- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

İsrail’i Haklı Bulmak…

Zorunlu olarak iki hafta yazamadım, yazı konusu olarak tuttuğum notların büyük kısmı ‘zaman aşımına’ uğradı, silindi gitti. Bazılarını, sırf içimde kalmasın diye 140 karakterle Twitter’da yorumladım. Yılmaz Özdil’in 52 karakterlik yazısından sonra, en kısa köşe yazıları benimkiler oldu. Fakat bir tanesi var ki, özellikle ‘yazmaya başlamama’ sakladım.

İsrail’in geçtiğimiz hafta Gazze’ye düzenlediği ve yarım ağız bir ateşkesle sonuçlanan saldırılar esnasında özellikle sosyal medyada bazı yorumlara denk geldim. Üzülerek söylüyorum ki, bu isimler ya CHP’li, ya ulusalcıydı. Ya CHP içindeki ulusalcı tabandan, ya ulusalcıların içindeki solculardan... Sahi, ikisinin farkı var mı?

Deniyor ki; “İsrail askerlerinin, ölen vatandaşlarının intikamını almak için bir canavara dönüşüyor. Bütün dünyaya, bütün bölgeye kafa tutuyor. Bir dünya savaşına neden olmayı bile göze alıyor.” Buraya kadarki kısmı zaten olacakların habercisi gibi... Devam ediyorlar; “Tayyip Erdoğan ise kürsüde konuşup posta koyuyor, sonra geri adım atıyor. Vatandaşları öldürülüyor, kılını kıpırdatmıyor...”

Bunu diyenler; bilinç altında İsrail’in kadın, yaşlı, çocuk, bebek gözetmeden vurmasını, öldürmesini meşru buluyor.
Bunu diyenler; ellerinde yetki ve güç olsa İsrail’in kasaplığını aynen uygulamaktan geri kalmayacaklarını itiraf ediyor.
Bunu diyenler; bütün o kınamaların, protestoların birer ikiyüzlülükten ibaret olduğunu, aslında güce ve güçlüye kayıtsız bir tapınma, koşulsuz bir biat güttüklerini ilan ediyor.

Fasid daire

Shakespeare’in Hamlet’i Kürtçe olarak sahneye konuyor. Slogan da ünlü tiradın Kürtçesi; Bûn yan jî nebûn... Ahmet Hakan köşesinde paylaşınca Twitter’da yazdım : “Bûn yan jî nebûn denince aklıma büryan kebabı geliyor, kebap deyince açlık grevleri, açlık grevleri deyince ana dil meselesi, en sonunda dönüp dolaşıp yine Kürtçe’ye geliyor konu...”

Seviyorum

Son zamanlarda sempati duyduğum üç isim var... Sırrı Süreyya Önder, Esra Elönü ve Ayşe Hür...

Üçünü de fikirlerini korkmadan savunabildikleri, düşüncelerinin arkasında dimdik durabildikeri için seviyorum.
Üçünü de hamaset edebiyatına teslim olmadıkları için seviyorum.
Üçünü de gelen sığ eleştirilere, hakaretlere, müthiş zeki, incelik dolu, zeka dolu cevapları için seviyorum.
Üçünü de çizgilerinden milim sapmadıkları, zerre miskal sululuk etmeden çıkıntılık yaptıkları için seviyorum.

Olmasaydın olmazdık

10 Kasım’da Kemalistler Atatürk için kullandılar. Sonra ‘karşı mahalle’ kibarca arakladı -hatta yan yatmış sekiz ile hafiften bir dalga da geçtiler- “Ya Resulallah!” dediler... Şimdi ortada bir “kim olmasaydı olmazdık?” kavgası var...

Atatürk olmadan önce yok muyduk? Türkler vardı, Kürtler vardı, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Çingeneler, Patiriyotlar, Türkmenler, Çerkezler, Gürcüler, Pomaklar bal gibi vardı. Anadolu vardı, Anadolu halkları, Balkanlar, Rumeli vardı... Osmanlı vardı. Osmanlı’nın öncesi de vardı. Atatürk olmasaydı olacak mıydık? Farklı devletlerin çatısı altında ya da bal gibi bağımsız birer devletçik olarak, evet. Bağımsız İstanbul Devletçiği ve Orta-İç Anadolu Türk Devleti, güneyde İngiliz ya da Fransa sömürgeleri ama sonradan yine bağımsız olacak olan devletler... Ama öyle ya da böyle, bir şekilde olacaktık. Belki de Mustafa Kemal değil, Kazım Paşa bir bağımsızlık savaşı başlatacak ve muzaffer olacaktı.

Peki Muhammed Peygamber olmasaydı? Tabi ki olacaktık, yeni bir peygamber gönderilmese dahi, İsa’nın ve Musa’nın dinlerine tabi olan inanç sahipleri bugünkü gibi var olacak, şimdinin Müslüman nüfusa sahip coğrafyaları da Hristiyan olmuş olacaklardı. (Soy meselesi malum, Musevi olamazlar...) Bu dünya dengesini nasıl değiştirirdi tahmin etmek çok güç ama şimdi nasıl ‘o olduğu halde’ inanmayanlar ya da ne bileyim, taşa, kuşa, ineğe falan inananlar varsa, ‘olmasaydı’ da dünya yerli yerinde duruyor olacaktı...

Yani... Yanisi; boşverin. İkisi de en az diğeri kadar dangalakça söylemlere sahip...

Kaan Göktaş
twitter.com/kaangkts [1] | facebook.com/kaangkts [2]