- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Kadına Yönelik Şiddet İle İlgili Bir Değerlendirme

Ülkemizde, neredeyse her gün kadınlar çok acımasız, insanlık dışı, insan onuruna yakışmayan şiddete maruz kalıyorlar. Siyasal, sosyal ve ekonomik düzendeki genel bir şiddet eğilimi kadınlara fazlasıyla yansımaktadır. Kadına yönelik şiddetin değişik türleri olmakla birlikte, öldürme, yaralama, dayak, küfür, taciz, tecavüz, psikolojik baskı en yaygın olanlarıdır.

Kadına yönelik şiddetle ilgili gözlem ve düşüncelerimiz:

Kadınlar aile içinde bile haklarını korumakta zorlanıyor. Güçlü olan haklı kabul ediliyor. Demokratik değerleri tam olarak içine sindirememiş, bireysel hak ve özgürlükleri benimseyememiş toplumsal kültürümüzde kadının şiddete maruz kalması kaçınılmaz oluyor. Kadına yönelik şiddetin azalması veya önlenmesi ancak uzun vadede, insanların demokratik değerleri, bireysel hak ve özgürlükleri benimsemeleri ile mümkün olabilir.

Ataerkil kültür, toplumumuzda kadın üzerindeki erkek hegemonyasının en önemli nedenlerinde birisi olarak görülmektedir. Kadınlar ancak Cumhuriyetle birlikte erkeklere özgü hakları edinmeye başlamışlardır. Cumhuriyet yasalarının kadına verdiği hak ve özgürlüklerin özellikle erkekler tarafından kabul edilmesi kolay olmamıştır. Hatta, yasaların verdiği birçok hak ve özgürlük bugün bile kadınlar tarafından tam olarak kullanılamamaktadır. Erkek hegemonyası kötüye kullanılmaya uygun bir ortam oluşturmaktadır. Kadına yönelik şiddet eylemlerinde erkek hegemonyasının olumsuz etkileri rahatlıkla görülebilmektedir.

Kadına yönelik şiddette bulunan erkeklerin geçmişini, aile yapısını araştırın, mutlaka babasında, amcasında, dayısında, abisinde, arkadaşlarında veya komşusunda kadına yönelik şiddette bulunulduğunu görerek büyümüş ve insan onuruna aykırı tutum ve davranışları benimsemiştir. Çok okuyan, sorgulayan, analiz, değerlendirme ve yorumlama yaparak tutum ve davranışlarımıza yön veren bir toplum olmamamız nedeniyle, başkalarının olumsuz tutum ve davranışlarını görme/izleme, hatta bu hususları gazetede okuma veya televizyonda izleme, insanların tutum ve davranışları üzerinde etkili olmaktadır. Bu nedenle, kadına yönelik şiddet konusunda her bireye görev düşmektedir.

Hukuksal olarak ifade edecek olursak, özünde her suçlu daha önceki suçluların suç işleme şekilleri ile duygu ve düşüncelerinden etkilenir. Bu husus kadına yönelik şiddet bağlamında ayrı bir önem arz etmektedir. Demokratik bir toplumda medyanın vazgeçilmezliğinin farkında olarak şu hususu belirtmekte yarar görüyorum. Kadına yönelik şiddet olaylarının temel medya ilkelerine dikkat edilmeden özensiz olarak yer alması kafasında yani bilinçaltında bu tip düşünceler olan insanları tahrik edebilmektedir. Bu nedenle,  medyanın özendirici olmaması gerekmektedir.

Töre, kıskançlık kadına yönelik şiddete gerekçe olarak gösterilmektedir.Mademki Türkiye bir hukuk devleti, herkes ihlal edildiğini düşündüğü hakkını hukuk düzeni içinde aramalıdır.Modern toplum düzeni bunu gerektirmektedir.

Alkol ve uyuşturucu kadına yönelik şiddete gerekçe olarak gösterilmektedir. Her birey kendi tutum ve davranışlarının olumsuz sonuçlarını önceden düşünmeli, değerlendirmeli ve sorumluluk sahibi bir insan gibi hareket etmelidir. Bireysel çıkarını gözetirken rasyonel olan insan, başkalarına yönelik davranışlarında irrasyonel hareket etmemelidir.

Okumuş ve kültürlü kabul edilen insanlar da kadına yönelik şiddet eylemlerinde bulunuyorlar. Ülkemizde biçimsel eğitime gereğinden fazla kültürel değer atfedilmektedir. Üniversite mezunu kültürlü varsayılmaktadır. Aslında, bireysel olarak üniversite mezunu olmak kültürlü olmak anlamına gelmez. Kadın erkek ilişkileri, insan tabiatını algılama ve değerlendirme farklı nitelikler gerektirmektedir.

Dilek ve temennilerimiz:

Her erkek, eşine, annesine, kız kardeşine veya çevresindeki diğer kadınlara nasıl davrandığını sorgulamalı. Her erkek kendi öz eleştirisini yapmalı. Yanlış tutum ve davranışlarını düzeltmeli. Artık demokrasiyi içimize sindirme zamanı. Kadın üzerindeki geleneksel baskıcı otoriter tutum ve davranışlardan vazgeçilmeli. Kadınların bireysel hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmeli. Erkek ne kadar özgür ise kadınlar daha fazla özgür olmalı. Ya benimsin ya kara toprağın gibi yaklaşımlarında uzaklaşılarak, kadının tercih hakkına saygılı olunmalı. Kadınlar lehine pozitif ayrımcılık daha fazla desteklenmeli. Siyasal, sosyal ve ekonomik hayatta kadınlar daha fazla yer almalı. Kadınlar sadece bir cinsellik nesnesi olarak değil hakları ve özgürlükleri ile bir bütün olarak görülmelidir…

Kadınlar arasında birlik, beraberlik ve dayanışma artmalı, şiddete maruz kalan kadına her türlü toplumsal destek verilmeli, bu tür olumsuz davranışlar normal karşılanmamalı, gerekli toplumsal tepki gösterilmelidir.

Kısa vadede, kadına yönelik şiddet eylemlerinin azaltılması veya önlenmesi adına polisiye tedbirler etkili bir şekilde uygulanmalıdır.