- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Genç Değilsin Ama Sana da “hitabe” sezen!!!

Epeydir yazmıyor / yazamıyordum. Aslında yazmak ve yazmamak arasında gidip geliyordum denebilir ama son zamanlarda şu ergenekon salaklığının üstüne bir de referandum gerzekliği eklenince iyice şiştim diyebilirim. Ama beni esas tetikleyen, kendisine "sanatçı" denen / diyen asalakların yaptığı açıklamalar.

Bunların ilki beyin zararlısı Nihat Doğan. Kimdir bu arkadaş? Hangi çıkar çevresinin ürünüdür bilemem, zaten üstüne fazla birşey yazmak / düşünmek istemiyorum çünkü kendisinde Türkiye'de yapılacak bir hukuki referandum üstüne düşünecek/yorum yapacak ne birikim ne o zeka ne de altyapı olmadığını bilmemle birlikte bu cüretkalığı Seda Hanım'a borçlu olduğumuzu da sanmıyorum! Ama, adama sorarlar gugukla hukuk arsında ne fark veya benzerlik var diye. Yaratan'dan çok isterim, bir şekilde bir yerde bir fırsat olsa da, haykırışlarımdan zatürre olsa, o zaman anlasa referandum gerçekte neymiş.

Efendim bilenler bilir. Hele şu şaklaban, amerikanın kucağına oturmaktan zevkin doruklarına çıkmış FG'nin uşağı aametaltan ve "demokrasi havarisi" ağızdaşları daha iyi  bilir; bu iş  - bin defa yazdık ama odun işte anlamıyor ne yaparsın - 50'lerde başladı. Herşey 70'lerde abdnin buyruğuna girdi, faşist kenanevrene darbe yaptırıldı, necmi piyasaya sürüldü, genç yeteneklerden bir tutam hazırlanıp necminin altına sürüldü - kadayıf misali - sonra, piştiklerinde necmi geri çekildi, yerine biri en üste diğeri bir altına yerleştirildi.

Ben sosyalist ya da komünist değilim ama 1970'lerden hele 1980'lerden sonra gelen giden herkesin T.C adına, demokrasi adına bu adamların (sosyalist-komünistler) başına indiğini gayet iyi bilirim. Asıldılar, dövüldüler, tecavüze uğradılar, kürtaj yaptırdılar, delirdiler, intihar ettiler daha neler neler. . . Kısaca 80'den sonra onca işkenceye rağmen faturayı hep o kuşaklar ödedi hem de her türlüsünü; ve hala ödemekteler. Şu anda T.C hapishanelerinde sadece "fikir" suçlusu olarak 2000 in üstünde mahkum var.

Ne demokrasisi? Hangi demokrasi?

Bu kuşaklar yitip gider, paramparça olurken şimdikiler başlarını kıçlarına sokup kenardan kıs kıs gülüyorlardı. Patronları / kocaları meydanı boşaltınca sıra bunlara geldi. Bir hava çıktılar meydana, aman ne caka ne caka. Ne o? Müslümanlar eziliyormuş, türban niye yasakmış da falan da filan... Sorduk işte soruyu. Hadi bir kez daha soralım. Şu anda Türkiye'de türban serbest bırakılsa buna kim karşı çıkar? Karşı çıkacak herhangi bir kurum, kuruluş var mı? Cevabın hayır olduğunu hepimiz biliyoruz zaten değil mi? Ama ötesi var. Peki neden çıkmıyor? Çünkü mesele üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Türbandı demokrasiydi oydu buydu derken yapılmak istenen zaten belli. T.C tamamen tasfiye edilip yerine dine dayalı bir devlet kurmak. Herşey halloldu. Polis teşkilatı göbeğinden FG ye bağlandı, yargı öyle, tüm kit ler satıldı. Yani kısaca T.C'yi oluşturan ne varsa bülentarınçın timsah gözyaşları arasında yerle bir edildi. Bir tek ordu kaldı. pkk itini saldılar üstüne, eline silah vermediler, donanımını kıstılar olmadı, taraf, zaman, vakit, akit, bırt dırt kim varsa salyalarını saça saça - daha demokrasi sözcüğünün anlamını bile doğru dürüst bilmeden -  üstüne atladı, o da yetmedi. Şimdi ise bu şaklabanlık referandumu yapılacak ve biraz önce söz ettiğim zavallı şarkıcı parçasının yanında bir de fetullah amcasının güzel küçük kızı sazan pardon sezen evet oyu verecek . . .

Neymiş? sezen hanım Türkiye'de tam bir demokrasi oluşana kadar evet diyecekmiş . . .

Yaşı gayet uygun, 70'lerde kendi kuşağı birbirini boğazlarken de evet demiş mi? 80'lerde darağaçlarında paramparça olurken hayatlar? İşkencede geceler boyu cımbızla sökülürken ruhları bedenlerinden? Sırf düşüncelerinden dolayı, sadece düşündükleri gibi yaşayabilmek için fırsat sağlamaya çalışırken, sadece - bunun için - foseptik çukurlarına gömülürken bedenler? Özal toplumsal yapının ve ekonominin ırzına geçerken de mi evet demiş? Ya çiller, mesutyılmaz, mehmetağar, çatlılar, ağcalar, devsollar, devyollar, ügdler, ülküocakları cayır cayır can alırken nerdeymiş sezen hanımın başı? Salyadaşlarıyla beraber kıçındamıymış? Yoksa - her nedendir bilinmez !!!!!!!!!!!!!! - farkında bile değilmiymiş? Yoksa kafası bir bünya mıymış?

sezenaksu gibi her türlü pisliğin içine bulaşmış bir mafya anasının dediğini ben umursamıyorum ama benim cahil halkım ne yazıkki kendisini cicili bicili, bazen harbi delikanlı bir halt sanıyor. Daha dilimin ucunda çok şey var ama bazı arkadaşlarımın başına gelenler en azında çoluğumun çucuğumun başına gelsin istemiyorum. Ama günün birinde sadece gözlerinin içine bakarak kendisini paramparça edebilmek için gözlerimi sımsıkı yumup, yüreğimi sonsuza açıp Yaratan'ıma yalvarıyorum; bir fırsat, ne olur tek bir fırsat.

Yani diyeceğim o ki bu oyunlar son perdeye ait. İster gidin evet deyin ister hayır birşey değişmeyecek bunu adım gibi biliyorum. Tek dayanağım bir yerlerde hala saklı olan Atatürk Cumhuriyet'i bilinci, sadece bu başka birşey yok. Attığım her adımda gayet iyi bildiğim bir şey var; siz de çok iyi biliyorsunuz;

... işte bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyet'ini kurtarmaktır!

Duydun mu sezen? bu cümle sana birşey ifade ediyor mu?

Mavi Günler

Comments Disabled (Open | Close)

Comments Disabled To "Genç Değilsin Ama Sana da “hitabe” sezen!!!"

#1 Comment By kadir adar On 10 Kasım 2010 @ 01:09

hocam kaleminize sağlıkk....