- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

İhanet Etmek Bu Kadar Ucuz mu?

Yaşım itibarıyla ülkemin bin dokuz yüz altmış beş yılından sonrasını hatırlarım. Elbette yaşım ve tahsilim itibarıyla ülkemin siyasetini takip etmek ve olayların analizini yapabilmek bin dokuz yüz seksen beşten sonra başladıysa da;
Geriye dönük olayların nedenlerini, sebep sonuç ilişkilerini kurabilmem ve kavrayabilmem bin dokuz yüz doksan beşli yıllardan sonra başlamıştır.
Bu zaman zarfında çeşitli politikacılar, sivil toplum örgüt liderleri veya generaller gördük. Kimisi muhalefetin etkin isimleri idi, kimileri de önemli gazetelerin yazarları, çizerleri...
Hepsinin ortak özellikleri daha ağızlarını açtıklarının fazla değil üçüncü dakikasından sonra hedefindekinin şerefsizliğinden başlarlar vatanı satmakla yani hainlikle sona erdirirler. Bu ithamlar işin garip tarafı her fikirden ve meşrepten “kelli- felli” insanlarımız tarafından kullanılıyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir.

Seyrettiğim bir filmde kendisini başkasıyla yatmakla suçlayan sevgilisine genç kız “başkasının koynuna girmek o kadar kolay mı?” Diyordu.
Ha sahi şerefsizlik ve ondan beteri vatana ihanet bu kadar ucuz ve kolay mı?
Neden bu kelimeleri bu denli ucuz ve sık kullanırız? Bir başka ifade ile bunları dilimize bu kadar kolay dolamamızın nedenleri nedir?
Bu aslında toplum bilimcilerimizin ve özelde psikologların uzmanlık alanıdır… Ama bizim gibi sağını, solunu dikkatlice gözlemleyenler ve didikleyenler için de kafa yorulması gereken bir durum gibi geliyor bana.

Dolayısıyla toplum bilimcilerin affına sığınarak bir iki kelam etmek istiyorum. Sorumuzu tekrar soralım “karşımızdakini neden bu kadar ucuz şerefsizlikle ve daha kötüsü vatan hainliği ile suçlarız?
Önce özelde şu soruyu sorarak başlayalım isterseniz. Bir insan karşısındakini neden suçlar?
Birinci neden elinde kuvvetli delili vardır. Delili olduğu içinde ifşa eder. İkincisi ise elinde delili yoktur, boş atıp dolu tutmaya çalışır. Üçüncüsü karşısındakini itibarsızlaştırmak için veryansın eder.

Dördüncüsü söyleyecek sözü yoktur, en kolayına yani ithama sarılır. Beşincisi taraftarlarını istim üzerinde tutmaya çalışır. Yani çatışmacı bir yol izler. Bir anlamda bütün dert safları sıklaştırmaktır. Altıncısı geldiği yere hak etmeden ve özümsemeden gelmiştir. Dolayısıyla kaybetmemek için her yol denenebilir.
Benim aklıma şu anda altı tane neden geldi. Bütün bu nedenler(yani altı neden) iki şeyden ötürüdür.

Birincisi geçmişin çatışmacı sistemlerinin üslubudur, yöntemidir. Yani fikir ve içerik önemli değildir. Önemli olan karşısındakine olabildiğince çamur atıp iz bırakmak... Ve taraftarlarının safların sıklaştırarak galeyana getirmek…
İkincisi ise atadan, dededen ağırlığınca miras kalmamak… Dolayısıyla insana ağırlığınca miras kalmayınca haliyle hafif kalıyor.
Şu liderlerin bol keseden kullandıkları “malum” kelimeleri neden kullandıklarından dem vuracaktık değil mi?
İlahi dostlar insan çıkınında en çok ne varsa onu harcamaz mı? Onlarda öyle yapıyorlar zaten… Bu da yedincisi oldu galiba…