content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Kas

Fefe İle Efe… (Van Depremi Yitikleri Anısına)

Ekranlarda arama-kurtarma çalışmaları...

Bir adam enkaz yığınlarına doğru eğilmiş sesleniyor:

-Kimse var mı, sesim geliyor mu?

Sessizlik..

Efe koltuğa kıvrılmış, sahibi Fefe'nin okşayışından memnun.

Ocakta çay demleniyor. Yazar'ın aklında Efe ile Fefe'nin öyküsü..

Yazar diyor ki; yıkılan sadece binalar değil, özlemler, düşler, umutlar, heyecanlar..

Fefe'nin gözü ekranda, aklından çocukluğunun  Van sokakları geçiyor bir bir.

Ve birden;

-Bak kuzucuğum, gördüğün şu gölün kıyısında oynardık biz. O yıllarda boştu şuralar. Uzun yıllar oldu Van'dan ayrılalı. Ankara'ya gelip okuduk, işe girdik. Yeğenim adımı tam söyleyemez ve bana "fefe" derdi.

Efe, mavi-yeşil gözlerini kırpıştırarark tavşan kanı çaylara bakıp mırıldanıyor: miyaaav.

Ekranlarda 10 Kasım için yürüyüşler, törenler Ata'ya sevgi-saygı sözleri..

Fefe  mutfağa yönelince ipeksi beyazlığıyla koltukta uzanan Efe ardından koşarak gitti.

Çayların kokusu açlığını duyumsattı belki de.

Efe yalnızca bir kedi, bir varlık, bir canlı değildi Fefe için.

O bir "ses" ti, "soluk" tu, yaşamın, gecelerin, gündüzlerin sadık, sevimli tanığıydı..

Dertleşilen bir yoldaş, bakışlarla selamlaşılan bir iç huzuruydu.

İnsanlar çok yerde bir sıcacık sesin arayışı içindeydi.

Yazar bunları geçirirken aklından, çaylar geldi.

Yine ekranda, "sesimi duyan var mı" diye bağırıyordu telaşla insanlar..

Şair ne kadar da haklıymış, "bayram soluk almaktır, kolayca" şeklinde mısra dizerken...

Bir nefes, bir ses böler geceyi, yaşama bağlar insanı yeniden..

Bu, bazen bir kedinin miyavlamasıdır, bazen şarkının ezgisi, bir türkünün tınısı, bir ıslığın  sızısı, bir sessizliğin çığlığı...

Bir çaydanlığın fokurdamasıdır kış gecelerinin beyazlığında, bir öykünün canlanışıdır sanatçının sazında..

Hep aradığımızdır sesler, içimizi ısıtan nefesler..

Fefe ipeksi bir beyaz kuğu gibi süzülerek getirdi çayları içerden.

Efe başını okşayan yazara baktı içtenlikle, yeşil-mavi gözlerini kırpıştırarak..

Yazar ekranları geçti peş peşe.Bir kısmında deprem görüntüleri, bir kısmında Atatürk konulu tartışmalar. törenler.

Yıkılanların yalnızca binalar olmadığını, yüzlerce binlerce umutların, özlemlerin,  sözlerin, düşüncelerin de bir bir çöktüğünü anımsattı yeniden.

Yazar söz verdi Fefe ile Efe'ye.

Sadece şimdi yanyana olduklarının değil, yiten, yaralı kurtarılan, insanların, gençlerin, kadınların, çocukların da öyküsünü yazacaktı ileride.

Onların yaşadıklarını, yaşamak isteyip de düşlediklerini, yarım kalan umutlarını, sönen sevgilerini kaleme alacaktı yaşadıkça, öğrendikçe, duydukça, duyumsadıkça..

Söz verdi yazar kendine yeniden, öykülerini yazmak, yaşama zamansız yenilenleri var etmekti bir biçimde.

Dolunaylı Ankara gecesinde evine doğru yürüyen yazarın aklında Efenin mavi-yeşil bakışları, Van depremi ve insan sıcaklığına eş öyküleri vardı..

Etiketler : , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank