzme defektleri geliştiği tespit edildi (16).

Aspartam, iki tabi aminoasit olan aspartik asit ve fenilalanin’ in metil esteridir; kuvvetli asit veya alkali ortamlarda metanol meydana gelebilir.

Metanol kan-beyin bariyerini geçerek beyinde formaldehite dönüşür.

Formaldehit beyin hasarı yapan bir maddedir; hayvanlar bu maddeyi zararsız hale getirebilirler ama bu insanlarda mümkün değildir. Bundan dolayı da aspartam hayvanlarda zararsız bulunduğunda bunun insanlar için geçerli olması gerekmez.

Aspartam fenilketonürili hastalar için de tehlikeli

Fenilketonüri adıyla bilinen genetik hastalığı olanlar için de çok tehlikelidir.

Bu hastalar, fenilalanini tirozine çeviremedikleri için vücutlarında biriken fenilalanin ve türevleri beyin-omurilik sıvısına geçerek zekâ geriliğine, nörolojik belirtilere yol açarlar.

Gelelim neticeye

İnsanların yedikleri içtikleri besinlerin hangi işlemlerden geçtiklerini, hangi katkı maddelerinin eklendiğini bilmeleri en tabii haklarıdır.

Aspartamın güvenilir bir katkı maddesi olduğuna inanmıyorum.

Bunun ‘çok emniyetli olduğu ispat edilmiş olsa bile’ vücuduma hiçbir şekilde bir faydası olmayan bir katkı maddesinin ‘zerresini bile almak istemiyorum’.

Ey endüstri bilmem anlatabildim mi?

KAYNAK

1. https://www.federalregister.gov/articles/2013/02/20/2013-03835/flavored-milk-petition-to-amend-the-standard-of-identity-for-milk-and-17-additional-dairy-products [1]

2. http://www.ramazzini.it/ricerca/pdfUpload/Eur%20J%20Oncol%20Vol%2010%20107-116_2005.pdf [2]

3. http://ajcn.nutrition.org/content/early/2012/10/23/ajcn.111.030833.abstract [3]

4. http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0887233310002249 [4]

5. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17805418 [5]

6. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16507461 [6]

7. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23088901 [7]

8. http://www.nature.com/index.html?file=/ijo/journal/v28/n7/abs/0802660a.html [8]

9. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/3714671 [9]

10. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2892765/ [10]

11. http://ajcn.nutrition.org/content/early/2013/01/30/ajcn.112.050997 [11]

12. http://www.hindawi.com/journals/ijbc/2012/809291/ [12]

13. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23280025 [13]

14. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22922192 [14]

15. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22385158 [15]

16. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21855599 [16]