- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

“İçine Edelim mi, Etmeyelim mi?”

Bu yazıyı kaleme almadan bir saat önce, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Gezi Parkı’na ilişkin 11 kişilik bir heyetin görüşme yaptığı açıklandı. Gelen haberlere göre Başbakan, Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılıp yapılmaması konusunu halka sormayı önermiş.Henüz konu çok sıcak, taraflar detaylı açıklama yapmış değiller. Elimizdeki bilgiler kısıtlı ve bir çoğu yorumdan ibaret. Önümüzdeki günlerde daha etraflıca tartışabilmek, daha somut şeyler söylemek mümkün olacak.

Öncelikle, söz konusu heyet şu isimlerden oluşuyormuş : Ahmet Mümtaz Taylan (Tiyatrocu), Hale Çıracı (Mimar), Kutluğ Ataman (Yönetmen), Nil Eyüpoğlu (Öğrenci), Rümeysa Kiger (Sanat Yönetmeni), Selva Gürdoğan (Mimar), Zehra Öney (Medya Uzmanı), Zülfikar Kürüm (Öğrenci), İpek Akpınar (Akademisyen), Bülent Peker (Başbakan'a mektup yazan AKP’li genç), Betül Tanbay (Profesör).

Heyete ilişkin ÇOK önemli bir nokta : Taksim Dayanışması ve Taksim Platformu, heyetin kendileriyle ilgisinin olmadığını söylüyor. Yani -şimdilik- bu isimlerin bir temsil yetkisi yok.

Referandumu tartışmaya açmadan önce şu iki tespitte bulunmak lazım.

Birincisi, devletin tutumu açısından “teröristle pazarlık olmaz” noktasından, “çapulcuyla referandum yapalım” noktasına gelmek çok önemli bir adımdır.

İkincisi, Tayyip Erdoğan’ın kişisel söylemlerinde “Siz ne yaparsanız yapın, biz karar verdik!” dayatmacılığından, “Madem öyle halka soralım...” çoğulculuğuna geçiş direnişin 15 günde büyük ilerleme katettiğini ve doğru yolda olduğunu gösterir.

Referandum seçeneğinin hukuksal açıdan iki engeli var : Birincisi, anayasa bölgesel ya da il bazında bir halk oylamasına ilişkin bir düzenleme içermiyor. (Hükümet sırf bunun için anayasa değişikliğine gider mi?) İkincisi, hakkında mahkeme kararı olan bir konuda halk oylaması yapılamaz. Bu açıkça “yargıya müdahale” anlamını taşır.

Referandumun siyasi ve mantık yönünden soru işaretleri de var :

Bir : Çoğunluğun aldığı HER karar doğru ve demokratik midir? Örneğin ezici çoğunlukla “evet” oyu verilen 80 anayasası için bunu diyebilir miyiz?

İki : Gelişmiş ülkelerde kamusal alanlar için halka ayrıca bir şey sorulmaz. Çünkü halk, yerel yönetimler vasıtasıyla zaten bu planlama ve karar sürecinin içindedir. Gezi Parkı’nda sorun, halka planlama, karar ve uygulama noktasında kimsenin bir şey sormamasıdır. Eğer demokratik katılım yerel düzeyde hakkıyla işleseydi, bu sorun yaşanmayacaktı. Şimdi çıkıp da "Gezi Parkı'nın içine edelim mi, etmeyelim mi?" diye halka sormak, bu açıdan demokratik değildir.

Üç : Vatandaşın istemediği her konuyu referanduma taşıyacaksak, 3. Boğaz Köprüsü, Kanalistanbul, yeni havalimanı, nükleer santraller, HES’ler ve daha nicelerini de oylamamız gerekmez mi?

Dört : Çoğulculuk gerçekten bu kadar önemliyse, Amed, Hakkari, Şırnak, Van, Bingöl, Dersim, Muş, Ağrı, Bitlis’te de halk oylaması yapmak isterler mi?

Beş : Aynı eksende milletvekili dokunulmazlığı, seçim barajı, milletvekillerinin ayrıcalıklı sosyal ve ekonomik haklara sahip olması, valilerin halk tarafından seçilmesi gibi konular neden referanduma götürülmez?

Tüm bunlara rağmen, eğer gerçekten bir halk oylaması yapılacak ve bu insanlara “ağaçları kesip, beton dökelim mi?” diye sorulacaksa, İstanbul halkının vicdanına şahsen güveniyorum.

CUMHURBAŞKANI’NIN GÖREVİ

Eğer referandum konusu ortaya çıkmasaydı, bugün bunu yazacaktım.

Önemli konudur, zira İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in “darbeye yeltenmek” ile yargılanmasına neden olan söylemlerinden biri de budur. (Perinçek, zamanın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den Tayyip Erdoğan’ı istifaya davet etmesini istemişti. O toplantıda ben de vardım ve söz alıp kısa bir konuşma yapmıştım.)

Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na gerekli hallerde Başbakan ve kabineyi istifaya davet etmekle yetkilendirmiştir.

Kendi vatandaşlarının polislerce dövülmesi, yaralanması ve ÖLDÜRÜLMESİ için emir veren, bu yolla ülkede kaos ve kargaşaya neden olan, toplumsal barışı zedeleyen Başbakan Erdoğan meşruiyetini yitirmiş durumdadır.

Bu durum altında Türkiye Cumhurbaşkanı’na düşen GÖREV, derhal Başbakan ve kabinesinden istifalarını istemektir.

Bu yolla hızla erken seçime gidilmeli ve halkın iradesinin yeniden tecelli etmesi sağlanmalıdır.

twitter.com/kaangkts [1]