content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

27 Oca

İstanbul’u Teslim Alma Zamanı Hala Gelmedi mi?

Geçen sene yani İstanbul 2010 etkinlikleri çerçevesinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde sanal Adımİstanbul zümresi ile birlikte tertiplediğimiz ve misafir olarak Adalet Ağaoğlu, Murat Belge, Semavi Eyice, Metin Sözen, Selim İleri gibi yıldız isimlerin katıldığı “Yıldızlar İstanbul’u Konuşuyor” başlıklı dizinin ses kayıtlarının çözümüne birkaç ay önce öğrencim Ceren Yüceçam ile birlikte başladık.Umuyorum yakında kitap hazırlığı biter ve basıma gireriz. Böylelikle buradan bu kitabın müjdesini vermiş olayım.

Kitaba düşündüğüm başlık sonradan değişebilir ama şimdilik “İstanbul’u Seviyorum Gözlerim Kapalı!” olsun diye zihnimden geçiriyorum.

İstanbul’u sevmek için biraz abartıyorum biliyorum ama artık bazen hakikaten gözleri yummak gerekiyor. Çekilmez ve çirkin manzaraların sayısı o kadar çok arttı ki şehrin güzelliğini görmek hergeçen gün daha da zorlaşır oldu.

İstanbul’da artık bu tür manzaralar görmek istemiyoruz.

Buna katlanamayan insanların sayısı da gitgide artıyor. Hatta bunlar sosyal medyada da boy göstermeye ve seslerini yükseltmeye başladılar. İşte bu tür hareketlerden birisi Facebook’daki İstemiyorum sayfası başlığı altında faaliyet gösteriyorlar (http://www.facebook.com/pages/Istemiyorummm/138833076163789).

Bu berbat manzaralardan yine birine dün akşam Zeyrekhane’de Chronical Dergisi (http://www.chronicledergisi.com/) ile Liberalses’in senelik yemeği için toplandığımızda rastladım. Biraz hava almak için Zeyrekhane’nin taşlığına çıktığımda tüylerim diken diken oldu:

Karşımda muhteşem Beyazıd Yangın Kulesi duruyordu. Ama altının fıstıki yeşil, üstünün ise kıpkırmızı ışıklarla aydınlatılması sonucu kule tamamen bir sirk kulesi haline gelmişti. Belediyelere bu tür tasarruflarda bulunmak için yetki verdiğimiz için cidden çok üzüldüm.

Hemen yanıbaşında arz-ı endam eden Süleymaniye Camii’ni de yakında böyle rengârenk ışıklandırmak gerekir. Kubbesi mesela “cami yeşili” olsun, minarelerin her birine de farklı renk huzmeleri yansıtalım! Nedir böyle sade ışıkla aydınlatmak? Bize hiç yakışıyor mu? Artık paramız da varken biran evvel harekete geçmeli !

Sevgili İstanbullular ve İstanbul’u sevenler, bu işin bir çözümü sanırım yok diye lütfen düşünmeyiniz.

Çözüm doğrudan demokrasinin daha çok işletilmesinden geçiyor.

Bu tür tasarruflardan önce belediye internet sitesinden birkaç seçenekle birlikte halkımızın reyine başvurur. Halkımız da bu seçenekler arasından bir seçim yapar. Haklı olarak belki seçenekler yeterli olmayabilir diyeceksiniz. Doğrudur… Ama halkın doğrudan demokrasinin tadına varmasından sonra belediyeler üzerinde oluşturacakları baskı ile zamanla belediyeler halkın dahi seçenek sunmasına olanak sağlayacak altyapıyı sunmak zorunda kalacaklardır (benzer bir çözüm teklifi için daha önce yazdığım şu yazıya bkz. http://www.stargazete.com/acikgorus/ey-vatandas-yeni-bir-secimde-tekrar-gorusmek-uzere-178644.htm).

Yeter ki biz halk olarak sesimizi daha çok çıkaralım, kararlara daha çok müdahil olmak isteyelim. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.

İstanbul’da ya da başka bir şehirde, kimse babasının malı gibi tasarruf edememelidir. Eski belediyecilik yöntemleri artık bırakılmalı ve İstanbul İstanbullulara teslim edilmelidir.

Aksi takdirde kavlimiz (slogan) şu olmalıdır:

İstanbul’u teslim almaya geldik !

Etiketler : , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank