- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Fazla mı Açılıyoruz?

Kimilerin demokratik açılım, kimilerinin de kürt açılımı diye dillendirdikleri bir ‘açılım’ var gündemde. Kimin nasıl açılacağı pek önemli değil doğrusu; ister ‘demokrasi’ yoluyla, isterse de ‘kürt’ yoluyla yapsın bu açılımı. Önemli olan kelimenin şeklen duruşu değil, onun arkasında duran mana ve özüdür. Esas temelde, meselenin çözümü doğrultusunda atılacak adımlar dikkat arz etmelidir.

Sayın Baykal’ın dediği gibi “Ben senin geminle limana yanaşmam, nasıl açılırsan açıl” yerine son günlerde yaptığı ‘gizli açılım’ ya da başbakanın somut örneklerle gelmesine karşı ‘görüşülebilir’ tavrı daha hoş gözükmektedir.

Bazı parti mensuplarının haykırdığı gibi “Fazla açılamaya gerek yok efendim” ya da

Birkaç gazeteci yazarlarımızın nara attıkları gibi “Ne açılımı! Ya boğulursak…”

türünden manşetler yerine, meselenin somut adımları üzerine yürürsek daha verimli, gözle görülür sonuç alabiliriz. Somut adımlar ne olabilir diye adımları sorarsak…

Kanaatimce bugünlerde içişleri bakanı Beşir Atalay’ın çeşitli kurum ve kuruluşları, sosyal dernek ve ‘zirvedekileri’ ziyaret ederek fikir alış verişinde bulunması çok yerinde bir davranış.

Fakat sayın Baykal ve Başbakan’ın böyle yerinde müdahalelerine karşın  ‘milliyetçi’ diye geçinen bir güruh var ki pek anlam verilemiyor doğrusu bu meselelerle ilgili. “Ülkeyi böldürmeyiz” haykırış ve yakarış hatta parçalanış içinde olan o güruh acaba kendilerini ya da ‘kürt’leri hangi milletten sayıyor. Bu açılımda  esas temel olan devletin üniter yapısını korumak ve daha güçlüsünü hayata geçirmek olan açılımın, devleti bölmek, hatta kıtalara ayırmakla ne alakası var efendim.

“Kürtler  yurtdışından ithal oldu, asıl vatanları değildir” derken, siz nerden ithal oldunuz beyefendi! derlerse acaba nasıl karşılık verir bilinmez fakat şunu da söylemek gerekir ki sizin ‘Türkler’ diye bahsettiğiniz de 1071 de Anadolu’ya girmiş bir Orta Asya milletidir. Siz Orta Asya’dan geldiniz de kim kapıları(Anadolu’nun kapıları) kapattı efendim.

Düşüncesi, hürriyeti, bayrağı, toprağı, ülküsü ‘bir’ milletiz. Çok öteye gitmeyelim… Çanakkale’yi destanlaştıran kürt müydü, türk müydü; yoksa topyekun millete mal olmuş bir destan mıydı?

Açılımı tekdüze kalıplardan çıkarmak için biraz daha ince eleyip sık dokumak gerekir. Ortalıkta baykuş sesleri çıkarana değil, iş yapana bakmak gerekir. Milletin kaderini belirleyecek bu türden açılımlara nemelazımcılık bakışı yerine, acaba bu konuda benim duruşum ne olabilir diye sormalı; belki Sezen Aksu’nun yaptığı gibi ‘telefonla katılmak’ istiyorum joker hakkını kullanmalı, ya da Ediz Hun’un ‘Ada sakinlerine sormak’ istiyorum jokerini kullanmasına güzel gözle bakmalıyız.

Comments Disabled (Open | Close)

Comments Disabled To "Fazla mı Açılıyoruz?"

#1 Comment By murat tayfun On 23 Ağustos 2009 @ 01:26

temel olarak katıldığım bir yazı olmakla birlikte kannımca açılımın özüne dair yorumların kısır siyasi eleştirilerden daha fazla yer alması gerekirdi. yani bir parti ya da parti başkanının fikrini yermek yerine alternatif üretmek gerekirdi...açılıma hoşgörü ile bakılmasını anlatmaya çalışırken açılıma karşı olanlara neden hoşgörü ile bakılmıyor sayın yazar ? herkes katılmalı mıdır bir fikre? şayet herkes katılırsa bu "fikir" fikirlikten çıkıp bir dikta olmaz mı ?

hemen aklımıza karl popper`ın hoşgörü paradoksu geliyor... hoşgörüsüzlüğe de hoşgörü ile bakmak ?

#2 Comment By ömer On 25 Ağustos 2009 @ 22:31

mezkur ifadeler daha çok siyasilerin bu olaya bakışını ortaya koymaktadır. bu konuyla ilgili analiz yazısından çok meclis koltuklarından bu gündemle ilgili hangi sesle çıktığıdır yazılanlar.
teşekkür ederim