content
21 Haz

İnsanın İnsana Hesabı: ÖLÜM!

Dünyada halen insanın kanunları hüküm sürüyor bu gün de.

Ya da insanların yozlaştırdığı Tanrının kanunları yani ölüm!...

Oysa Yaradan bu dünyaya insanı eğitmek için olgunlaşması için defalarca imkân vermiş. Bağışladığı insanı ne yazık ki, İNSAN ADI ALTINDA YARATIKLAR ilkel biçimde yok etme yolunu seçiyorlar.

Şüphesiz şehitlerimizin PKK teröristleri tarafından şehit düşmeleri insanlık adına büyük suç ve büyük acı. Ama bu insanlar için ölüm çok kolay bir eylem. Oysa yaptıklarını idrak etmeleri ya da vicdanlarının hesap vermesi söz konusu bile değil.

Biz bu evlatlarımızı kolay dünyaya getirmedik. Defalarca anlatıyoruz. Hiç kafam almıyor. İnsanın insana hesap sorması mazlumun canını alarak olmamalı. Biz analar kolay BÜYÜTMEDİK o yavrularımızı…

Bazen sıkışıp kalıyorum ne yazacağım diye… Ruhumu sürekli arıtsam ne yazar! Dayanacak gibi değil bu katliam. Bu canilerin yaptıklarının sonu hemen olmalı.

Acımız büyük. İnsanın insana zulmünü gördükçe tarihe dönüp bakıyorum. Yine insanın insana yaptıklarının tersini okuyunca giden masum evlatlarımızın yokluğuna kat kat üzülüyorum…

Tarihten alıntılarla örnekler vermek istiyorum sonra…

Talat Halman, 1975’de PEN yazarlar toplantısında, yaşlı bir Yunanlı ozandan dinlediğini aktarıyor;

“Naziler Yunanistan’da… Birkaç gün içinde Yunan adalarını da ele geçirecekler. Adalılar işgalden önce, teknelerine değerli eşyalarını, sürülerini, para ve mücevherlerini yükleyip, Türkiye kıyılarındaki köylere getiriyorlar.”Size bunları emanet edelim, Naziler çekilirse bize geri verirsiniz. Bizimkiler kabul ediyorlar.

Gelelim sonrasına; “Yunanistan, Nazi istilasından kurtuluyor. Yunanlılar “Acaba Türkler emanetimizi geri verir mi” diye kuşkuda… Adadan Almanlar çekildiğinin ertesi günü birde bakıyorlar ki, Türkler kayıklarla, takalarla geliyorlar.

Ve emanet aldıkları her şeyi geri verip dönüyorlar.”

İnsanların birbirine güvendiği ve dost olduğu yerde insanlık anayasası yürürlüktedir. Peki, bu densizlerin yaptıkları ne?

Bir örnek daha;

İskoçya’da Fleming adında yoksul bir çiftçi yaşıyor. Günün birinde tarlada çalışırken “İmdat” isteyen bir çocuk çığlığı duyuluyor. Hemen sesin geldiği tarafa koşuyor. Ve beline kadar bataklığa batmış bir çocuğun çırpınıp durduğunu görüyor.

Elinden tutarak çocuğu bataklıktan çıkarıyor, yani ölümden kurtarıyor. Ertesi gün Fleming’in evinin önünde lüks bir araba duruyor. Ve içinden şık bir aristokrat iniyor. Bataklıkta kurtardığı çocuğun babası olduğunu söylüyor. Ve iyiliğin karşılığını vermek istiyor.

Yoksul ama onurlu çiftçi; “Bunu kabul edemem. Ben içimdeki insanlık duygusuyla yaptım bunu, karşılığı bu olamaz, bir insanın hayatının kurtulmuş olmasının verdiği sevinç bana yeter “diyor.

Tam bu sırada evin kapısından bir oğlan çocuğu çıkıyor. Aristokrat; “Bu senin oğlun mu?” Çiftçi gururla “Evet” diyor. Soylu; “Gel seninle bir anlaşma yapalım. Sen benim oğlumu kurtardın ben de senin oğluna iyi bir eğitim vererek ona güzel bir gelecek hazırlayayım, senin oğlun senin ve her kesin gurur duyacağı bir kişi olabilir…”

Bu konuşma sonucunda anlaşma sağlanır. Ve çiftçinin oğlu Londra’daki St. Mary’s Hospital Tıp Fakültesini bitiriyor ve sonra adını Penisilini bulan Sir Alexander Fleming olarak dünyaya duyuruyor.

Bir süre sonra aristokratın oğlu zatürreye yakalanıyor. Çiftçinin bataklıktan kurtardığı bu çocuğu, şimdide ölümcül bir hastalıktan çiftçinin oğlunun bulduğu penisilin ikinci kez hayatını kurtarıyor.

Ve penisilin sayesinde daha nice can sağlığına kavuşuyor. Aristokratın adı; Lord Randolp Churchill. Aristokratın oğlunun adı da; Büyük Britanya Başkanı, tarih yapan kişilerden biri olan; Sir Winston Churchill, Kurtaran doktor. Sir Alexander Flemeing.

İşte iyiliğin zincirleme bir şekilde nasıl döndüğünü gösteren güzel bir örnek.Ve iyilik hiç şüphesiz bire on, yüz hatta bin veren sonsuz bir bereket!...

Akşam on bir şehidimize tüm Türkiye ağlarken ailelerinin acısı yüreğimi parçalıyor.

Neler kaybediyoruz.Giden evlatlarımız yaşasaydı kim bilir kimlerin yaralarını saracaklardı.Yazık!...

 İşte tarih tanıktır ki, insanın insana zulmü hiç bitmek bilmiyor. Ama yine tarih örnektir ki, insanın kurtuluşu da yine insanla ve insan eliyle oluyor.

 Ne yapılacaksa yapılsın artık. Daha fazla yavrularımızı kaybetmek istemiyoruz. İnsanın insana vereceği… ÖLÜM OLMAMALI!!..

Acımız yine  çok büyük. Ateş artık yalnız düştüğü yeri değil hepimizin yüreğini yakıyor.

"Ölen yavrularımıza rahmet dilerim "demek istemiyoruz artık.Yavrularımızı kaybetmek istemiyoruz artık. Dilim dolanıyor. Ailelerine sabır diliyorum.

Esef ediyorum ve kınıyorum.

Başımız sağolsun.

 

 

Etiketler : , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank