- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

kale mi? Fil mi?

1991 tarihinde SSCB’nin fiili olarak dağılmasının ardından SSCB’yi oluşturan devletler bağımsız birer devlet haline gelmişti. Aynı yılın aralık ayında ise Rusya federasyonu, Ukrayna ve Beyaz Rusya, bağımsız devletler topluluğunu oluşturmak için bir anlaşma yaptılar. Bu anlaşmayı daha sonra, Azerbaycan, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Özbekistan ve Tacikistan da imzalayıp birliğe dâhil oldular. Bu anlaşmayı, Baltık devletleri ve Gürcistan imzalamamıştı.Daha sonra Gürcistan'da katılmıştı.
2005 yılında Türkmenistan birlikten ayrıldı, 2009 yılında Gürcistan’ın ayrılması ardından 2014 yılında, Ukrayna’nın birlikten ayrılmasıyla şu an dokuz üye ülke bulunmaktadır.
Ukrayna’nın birliğe girişi de problemli olmuş, parlamento birlik anlaşmasını onaylamamıştı. Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesiyle de tüm ipler kopmuştu.
Ukrayna’da iktidarda bulunan hükümetin Avrupa birliği - Ukrayna ortaklık anlaşmasını imza etmemesi ülkede karışıklıklara yol açmış ve hükümetin istifası ile sonuçlanmıştı. Hükümetin düşmesi ardından ise bu defa da Rus etnik kökenlilerin ayaklanması başlamış bu ayaklanmalar da kısa süre sonra çatışmalara dönüşmüştü.
Ukrayna’nın Donetsk ve Lugansk özerk bölgeleri Ukrayna’dan ayrılıp halk cumhuriyeti kurduklarını ilan ettiler. Ancak bu devlet şimdiye kadar hukuki olarak tanınmamıştır.
Ukrayna hükümeti ilk başlarda ordu birliklerini işe pek karıştırmasa da daha sonraki dönemde taarruza geçerek isyancılara karşı güçlü ve etkili bir şekilde müdahale etmiştir. Rus güçlerinin isyan eden bölgelere destek vermesi ise durumu tamamen içinden çıkılamaz pozisyona sokmuştur.
Ukrayna – Rusya arasındaki kriz bir anlamda ABD –BDT arasındaki bir satranç oyununa dönmüşken bu defa da satranç tahtasının başka bir bölümünde hamleler yapılmaya başlanmıştı.
* * *
2010 yılında başlayan Arap baharı bir yandan komşumuz Suriye’yi de etkilemeye başlamıştı. Gerçi Arap baharı denilen, rejimleri yıkıp geçen fırtınanın ardında kim olduğunu herkes biliyordu. Bu fırtına tüm Ortadoğu rejimlerini etkiler durumdaydı, bir zamanların yeşil kuşak projesi ile benzeşen yanları fazlaydı.
2011 yılında Suriye’de bu olaylardan nasibini almaya başladı ve rejim muhalifleri örgütlü bir şekilde iktidarla savaşmaya başladı. Suriye’nin muhalifleri batılı güçlerden destek bulurken Eskiden beri Rus desteği alan iktidar, İran’la daha da yakınlaşarak elini güçlendirmek çabasındadır.
Suriye, Arap baharının yaşandığı ülkelerle aynı kaderi paylaşmaya mahkûm edilmişti fakat rejimi yıkmak bir türlü mümkün olamıyordu. Bunun için yeni bir aktöre ihtiyaç vardı ve bu aktör de yaratılmıştı. IŞİD denilen örgüt’ün ortaya çıkması hiç beklenmedik bir şeyi gündeme getirmişti. İktidara karşı mücadele eden ÖSO, hükümet güçlerinin yanında IŞİD’e karşı mücadele etmeye başlamıştı.
IŞİD kimdir? Bu örgüt, ABD’nin bir zamanlar Afganistan’da Sovyet işgaline karşı savaşmaları için oluşturulan ve sonradan kontrolden çıkan El-Kaide’nin değişik bir varyasyonudur. Dünyanın her ülkesinden militan olarak bir dolu maceraperest ruhlu katil örgüte katılmaktadır. Ve bu örgüt de daha önce El-kaide örneğinde olduğu gibi kontrolden çıkmıştır.
Ancak bu örgüte karşı Türkiye hükümeti pozisyonunu belirleyememiş. Bir anlamda uluslar arası arenada şapa oturmuştur. Bir yandan IŞİD’e lojistik destek sağlayan Türkiye hükümeti bir yandan da IŞİD petrollerinin dünya piyasalarına satışına aracılık etmektedir.
Bu gün Suriye’deki BAAS rejimini yıkmak için kurdurulan IŞİD örgütü artık mücadele edilmesi gereken bir örgüt durumuna gelmiştir. Bunun için Ukrayna krizinde karşı karşıya gelen ABD ve BDT bu durumda yan yana mücadele etmek zorunda kalmıştır.
Bu günlerde ABD uçaklarının Suriye’de IŞİD mevzilerini bombalaması, BDT’nin Suriye’ye Silah ve mühimmat desteğinden sonra Asker göndermek istemesinin okunabilen sonuçları şunlardır:
ABD ve batı dünyası artık ESED rejiminin olduğu bir çözüme yönelme gayreti içerisindedir.
Türkiye oluşan bu yeni konjonktürde yeni bir dış politika belirlemek zorundadır.
Dış politika şark kurnazlığını kaldırmayacak kadar ciddi bir iştir.